/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +1726 -143
    Türkiye’de son beş senede beş bin Suriyeli şirket kuruldu.

    Şu anda Türkiye’de faaliyette bulunan yabancı şirketlerin 10’da biri Suriyeli…
    Ticaret sicile kaydolma hızında, taa 1923’den beri Türkiye’de yatırım yapan Alman şirketlerini bile solladılar.



    inşaattan tekstile, gıdadan oto kiralamaya kadar, vergisiz mergisiz, kayıtdışı faaliyet gösteren 10 binden fazla Suriyeli şirket var.



    Şam’dan sonra en büyük Suriyeli şehri istanbul… 700 bin Suriyeli istanbul’da yaşıyor.

    Fatih’te Suriyeli mahallesi oluştu. Tüm tabelalar Arapça, mahallede sadece Arapça konuşuluyor, istersen git dene, Türkçe adres bile soramazsın.

    Türkçe yok ama, Batı kültürü var, mesela Suriyeli sanatçılar tarafından caz müziği yapılan, caz kafe var. Suriyeli yazarların imza günü düzenlediği kitabevi var.



    Bağcılar’da ikinci Suriyeli mahallesi kuruluyor, resmi rakamlara göre, Bağcılar’da yaşayan her 15 kişiden biri Suriyeli…

    Son bir senede, Bağcılar eğitim araştırma hastanesinde dünyaya gelen her iki bebekten biri Suriyeli…
    Sırf Bağcılar’da, sırf geçen sene 2 bin 500 Suriyeli bebek doğdu.



    (Türkiye Halk Sağlığı Enstitüsü’nün verilerine göre, Türkiye’deki Suriyelilerin doğum oranı, Türk vatandaşlarının doğum oranını geçti. Türkiye’de sırf geçen sene 70 bin Suriyeli bebek doğdu, bu sene 130 bin Suriyeli bebek doğumu bekleniyor.)



    Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin radyoları var. Gazeteleri var,
    istanbul’da hazırlanıyor, Adana’da basılıyor.



    Sadece Suriyelilerin çalıştığı, sadece Suriyelilere hizmet veren hastaneleri var. Tahlil laboratuvarları var.
    Ecza depoları var.



    “Sosyetik” Suriyeliler var.
    “Gariban” Suriyeli istemiyorlar.
    Bizzat istanbul valisi anlattı. “istanbul’da yaşayan Suriyeliler, sokaklarda dilenen Suriyelilerden rahatsız oluyor, temsilcileri bize geliyor, ‘bizim imajımız bozuluyor’ diye şikayet ediyorlar” dedi.



    Suriyeli işadamları Derneği var. Hatta, asrın liderimiz “dolar bozdurun” kampanyası başlatınca, yalakalık olsun diye “bir milyon dolar” bozdurup, makbuzunu törenle basına servis ettiler.

    Suriyeli işadamları, uluslararası fuarlara Türkiye kontenjanından katılıp, Türkiye’yi temsil ediyoruz ayağıyla, kendilerine iş bağlıyorlar.

    istanbul Boatshow’da fiyatı üç milyon euroluk tekneler satıldı, bu süperlüks yatların üç tanesini Suriyeli işadamları satın aldı.



    izmir’de kağıt havlu ticareti yapan Suriyeli var.
    Aydın’da incir ihracatına başlayan Suriyeli var.
    Samsun’da ekmek fabrikası kuran Suriyeli var.
    istanbul’da restoran zinciri kuran Suriyeli var.
    Uyanık Suriyeli Hatay’da fırın açtı, ürettiği ekmeği “Tayyib” markasıyla satıyor.

    Gaziantep’te bakkal görünümlü diş kliniği var, önden giriyorsun bakkal, aradaki kapıyı geçiyorsun, ruhsatsız diş kliniği…
    Suriyeli emlak şirketi, Kilyos ve Küçükçekmece’de 400 bin metrekare üzerine villa sitesi kuruyor.

