1. 1901.
    +5
    Yurttan genel sorumlu farida marselevno diye bi kadın var kan kusturuyo herkese. 1.50 boyu var ama onu tanımayan yoktur herkesin ağzına sıçar. Ne dersen de her zaman o haklıdır ve gözünün üstünde kaşın var diye seni okuldan atar kimsede bişey diyemez. Kapıyı açtım elinde küllük, arkasında bi tane teğmen iki tanede gözlemci şak! Diye flaş patladı resmimi çektiler.bi yığın öğrenci nöbetçi toplanmış kısaca resmen skandal oldu. kadın bana bağırıyor ne bu küllük diye daha yeni uyandım bi gib anlamıyorum bakıyorum yüzüne. O da resmen anırıyor, sonra bi baktım eline resmen küllük elinde bi anda uyandım. O şartlarda bi yalan uyduramadım çünkü delil onda ve bizim buzdolabının üzerinden alınmış. Yani onunda resmini çekmişler. Kadın dedi bu küllüğün sahibi kim söyle yoksa btün bloğu okuldan atarım. Ben de baktım o an söyleyecek yalan bulamadım ortak dedim herkesin. Kadın yalan söylüyosun seni attım okuldan. Arkasını döndü gibtirdi gitti.
    Güne moral bozukluğu ile başlamak uyuz edici bi olay. Hemen yurttaki öğrencilerden sorumlu Azeri senanı buldum. Yaşı benden küçük bana abi der bi de yurtta ağırlığımız var hem de türk olunca tüm Azeriler abi derler saygı gösterirler. Senan dedim bu olaya bi çıkış bulamazsak gibi tuttum karı beni atacak. Ben konuşurum abi dedi, en iyisi doğruyu söyleyelim. Dedim o zaman kesin atar beni bi yalan bulmak lazım derken konuşma öyle kapandı ben de içimde yanan ateşle yurda döndüm.
    ···
  2. 1902.
    +5
    Böyle zamanlarda eğer çevremdeki tanıdıklardan hayır gelmezse direk vedatı ararım. Çözüm bulamasa bile en azından dilimi anlayan birisiyle dertleşmek beni rahatlatır. Oda arkadaşım da türk ama biliyosunuz onu sevmem, ayrıca ne zaman başımız belaya girse hep beni satardı pekekent. Sigara olayında da resmen adam okuldan atılacağıma seni gider söylerim dedi yüzüme karşı. Çok ipnetor birisi kısaca. Vedatı aradım:
    -alo, napıyon gavat adam, hiç arayıp sormuyon amk öldük mü kaldık mı
    -sana bişey olmaz olum, kötüye bişey olmazmış
    -vedat lan atıyolar beni okuldan bu sefer şaka değil ne yapcaz
    -niye noldu
    -sigara içtiğimiz küllük varya, onu benim buzdolabının üstünde buldular
    -bi tek sen içmiyosun ki ama
    -olsun, ama küllük benim oda sınırlarım içinde bulundu
    -senana gittin mi?
    -bugün konuşacak faridayla, bilmiyorum kadın çok sinirliydi, yanında teğmen felan vardı
    -la bişey olmaz en olmadı ben yurttaki hakkımdan vazgeçerim
    Vedat bi anda beynimde unutulmuş bi noktayı canlandırdı. Sene başında benimle beraber yurtta kalmak için dilekçe yazmıştı ama beni yine aynı gavatla bi odaya verdiler onu da bi tacik ve bi Dağıstanlıyla üç kişilik bi odaya vermişlerdi. O da bensiz yaşamaktansa evde yaşamayı tercih etmişti ama yurttaki onun için ayrılan yer içinde parasını ödüyodu. Bazen ev müsait olmayınca katya ile beraber gelip odada yiyişiyolardı. Kısaca yurttaki odayı otel gibi kullanıyodu.
    -vedat, benim için bu iyiliği yapar mısın gerçekten?
    -şaka yaptım olum sen kimsin dıbına koyim senin için taşağımı bile yerinden oynatmam
    Bu vedatın ‘evet’ deme şekliydi. Ben de ayrıntılar için direk onu yurda çağırdım. Sonra da senanı arayıp kafa kafaya verip bi plan yaptık. Heyecanlıydım, çünkü ilk defa faridanın odasına gidecektim.
