1. 1.
    +9 -2
    pastanın üstünde tam yedi tane mum var. Tek nefeste hepsini birden söndüremeyecek kadar küçük ama denemeye değer görecek kadar cesursun. Bahçe penceresinden seni izlerken ilk kez rüzgara dua ediyorum. Sana yardım etsin diye. iki mumun inadına mağlup olman... Bu bile benim için büyük kaygılardan sayılır. Hiçbir işe yaramıyor.
    ···
  2. 2.
    +6
    Sekizindesin. Bahçe aynı bahçe, pencere aynı pencere ben aynı ben. Ama pasta yok, sende yoksun. O yaz Aydındaki teyzenlerde geçirmeye karar veriyorsunuz tatili, gün o güne denk geliyor. Tahmin ediyorum, yine deniyorsun. Aklımdan geçiriyorum, sıcaktır oralar. Çok rüzgar yoktur. Yine mağlup olmuşsundur biliyorum. Birazda benim yüzümdendir diyorum. Bu sefer dua etmedim çünkü.
    ···
  3. 3.
    +6
    Dokuza giriyorsun. Kırmızı bir bluz giymişsin, dik yakalı, beyaz puantiyeli. Pastada üç mum var. Her üç sene başına bir tane. Tek solukta tüketiyorsun hepsini. Öncekilerden daha ciddi hediyeler çıkıyor kutulardan bu sefer. Hepsi için teşekkür ediyorsun. Hatta bir kısmını öpüyorsun bile arkadaşlarının, ben sadece elini sıktıklarından arasına dahilim. Olsun diyorum, beni öpebilmek için henüz çok az tanıyor.
    ···
  4. 4.
    +5
    On bir diyorsun. Artık ev sahibi kıvamındasın. Annenle birlikte davetlileri kapıda karşılıyorsun. Bir sürü hoşgeldinizler var dilinde, payıma düşeni bana da ikram ediyorsun. Düşünüyorum hiçbir misafirliğe eli boş gitmediği gibi insanın, hiçbir huzura da dili boş gitmemeli. Hoş bulduk diyorum, alıp yüzünün üstüne koyuyorsun.
    ···
  5. 5.
    +4
    Bazı şarkılar çok farklı hissetmenizi sağlar, bazı içkiler çok sarhoş. Bazı günler ölümsüz ve bazı kadınlar onlardan önce hiç yaşamamışsınız gibi...

    ilk üçü devrimdir, sonuncusu ihtilal.

    Bugün 14. ihtilal .

    Sesini neredeyse unuttum , bunun için kendimi asla affedemeyeceğim .
    ···
  6. 6.
    +4
    Ben seni çoktan soyundum,
    şimdi kimi giyinirsen giyin!

    Kıyafet misin, gövde mi
    bunu yalnız ruhun bilir. Bir şeyi de yalnızca ben ve Allah . neresinden tuttuysak hep bir parçası elimizde kaldı, sol frameye bakınca giblememenin nedeni belli , zira efsane olsaydı üzülürdüm , sıradan olmazdı böylesi uygun olanıdır.

    eğlenmeye devam edin , ölüm yakında hemde çok.
    ···
  7. 7.
    +4
    Zaman geçer, ömür geçer, durakta beklediğin otobüs geçer, dolaptaki ilaçların son kullanma tarihleri geçer, gövdende hissettiğin ağrı geçer, biraz uzansan yorgunluğun geçer, puan sıralamasında tuttuğun takım diğerlerini geçer, makineye attığın kıyafetlerin renkleri birbirine geçer, kırdığın ceviz kırkı geçer, boyun yaşıtlarını geçer, borcun kazancını geçer, faturaların son ödeme günü geçer, pencereden güneş geçer, aklından binbir türlü düşünce geçer, beklersen arkandan gelenler seni geçer, boynuz kulağı geçer, üstünden bulut geçer, ağlarsan geçer...

    o,
    geçmez.

    geçmedi de zaten , kimse de yok zaten yıllardır . ölüm ayırsa da gibtir et sen az kaldı
    ···
  8. 8.
    +4
    Beni artık çok iyi tanıyorsun, öpüyorsun, sıkı sıkıya sarılıyorsun da. Tam o an fısıldıyorum kulağına. Bu ve bunun gibi daha ne doğum günleri tertip edebilirdim seninle. Sarılmasan, öpmesen, ilk kestiğin pastayı bana vermesen, kolunu üstümde unutmasan, benimle tek kelime etmesen bile. Eğer ölmeseydin altıda.