    Suriyeli işadamı, Emlak Konut’un istinye’deki 158 bin metrekarelik arazisine talip oldu.
    Holdingleşen Suriyeli var.



    Bu tür mevzuları yazdığımızda “yabancı düşmanlığı” filan deniyor. Bakın ben size anlatayım “yabancı düşmanlığı”nı… CHP Kayseri milletvekili Çetin Arık esnaf ziyareti yapıyor, Suriyeli bir kuyumcu görüyor, dükkana giriyor, hayırlı işler diliyor, sohbet ediyor, “Türk işçi çalıştırıyor musunuz?” diye sorunca,

    Suriyeli kuyumcu ne cevap veriyor biliyor musunuz? “Yabancı çalıştırmıyorum” cevabını veriyor!



    Herif bizim memleketimizde patron olmuş, bize yabancı diyor.



    Vaziyet böyleyken…



    Suriye’den 8 şehit daha geldi.
    Şimdilik 64 şehidimiz oldu.



    Türk Silahlı Kuvvetleri’nde hava, deniz, kara, general, amiral, subay, astsubay, uzman, erbaş ve er dahil, toplam 351 bin asker bulunuyor.

    Buna mukabil,
    Türkiye’de askerlik çağında 425 bin Suriyeli yaşıyor!



    Yani… Türkiye’de, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin mevcudundan daha fazla sayıda, eli silah tutacak yaşta Suriyeli var.



    Bunlar kendi memleketlerine sahip çıkmak yerine, bizim memlekette şirket kuracak, patron olacak, villada oturacak, yatlarda dolaşacak, caz dinleyecek…

    Bizim çocuklar bunların memleketini kurtarmak için oralarda vuruşacak, şehit düşecek, gözünü bacağını kaybedecek.



    Suriyeliler ana kuzusu da…
    Biz kendi kınalı kuzularımızı ağaç kovuğunda mı bulduk kardeşim?



    Yüreğiniz yetiyorsa…
    Demokrasiye inanıyorsanız…
    Milli iradeyi savunuyorsanız…
    Buyrun, Suriyeliler için referandum yapalım!



    Veya…
    Hazır referandum sandığı konulmuşken, utanmadan çıkın vatandaşa çağrı yapın.

    “Suriyeliler bizim memleketi babalarının çiftliği gibi kullansın, burada mis gibi hayatını yaşasın, köşeyi dönsün, bizim çocuklar s*kindirik El Bab’ta şehit olsun diyorsanız, gidin evet deyin!”
    edit: gençler trenddeyiz teşekkür ederim buraya ben bunu prim yapmaya felan atmadım en azından 1 2 çomar okur da fikirleri değişir diye attım teşekkür ediyorum tekrardan hepinize
    edit2:Gençler bazı arkadaşlarım görüşlerini değiştirmiş bu beni gerçekten mutlu etti amacıma ulaşmışım demektir. Bazı arkadaşlarımda tutumundan kaynaklı evet diyeceğim gibi yorumlar atmışlar bu beni rahatsız etmez karşıt görüş olsun ki ben var olabileyim ama dostum sana şunu söylemek istiyorum sokakta hayır propagandası yapan gençleri üniversiteli gençleri döven polisleri görünce niye görüşün değişmiyor .
    edit3:Gençler teşekkür ederim hepinize 1. sıradayız hepinize teşekkürlerimi sunuyorum
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +228 -4
    Okusa da anlamıcak insan çok
    ···
    1. 1.
      +1
      Onlar at gözlüklü insanlar kanka ne desen boş
      ···
      1. 1.
        +1
        Aynen öyle
        ···
      2. 2.
        +2
        En acisi da bu ya
        ···
    2. 2.
      0
      Malesef
      ···
  3. 3.
    +168 -4
    Yılmaz Özdil farkı bugün okumuştum bida okudum okuyalım okutturalım ülkemizi bu korkaklara bırakmayalım.
    ···
    1. 1.
      0
      Ülkemizdeki suriyelilerden şehirde yaşayan ak parti seçmeni de rahatsız. Ama k.kılıçdaroğlu Bastıramıyo aga. "Gidin kardeşim ülkenize diycez" dedi, sonra arkasında duramadı. Dursaydı Trump gibi kazanırdı belki de. Kendi bilir.
      ···
  4. 4.
    +85 -6
    Ben yazınca giblemiyonuz
    Aynısını geçen ay ben yazdıydım
    Neyse Yılmaz bubaya helal tabi
    ···
    1. 1.
      0
      (bkz: ulan bear grylls senin amk) edd stafford adamdır
      ···
  5. 5.
    +44
    oh be dıbına koyayım sonunda tehlikenin büyüklüğünü anlayan bir panpam
    ···
  6. 6.
    +34 -1
    Sustukça gibiliyoruz dur demenin vakti geldide geçiyo
    ···
    1. 1.
      0
      %50 reisin gibtigi yerde gül biter diyo. Vakite daha çok var
      ···
  7. 7.
    +34 -2
    Adam sonuna kadar haklı

