1. 12901.
    +10
    O sırada, mekanın çalışanlarından biri geldi,

    “iyi akşamlar efendim, rahatsızlığınız konusunda yardımcı olabileceğimiz bir şey var mı?” diye sordu sıkıntıyla..

    Bunun meali, aslında, “lan ağlaya zırlaya Sinan çetin programlarına çevirdiniz burayı, diğer müşterileri rahatsız ediyorsunuz, ya susun, ya da gibtirin gidin” di malumunuz..

    Koyun can derdinde, kasap et derdinde..

    Ben o sırada felçli olduğum için, adama doğru dönüp bakamadım bile..bir iki saniyelik sessizlikten sonra buse dönüp,

    “y..yok biz.. halledicez” dedi pısırıkça..

    “peki” dedi adam fazla uzatmadan çekildi..ama bir daha ağlaşmamız halinde bu kez, “hesabınızı getirdim efendim” demesi şaşırtmazdı beni..

    Susup, sadece gözlerinin içine baktım busenin..bir kaç saniyeden fazla dayanamadı.. acıyla sağa sola kaçırdı gözlerini.. hıçkırığını bastırmaya çalıştı.. elini yüzüne siper etti.. titreyen, uzun ince, turkuaz ojeli güzel parmaklarını hayranlıkla seyrettim her şeye rağmen..

    Benim kadınımın, benim ellerime, yüzüme dokunan parmaklarıydı bunlar..ve bundan birkaç hafta öncesine kadar, mutlu bir kadına aittiler…mutlu ettiğim, mutlu olması için her şeyi yapabileceğim bir kadına..

    Betimlemelerr…tanımlarrr.. tasvirler…

    Hepsi yersiz, yetersiz kalıyordu beyler.. hepsi…

    O saniyelerde yaşadığım duygu buhranını anlatabileceğim kelimeleri, olanlardan 5 koca yıl sonra, bugün bile seçemiyorum hala..

    Çok acı görmüş, duygusal anlamda çok savaş yaşamıştım ama, hepsini de bir şekilde tanımladım, anlattım sizlere..

    Bunu anlatamıyorum..

    Özür dilerim ben de..sizlerden, bu sefer, hislerimi sözcüklere dökemediğim için.. çok özür dilerim..
    ···
   tümünü göster