    ···
  3. 1903.
    -2
    bi gibtir git be olm köylü rus kızlarını bize anlatıyosun
    ···
  4. 1904.
    0
    yaşı kaç farida marselovna'nın ?
    ···
  5. 1905.
    +4
    Lisede almanca hocası çok asabi bi adamdı. Milleti zümre odasına çeker girişir feriştahını gibip yollardı. O odaya beni hiç çağırmadı ama bi gün bi yanlış yaparımda çağrılırım korkusuyla 2 yıl Almancayı su gibi ezberlemiştim. Şimdi de durum aynıydı, faridanın odasına gitmek suçluluğunu kabul etmekti. Senan ve ben girdik odaya. Senan dediki küllük tüm kata aitti, içinde en az on tane farklı izmarit vardı, bu öğrenciyi atamazsınız çünkü tek suçlu o değil. Eğer atacaksanız bütün kattaki sigara içenlerin hepsinin atılması lazım. Kadın darbe altına birinin gitmesinin zorunluluğundan bahsediyodu. Yani karizmasının çizilmemesi için illa birisinin atılması lazımdı. En azından okuldan değilde yurttan atılmayı sağlayabilmiştik. Şimdi mesele kimin atılacağıydı. Senan beni temize çıkarmak için vedatı çağırdı. Vedat geldi kadına, o gün yurtta sigara içip küllüğü oraya ben bıraktım dedi. Tek suçlu benim.
    Kadın tek kaşı havada baktı, sen zaten yurda ayda bir geliyosun, bu yalanı şimdi benden yutmamı mı bekliyosunuz, bu resmen planlanmış bi senaryo dedi. Biz birbirimize baktık gerçekten de öyleydi, tek şansımız zorlamaktı belki de yutardı. Senan,ben ve vedat aynı anda ‘sizi temin ederiz gerçekler bunlar’ gibi şeyler söyleyerek durumu kurtarmaya çalıştık. Kadın gözlüklerini burnuna indirdi ve üstten bize doğru aşağılayıcı bi bakış attı.
    ···
  6. 1906.
    +4
    -size beni kandırmaya çalışmaktan öyle bi ceza veririm ki türkiye bile kurtatamaz, dedi.
    O lafı duyunca kan beynime sıçradı ve her şeyi, hatta okuldan atılmayı bile göze alarak ayağa kalktım.
    -bakın farida hanım, markette satılan domatesten muza her şey bizim malımız. Her gün gidip film seyrettiğiniz, çocuklarınızla gezdiğiniz alışveriş merkezini türk firması inşaat etti, karşısındaki tren garını saymıyorum bile. Şehirdeki tek beş yıldızlı otelin altında türk imzası var. Her şeyi geçtim uzağa gitmeye gerek yok, yurtta öğrencilere dağıttığınız havlu, çarşaf, battaniye bile türk malı. Yurdu ısıtan kombiler, suların geçtiği borular, camdaki pvc ye kadar her şey türk malı. Şimdi bana diyosunuz ki türkiye sizi kurtaramaz, türkiye olmazsa asıl rusyayı kimse kurtaramaz, açlıktan ölürsünüz. Bi tek petro….
    Şeklinde ben konuşmaya devam ederken araya senan girdi beni sakinleştirici şeyler söylüyodu. Normalde gururu ve yüzü olan bi insan bunları söyleyince kızarır ama kadında zerre onu yoktu. Üste çıkmaya çalışıyodu hala. Birbirimizi dinlemeden sürekli konuşuyoduk arada senan kalmıştı. O an ben meseleyi çözmüştüm, bugüne kadar bu karıya kimse karşı gelmemiş ondan zütü kalkmıştı böyle. Hep karşı taraf ezildiği için, alttan aldığı ve sustuğu için kadın kendini bişey sanmıştı. Şimdi cevap veren birisini görünce şaşırmış geri adım atmak zorunda kalmıştı.
    -tamam dedi, yalanınıza ortak oluyorum, vedat sana yurttan uzaklaştırma cezası vermem lazım, ama sen iyisimi kendi isteğinle ayrılmak istediğine dair dilekçe ver ben hemen burda onaylayım mesele kapansın. Sana gelince bay ukala, bugünü yok sayıyorum ama bi hatanı görürsem bu sefer sesin bu kadar yüksek çıkamaz seni okuldan atarım ona göre. Şimdi çıkın.