    Her sene bu tarihte olduğu gibi bu günde söndürüp ışıkları, -mutlu yıllar! diyorum, -erken ölen meleğim! duymasan da.
    ···
  9. 9.
    +4
    Nihayet o meşhur güne geliyoruz. Daha bir özgür geliyorsun gözüme. Kıyafetlerin tıpkı annenin daha önceki doğum günlerinde giyindiği gibi, olgun ve kadınsı. Sen ve bizden başka kimse yok evde. Aslında sen varsın sadece, senden başka kimse yok benim için. Bir an bile olsa ayırmıyorum gözümü üstünden. Yeni arkadaşlar da dahil oluyor gruba. Daha önce hiç görmediğim yepyeni arkadaşlar. Elbette hepsi sadece elini sıkacaklarının arasında.
    ···
  10. 10.
    +4
    On yedi biraz heyecan ve telaşla geliyor. Baraj yılının arefesi ne de olsa. Sohbetin tamamı bir sonraki sene yapılacak olan planlarıyla ilgili. Annen baban yok bu sefer. Belli ki onlarda gençler kendi kafalarına göre eğlensinler ayarında.
    ···
  11. 11.
    +4
    On altıya çok hareketli giriyoruz. Modern müziğin en son yapıtları görücüye çıkıyor kulaklarımızda. En büyük kahkahalarına o gün şahit oluyorum. Bilmediğim taraflarını sergileme yılın olarak kaydediyorum bunu. Öptükten sonra boynuma da sarılıyorsun üstelik. Tam o sıra bir arkadaşın geliyor bir şey sormak için, kolunu üzerimde unutuyorsun birkaç dakika boyunca. O gidiyor, kol iniyor. En uzun temasımız bu bizim. anlam veremiyorum, en kısa cevaplara bile ikna olacaklarsa neden soru sorarlar ki insanlar. O an orada keşke tüm hayatını anlatsaydın, sıkılmadan dinlerdim diyorum. Eğer o kol omuzumdan hiç kalkmayacaksa.
    ···
  12. 12.
    +4
    On beş oluyor. Pastadaki mumlar üç düşürülüyor yine. Her beş yıl başına bir mum. Hiç olmadığı kadar derin bir göğüs dekolten var. Eteğinse diz üstünde. ilk kez bu kadar cesur görüyorum seni, yedi mumu birden söndürme çabandan sonra. Ya sen her geçen yıl biraz daha güzelleşiyorsun, ya dünya çirkinleşiyor da bana öyle geliyor. Çok kafama takmıyorum ama, veya en azından etrafında çoğalan zibidiler kadar.
    ···
  13. 13.
    +4
    On dörtteyiz. Pastayı keserken yanında bekliyorum bu kez. En üstteki tabağa konulan ilk dilimi bana uzatıyorsun. Özel biri olduğum için değil, sadece en yakınında ben varım diye. Sonra biraz sohbet ediyoruz, diğerleriyle ettiğinden daha kısa süreli. Çok şıksın diyecek oluyorum bir ara, susuyorum. Bunun için kendi kendime biraz prova yapmalıyım galiba.

    http://www.youtube.com/watch?v=quCOTc-i6OU
    ···
  14. 14.
    +4
    On iki biraz buruk, ilkokuldan mezuniyetin gölgesi çöküyor üstüne. Belkide bir daha göremeyeceğin bir sürü arkadaş veda ziyaretinde. Son sohbetlerini ediyorsun. Tüm gün boyunca müzik ancak yarım saat çaldı, onu bile fark etmiyorsun. Ağızlarda pasta ve gazoza bulanan tatlı laflarla iki defteri birden kapatıyorsun. Bu kez biraz daha ileriye gidip hepsine sarılıyorsun. Ben sadece öptüklerinin arasına dahilim. Artık o kadar tanıyorsun.
    ···
  15. 15.
    +4
    Çift hanelere geçiş yapıyorsun. Rakamlarda çeşitlilik bitiyor, kombinasyonlara geçiyorsun. Daha büyük bir kalabalık eşlik ediyor bize, sen beni daha çok tanıyorsun artık. Ama hala öpebilecek kadar oldu mu, bilmiyorum. Müzik çalıyor, dans bile diyorsun. Eteğin geçen senekine nazaran biraz daha kısa. Neredeyse dizlerin görünüyor.
    ···
  16. 16.
    +3
    Boşversene! "Sen hiç birlikte ölen gördün mü?" diyerek gitmeselerdi,
    ölecekti yalnızlık,
    onlarla birlikte..