    Edit:imam hatipliyim

    Edit2: entry yürümüş şuku rekorumu kırdım eyvallah beyler

    edit3: maşallah
    ···
    1. 1.
      +2
      Şuku rekoru 11 şuku amk shdjdj
      ···
  8. 8.
    +33 -2
    Modun biri de demis okusak mi

    Edit:durumun vahim olduğunu biliyorum da bu kadarini sanmiyordum huur çocukları ülkeyi boleeecek siz hala 2023diyin amin evlatları huur çocuğu Erdoğan anasını sıktı ülkenin
    bide bunun ustune beyinsiz özürlü gerizekalilar tayyini ATATURKLE kiyasliyor
    ulan ATATURKLE SiZE BAGiMSiZLiK VERDi HAK VERDi Tayyib ULKEYi BOLDU
    ANASiNi gibTiKLERiM
    ···
    1. 1.
      +3 -14
      Ananı gibeyim laik değilmi olm bu ülke ? istediğimi yaparım dexer atatürkten üstündür #EVET özgür düşüncem hehhehe
      Ananı gibeyim çıldır xd
      ···
      1. 1.
        0
        Laiklik le ne alakası var işte adamlar kendilerini her yerde belli ediyor gibtir git laik ne demek onu öğren
        ···
    2. 2.
      0
      Senin agzini bir giberim amk kodugum ana bacisiz yazicam sende ana bacisiz yaz ataturk ne hakki verdi
      ···
    3. 3.
      0
      Senin agzini bir giberim amk kodugum ana bacisiz yazicam sende ana bacisiz yaz ataturk ne hakki verdi
      ···
    4. diğerleri 1
  9. 9.
    +11
    Onlar değil biz Suriyeliyiz
    ···
  10. 10.
    +12 -1
    Daha bir nefret ettim dıbına koyayim
    ···
  11. 11.
    +10 -1
    Tutabilir rez
    ···
    1. 1.
      0
      (bkz: 2 yıldızlı otelde huncarca)
      ···
  12. 12.
    +11 -2
    Bu suriyeliler kadar bin bi millet gormedim hayatimda 1 suriyeliler 2 kürtler
    ···
  13. 13.
    +6
    usta gene gibip bırakmış, şu adamın siyasi kimliğinin daha çok ön plana çıkmasını ümit ediyorum, öyle gazete falan boş iş, hakan şükürden vekil oluyo da bundan niye vekil olmuyor
    ···
  14. 14.
    +5
    Baştaki arap yalakasi bi gitse
    ···
  15. 15.
    +3
    Birilerinin yazdıkları ile evet hayır denecek bir mesele değil. Gelen maddeler belli . değişen şeyler ortada . aklına yatıyorsa evet dersın uygun bulmuyorsan hayır dersin . Kimsenin senın hür iradene mudahıl olmasına izin verme
    ···
  16. 16.
    +3
    Faydalı şuku
    ···
  17. 17.
    +3
    adaş iyi yazmış
    ···
  18. 18.
    +2
    Biz başkanlığı tartışırken başımıza hangi çorap örülüyor

    Rus uçağını düşürdüğümüzde Putin, “Türkiye'deki mevcut yönetim er ya da geç değişecek” dedi.