    Olay orda kapanmıştı, ama olan vedata olmuştu.
    ···
  7. 1907.
    +7
    -Adamın dibisin vedat dedim, her düştüğümde beni kurtaran sensin. Bu iyiliği senden başka kimse yapmazdı
    -tamam kısa kes aydın havası olsun, şimdi katyayla nerde buluşacam ben?
    -lan olum benim odam sizin odanız sanki yabancısınız amk, istediğiniz zaman gel anahtarı veriyim
    -bi yanlışını görmiyim yoksa seni attırırım okuldan. Gider derim bunu sigara içerken gördüm diye, zaten kadın sana kıl oldu sormaz bile direk atar
    -eyvallah başkan, bunun karşılığını bi şekilde veririm
    -bi kere ağzına al yeter, fazlasında gözüm yok
    -gibtir git am hoşafı, sana da yüz verdik bizi gibecen
    -o da olur, ama önce zütünü tıraş et kıllı zütü sevmem
    O gün gülüşerek bi tehlikeyi daha atlatmamızın şerefine farisi de çağırıp nargile keyfi yaptık. Ama ben bunları size niye anlattım, türkiyenin gücünü görün diye. Dışardan bakılınca her şey çok farklı. Dünyanın içindeyken döndüğünün farkında olmazsın ancak uzaydan bakınca anlarsın. Bu yüzden kendinizi ve potansiyelinizi küçümsemeyin
    ···
  8. 1908.
    0
    devam DEVAM DEVAM
    ···
  9. 1909.
    0
    söz konusu rusyaysa gerisi teferruattır. rezerve
    ···
  10. 1910.
    +5
    Hepimiz gözümüzde çok büyütürüz Avrupa devletlerini, amerikayı, rusyayı, japonyayı, ama gidenler görenler bilir türkiyedeki rahatlık yok. Her açıdan olmasa bile yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızda amk. Ömründe portakal görmemiş adam var, zeytinin ne olduğunu bilmeyen var ve doğaldır bu zeytin dünyada en iyi üç yerde yetişir Portekiz, Yunanistan ve türkiye. Akdeniz iklimi bize her türlü tropik meyveyi tatma olanağı sağlıyor, karadeniz desen çay, fındık,fıstık, bonibondan geçilmiyor, nereye gitsen ayrı bi güzellik.
    Avrupa ülkeleri rönesansta biraz öne geçtiler, bizim başımıza da bi yığın belayı musallat ettiler. koca imparatorluk yıkıldı sonra Ülke savaştan zor kurtuldu arkasından önderini kaybedip gavatın birisiyle yönetildi yıllarca. 1940-1980 yılları arasında ülkede gelişme ndıbına hiç bi elle tutulur olay olmadı. Neyse politikaya girmeyrelim, Her konuda gelişmiş değiliz ama yüzdeye vursan dediğim gibi biz önde çıkarız. Bizim konumuz rusya burdan devam edelim. Peki bu rusyada güzel bişey olmaz mı? Hep mi millet alkolik kızlar kaşar? Devlet Yahudilerin elinde ve ikinci bi dağılmaya sürükleniyo. Tüm bunlara rağmen Sovyetlerin doksan yılda oturttuğu eşşek kadar bi sistem var ve üzerinden bi doksan daha geçmesi lazım bu sistemin bozulması için. Bazılarınıza eksi gibi görünen ama benim sevdiğim bi şeyden bahsedeyim, demokrasi
    ···
  11. 1911.
    0
    a q gözlerim görmez oldu zoom yaparak okuyorum devam hacı
    ···
  12. 1912.
    0
    sayfa 5 entry 572
    ···
  13. 1913.