    sevinin her şeyi gibtir edip sevinin , umurunuzda değil tabi , hiç gömdünüz mü sevdiğinizi , üstüne toprak attınız mı , o kürek ne ağırdır öyle , sanki sankisi yok lan , her şey gayet net .
    ···
  17. 17.
    +3
    Eğer bir şansım olsaydı, sadece tek bir şansım. Ait olduğum her şeyi bir kenara bırakır, bütün zorunluluklarımdan sıyrılır seni bir kez daha öpebilmek, elini tutabilmek için gereken şey ne ise onu yapardım. Yalnızlığın, sensizliğin en dibinden söyleyeceğim tek şey budur. Sen az da olsa özlemişsen, ses et.

    yalvarsana lan , ikimiz için .ölüyorum lan görmüyor musun . baba sen doğrusunu daha iyi bilirsin sen bir şey söyleyiver . sende öldün demi sende
    ···
  18. 18.
    +3
    bilmeyin çevrenizdekilerin kıymetini , ancak ölüm geldiğinde , bir parçanız göçtüğünde umarım

    yolla panpa
    am züt meme
    züte bak
    serkan annen
    anan xd

    deyip gibimsonik başlıklar açarsınız , liseli deyip eleştirmek haddime değil ,eğitimin her türlüsü makbul fakat yaş değilde beyin düzeyinden hangi başlığın ne koşulla tutulduğu belli.
    ···
  19. 19.
    +3
    sabrı dilenmekte olana versin , ruh halimiz sakin çok şükür , kaybettiğimiz gibi kazanmasını biliriz , az kaldı çok az .

    hep mi ölüm tarif eder en doğruları

    ha panpişler
    ha kankalar

    devam edin , gibtir edin , zaten size en çok lazım olan sevgili , para , nam , şöhret. ölüm var görmeyle bakmak arasında ki o ince fark burada belirginleşir . takip edenler az çok kambur felekten nasibini alanlar.

    http://www.youtube.com/watch?v=quCOTc-i6OU yaşasaydı o da çok severdi zakkumu. ölmeseydin görmeseydim
    ···
  20. 20.
    +3
    annem geldi aklıma oğlum ya.
    yoruldum anasını satayım.
    herkes debelenirken yokluğunun sızısıyla,
    ağlarken anıları hatırladıklarında,
    ben '' güçlü, umursamaz, şımarık bin'i oynamaktan yoruldum.

    şey gibi böyle,
    sanki bir şeyler almış da gitmiş gibi benden.
    yani o gittikten sonra eskisi gibi gelmiyor hiç bir şey.
    hayatım sanki benim değilmiş gibi.
    bedenim benim değilmiş gibi,
    çevremdeki insanlar sanki yabancı gibi,
    bu şehir, her sokağıyla, her rüzgarıyla ve düşen her yaprağıyla tek tek yabancı gibi.
    deliriyorum belki de, ne bileyim.
    hissettiğim ama tam olarak açıklayamadığım tek his onun ölümünden sonra;
    sanki ben daha önce farklı bir hayata ve bedene sahiptim, ruhumu alıp bu bedene hapsettiler, bu hayat senin deyip yaşamaya mahkum ettiler.
    çok yabancı hissediyorum hayatıma.
    her neyse, içimi döktüğüm için pişmanım.
    zaten tüm satırları toplasan adam gibi bir cümle dahi çıkmaz.
    ne yaşamayı becerebiliyorum, ne anlatmayı.

    ha şimdi özet ister millet,
    özet: gibtirin gidin uyuyun.
    ···