    Rusya Genelkurmay Başkanı Gerasimov, “Türkiye'nin artık Karadeniz'in efendisi olmadığını” iddia etti.

    Tüm bunlara rağmen sanki büyük devletlerin politikalarını tek kişi belirliyormuş zannıyla, özellikle PYD/YPG'ye destekten vazgeçmediği için “küstüğümüz” Obama'yı bırakıp, Rusya'yla, Putin'le, Gerasimov'la “dost” olduk. O kadar ki,  Gerasimov o lafların ardından Genelkurmay'a geldi. Hemen peşinden bizim Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile MiT Müsteşarı Hakan Fidan Moskova'ya  gitti, Türkiye ile Rusya arasında Suriye'deki operasyonlar için “koordinasyon” anlaşması imzalandı.

    Önceki gün tüm gazetelerde Hulusi Akar ve komutanların Karargâh'ta sabaha kadar El Bab operasyonunu bizzat yönettiğine, operasyonu an be an izlediğine dair haberler verdi.

    Ya göremediler, ya istirahate çekilmişlerdi; Rus jetleri gelip, “yanlışlıkla” birliğimizi vurdu. 3 şehit verdik.

    iktidar medyası bu yanlışlık için, “Dost ateşi... Rus jetleri hedef şaşırdı... Kazayla vurdu” gibi başlıklar kullanmış.

    “Dost ateşi” mi?

     Rusya'yla “dostluk” meselesine geçmeden önce ABD'nin bizden ne istediğini hatırlatalım.

     2011'den beri söyledikleri şuydu; “Bizim yerimize Suriye'ye girin, IŞiD'le savaşın”!..

    Olmadı, oldurulamadı. imralı'daki teröristbaşının koordinesinde PYD/YPG'yi başımıza musallat ettiler.

    Pazarlığa başladık; “Onu alma, beni al”!..

    Adamlar asırlık “Büyük israil” projesine kilitlenmiş, geri adım atar mı?

    Bir yandan PYD/YPG'yi silahlandırdılar, bir yandan Türkiye'ye, “Hadi Suriye'ye gir, IŞiD'i hallet. Yanına da PYD/YPG'yi al. Yoksa bu işi kara gücümüz PYD/YPG'ye yaptıracağız” dediler.   

    Yine olmadı, oldurulamadı. Taa ki, 15 Temmuz'a kadar.

    Sonra PYD/YPG ile mücadele, “terör koridorunu” engelleme amacıyla Suriye'ye girdik. Kısa bir süre sonra baktık ki, sadece IŞiD'le savaşıyoruz!.. Obama'nın IŞiD'le Mücadele Özel Temsilcisi olan ve Trump'ın da görevine devam etmesini istediği McGurk, “15 Temmuz'dan sonra Türkiye'nin bölgeye bakışının değiştiğini, Kürtlerin tarihi bir fırsat yakaladığını” söylemedi mi?

    Bu arada Obama'ya küstük, yüzümüzü Rusya'ya döndük de; Rusya'nın Suriye, PYD/YPG politikası ABD'den çok mu farklıydı?

    Yooo!..

    Rusya da sadece IŞiD'le savaşmamızı istiyordu, istiyor...

    PYD'ye Moskova'da ofis açtırdılar, hâlâ da açık...

    Astana görüşmelerine PYD'yi çağırmasalar da sonradan görüşüp, Suriye için hazırladıkları anayasa taslağını sundular...

    Anayasa taslağında, “Suriye Kürtlerine kültürel özerklik” vardı... Bunun “siyasi özerkliğe” alıştırma olduğu belliydi, ama göstermelik itirazlar dışında Türkiye'nin gıkı çıkmadı...