    +7 -13
    Rusya da yaklaşık beş yıl önce bi gazeteci çıktı putinin gizli gerçekleri hakkıdna bi yazı dizisi hazırlamaya başladı. Normalde on seri halinde olması planlanan yazı dizisinde, adamın nasıl bi anda rusyanın lideri olduğu, nasıl bu kadar zengin olduğunu, mal varlığını hangi yollardan sağlayıp nasıl geçindiğini felan olacaktı. Argumenti fakti diye bi gazete var rusyanın en meşhur gazetesi. ilk yazı yayınlandı sonra gazeteci yok oldu ortalıktan. Bir hafta sonrada cesedini çöpte buldular. Şimdi şunu demek istiyorum, sen kimsin lavuk adam ülkeyi yöneten başkan sanane nerden buldu neyle geçiniyo zaten biliyosun adamın Yahudi ve mason olduğunu, resmen kendi iddıbını imzalıyosun. Bi de derler ki türkiyede demokrasi yok. Asıl bizim ülkeye böyle adam lazım, millet aşırı özgürlükten kime saldırcağını şaşırdı. Türkiyede Dandik gazeteci basın özgürlüğü adı altında gidip başbakanın geçmişini araştırıyor bi de hakeret içerikli yazılar yazıp, karikatürler çizip kendi ülkesinin başkanını hem ülke içi hem ülke dışı rezil ediyor. Bunu sıkıysa burda birisi yapsın. Normalde o putin hakkında yazı yazan adamın cesedini de bulamazlardı ama gözdağı vermek adına bilerek çöpe bırakılmıştır. Ondan sonra putini sorgulayanların sesi kesildi bi anda. Böyle olmalı, benimle aynı fikirde olmayabilirsiniz saygı duyarım ama bi kaç zütü taklu adam çıkıp ülkenin bakanına, başbakanına hakaret edemez.
    Bu rusyanın sevdiğim yanlarından birisi. Halk zorlada olsa devlete güvenmek ve saygı duymak zorunda. ben Galatasaraylıyım burda yurtta herkes bilir beni, atkı duvarda asılı dur türk bayrağıyla beraber. Çoğu zaman fenere söverim ama başka bi milletten birisi gelip fenere dil uzatınca ‘bi dakka arkadaş derim, o takım benim ülkemin takımı sen laf edemezsin, her ne kadar sevmesemde benim ülkemi temsil ediyor ve türk olmayan birisinin dil uzatmasına izin veremem’ aynı şekilde tayipi de sevmem ama başkası dil uzatınca hop derim, orda duracan. O adam benim ülkemin başkanı sen kimsin de laf ediyosun. Bu ülkeye olan saygıdır, ve bu kişilere bağlı değildir. inanın bana beğenmediğiniz tayipe burda ne biçim saygı duyuyolar, sevilen bi adam buralarda. neyse gelelim ikinci konuya, teknoloji
    ···
  14. 1914.
    +6 -1
    Daha önce biraz bahsettim, lada firması adamların otomobil işinde profesyonelleşmesinde büyük rol oynadı. Daha öncesinde moskviç denilen (yani Moskovalı) bi arabaları vardı ama aynı bizim Cüneyt arkının taksici rolünde oynadığı filmlerdeki taksiler gibi dandikti. Ağır metalden yapılma doğal olarak yerinden kalkana kadar bi litre benzin yiyo araba. Ama sadece taksi değil, otobüsten greydere, trenden troleybüse kadar her şeyi kendileri üretiyolar ve rusya şartları için üretildiğinden halktan rağbet görüyo. Son yıllarda yeterince gelişme göstermediğinden biraz geride kaldı halkta yabancı markalara yöneldi ama yine de fakir kesim hala lada ve jiguliden vazgeçmiyor. Çünkü ucuz ve yedek parça sıkıntısı yok. Araba sektörü böyle gelelim silahlara
    Rusya deyince yoldan bi kaç kişi kesin keleş der. Aleksandr kalaşnikov un adını artık tüm dünya ezberledi. Peki neden bu silah bu kadar tutuldu? Halbuki kendi sınıfındaki diğer silahlarla karşılaştırılınca çok ağır kalıyo, hiç ergonomik değil. Bunu da bi anımla anlatıyım
    ···
  15. 1915.
    +1
    @1548 http://inciswf.com/1298832300.swf
    ···
  16. 1916.