    Ve daha iki gün önce Rus Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, “PKK ve YPG'yi terör örgütü görmüyoruz. Rusya'da bu örgütler resmi olarak teröristler listesinde değil. Bu bir gerçek, durum böyle” denildi...

    Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, Suriye konusunda ABD ile “koordinasyonu” sürdürdüklerini söyledi...

    Ve daha dün Rusya'nın BM Cenevre Ofisi Daimi Temsilcisi Aleksey Borodavkin, Cenevre'de yapılması planlanan Suriye barış görüşmelerinde “Kürtlerin de masada bulunması” gerektiğini bildirdi...

    KALEM KALEM RUSYA'YLA “DOSTLUĞUMUZ”

    Rusya'yla “dostluğumuzun” diğer kısımlarına da bakalım:

    Bilindiği gibi Erdoğan, NATO'nun Karadeniz'de daha etkin olması çağrısında bulunmuştu. O zamandan beri Karadeniz'e giren çıkan belli değil. Rusya'nın NATO Daimi Temsilcisi Aleksandr Gruşko iki gün önce, “NATO'nun Karadeniz'de güçlenmesinden rahatsız” olduklarını belirtip, “Montrö anlaşması var, bu anlaşmaya göre bölge dışındaki ülkeler orada kendi gemilerini tutamazlar, fakat son zamanlarda bu rejime baskı yapıldığını görüyoruz... NATO planlarına yanıt vermek için tüm önlemleri alıyoruz” dedi.  

    Malum Yunanistan'la Kardak krizimiz var. Genelkurmay Başkanı Akar bile Ege'de boy göstermek zorunda kaldı. Peki “dostumuz” Rusya'nın tavrı ne oldu; Yunanistan'a S-300 füzeleri satmak üzere 3 anlaşma imzaladı. Yunanlı generaller, “Türkiye'nin tahriklerine böyle mesaj verdiklerini” açıkladı. 

    Başka? Rusya, tüm dünyanın tepemize çöktüğü Kıbrıs konusunda da Rum-Yunan tezlerini destekliyor.

    Tablo bu iken, dün Rusların askerlerimizi “yanlışlıkla” vurmasına “dost ateşi” denebilir mi?

    Suriye Ordusu mu yoksa PYD/YP ile karşı karşıya geldiğimiz için mi veya “eve”, yani Trump'lı ABD'ye dönüşe hazırlandığımız için mi bu “uyarıya” maruz kaldık bilinmez, ama Putin ve Rus Genelkurmay Başkanının “üzüntülerini” bildirmesine sevindirik olduk.

    Ne yani, bizim “kahramanlar” gibi ortaya fırlayıp, “Vur emrini ben verdim” mi diyeceklerdi?!.

    Derken, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov'dan son dakika açıklaması geldi. Peskov, “Uçaklarımız, Türk partnerlerimizin verdiği koordinatlara göre hareket etti, orada Türk askerlerinin bulunmaması gerekiyordu” dedi.

    Doğruysa eyvah ki, ne eyvah!.. Bu durumda da Hulusi Akar ve komutanlara, o gece masa başında ne yaptıklarını sormamız gerekecek. 

    EVE DÖNÜYORUZ DA

    Devam edelim.

    Peki Obama gitti, Trump geldi ve Ankara “eve dönmeye” hazırlanıyor da; ABD'nin bölgedeki hesapları, Türkiye'den beklentileri değişti mi?

    Hayır!.. PYG'yi silahlandırmaya devam ediyor. Daha birkaç gün önce medyamız, ABD'nin YPG'ye bu kez de “tank katili”  anti tank füzesi FGM-148 Javelin verdiğini yazmadı mı?

    Yine medyamız, ABD'nin bombaladığı yerlere YPG'nin paçavralarını diktiğini duyurmadı mı?

    Türkiye'ye “gerekli mesajları” vermekle görevli, eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey birkaç gün önce Senato Dış ilişkiler Komitesi'nde yaptığı konuşmada, “Rakka'yı alma planımızdaki temel hedefimiz Türkiye'ye rağmen değil, Türkiye ile birlikte hareket etmek olmalıdır” dedikten sonra bölgedeki en büyük tehlikenin IŞiD olduğunu söylemedi mi? Ve de, “Türkiye'nin, ABD'nin YPG'ye verdiği desteğin uzun vadeli hedeflerini anlamasını” istemedi mi?

    Keza Obama döneminde Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak defalarca Ankara'ya gelip, “IŞiD'le mücadelemizi” planlayan Antony Blinken Trump'a sunduğu planda, “Türkiye'nin Suriye Kürtlerinden önce DEAŞ'dan kurtulmak için El Bab'a girdiğini ve ABD'nin bunu desteklemesi gerektiğini” vurgulamadı mı?

    Trump'ın Erdoğan'dan önce Suudi Arabistan Kralı Salman'ı arayıp, “güvenli bölge” meselesini onunla konuşmasını, Salman'dan “Suriye ve Yemen'de güvenlik bölgeler oluşturulmasını desteklemesini rica etmesini” geçelim. Trump ve Salman, “iran'la nükleer anlaşmanın  dikkatli  şekilde takibinin önemi ve iran'ın bölgedeki istikrarsızlaştırıcı eylemlerini” de konuştu. 

    Trump'ın Suriye'den öte iran'ı da hedefine oturttuğu ayan beyan ortada. Niye? Aynen Obama gibi, “ABD'nin varlık sebebinin israil'in güvenliğini sağlamak olduğuna” inandığı, artı “islamist teröre” savaş açtığı için.

    Özetle, yakamızı paçamızı biraz daha kaptırırsak işimizin El Bab, Rakka ile bitmeyeceği, iran'la savaşa kadar vardırılacağı anlaşılıyor.

    Yoksa Trump'ın Türkiye'ye göndereceği ilk yetkili niye CIA Başkanı olsundu? CIA eşittir “kirli işler” değil midir?

    KURTULUŞ SAVAŞI VERiRKEN-

    Çepeçevre kuşatıldık!..

    Erdoğan hiçbir Batı ülkesine gitmez ve davet edilmezken; ingiltere Başbakanı ABD'den doğruca Ankara'ya geliyor... Merkel geliyor... CIA Başkanı geliyor... ingiltere Genelkurmay Başkanı geliyor... Ve BM Genel Sekreteri geliyor...

    Hemen hepsinin ziyaretinin ortak hikmet-i sebebi Suriye, yani PYD/YPG ve Kıbrıs...

    Dört bir koldan çullanıyorlar...    

    Yeni bir Kurtuluş Savaşı verdiğimizi, önümüze Sevr'in konduğunu bizzat Erdoğan söylüyor.

    Peki biz neyle meşgûlüz? Rejim veya sistem değişikliğiyle!..

    Savaşta rejim veya sistem değişikliği mi olur? Savaş varsa, seferberlik ilân eder, ne gerekiyorsa yaparsınız; Elinizi tutan mı var?

    Ne tesadüf hem PYD'li Suriye planları, hem Kıbrıs müzakerelerinin masası Cenevre'de kurulacak!..

    Ne zaman mı? Türkiye başkanlık referandumu meydan savaşına girişirken...

    Kim bakar Cenevre'ye; Meleklerin cinsiyetini konuşmak varken!..
    Tümünü Göster
    ···
  19. 19.
    +2
    inşAllah bunu okuyup fikri değişenler olur ne diyelim. Durumun farkına varın artk Tek adam için değil Türkiye için kararınızi verin
    ···
  20. 20.
    +2 -1
    Yılmaz Özdilin yazılarını beğenmeyen tualet kağıdı olarak kullansın
    2 güne zütünüz kafanızdan aydın olacaktır
    ···