    +3 -1
    Bi gün kara kuvvetliği komutanlığına interview yapmak için gitmiştik. Bi tane teğmenle tanıştırdılar bizi. Kkk nın medya sorumlusu bu adam dediler, onla muhattab olun tüm sorularınızı yanıtlar. Ben de yurt dışından gelmiş adamım bulmuşum rus teğmeni soru yağmuruna tuttum. Adam da sağolsun benimle ilgilendi her soruma cevap verdi hatta çoğunu uygulamalı gösterdi. Orda tüm inci sözlük adına dedim ki,
    - aga nedir bu keleş? Ben bunu çocukluğumdan bilirim cs de alınca en kötü dört head-shot atmadan ölmem dedim. kısacası bu silah ergonomik değil oyunda bile adamların kolu yoruluyor altta tutuyolar silahı peki nasıl oldu da dünyada bu kadar yaygın hale geldi?
    Olayların farkında olmam adamın hoşuna gitti önce tebessüm etti sonra
    -öncelikle ucuz, ama bu silahın gerçek tutulma sebebi değil. Gerçek sebep hem popüler olmasını hem de ucuz olmasını açıklıyor dedi. Gelin size bunu görsel olarak açıklayım dedi
    ···
  17. 1917.
    +10
    Sonra aldı bizi mühimmat bakım servisine zütürdü. O arada giderken bi de başıma olay geldi. Uzun karanlık bi koridordan geçiyoduk, kafalarında kaynakçı gözlüğü takılı adamlar karanlık odaların içindeki bişeyi inceliyolardı. Bu adamlar neden kaynak gözlüğü takmış felan derken bi odanın içine doğru seyirttim. Sonra bi patlama oldu ve kör oldum. yaklaşık kırk saniye göz kapaklarımın önünde dans eden ışık demetleri dışında bişey görmedim. Birileri kollarımdan tutup bi yere oturttu sonra ekran hafif hafif geldi. bi tane adam elinde küçük bi lambayla gözümün içine bakıyodu. Ama adama nur inmiş gibi bembeyazdı. Kırk saniye içinde her şey normale döndü ve ben flash bombalarının test edildiği bi yerden geçtiğimizi gördüm. Adamların kaynakçı gözlüğü takmalarının sebebi ondanmış daha doğrusu o gözlüğün başka bi adı vardı, flash ın etkisini sıfırlıyomuş. kısacası Ayak üstü o3 attılar kör yedik ve otomatikman ağzımdan şu laf çıktı ‘sis atma o.ç.’
    Bakım-onarıma gidene kadar bi yığın şeye şahit oldum, dron bile gördüm. Kendi kendine sağa sola gidiyodu yanlarında iki tane ufak kanat vardı yaklaşık yarım metreydi boyu ufak bişeydi. Bi odanın içinde uzaktan kumandayla birisi uçuruyodu. Dedim yanlışlıkla şurdaki reaktöre arabanın çarpmasına sebep olursam ve uzaylılar dünyayı basarsa hiç şaşırmam. Beyaz önlüklü veya kara kamuflajı giymiş adamlar dışında birilerini görmek mümkün değildi. En sonunda ayı gibi bi kapıdan girdik ve silah onarıma geldik. Etrafta kasa kasa silahlar vardı, sağdan soldan şarjör takma çıkartma sesleri, bilimum bi silahtan çıkabilecek tüm sesler stereo şekilde beni kuşatmıştı
    ···
  18. 1918.
    0
    okuyanı gibsinler
    ···
  19. 1919.
    +4 -1
    Orda upuzun bi masanın üzerinde astsubaylar sıralanmış silahları sök-tak işiyle uğraşıyolardı. Teğmeni görünce selam verip sonra işe devam ettiler. Teğmen bi tane eski model çalışmayan veya tamir edilmek için ayrılmış kalaşnikof çıkardı tezgaha koydu. Önce biraz silahı tanıttı, şu kadar kalibre, şu mm boyutunda mermi atar, şarjörü şudur, horozu budur kıldır-yündür diye. Sonra da bakın dedi ve başladı silahı parçalamaya. Silahı gözümün önünde lego söker gibi sıfıra kadar söktü. Silah bozulmuş atari kolu gibi tezgahın üzerinde duruyodu.
    -kalaşnikov, dünyada tamamen mekanik olan, yüzde yüz sökülüp takılabilen tek silahtır dedi.
    Resmen aynı parçaları bulursak evde keleş yapma imkanımız vardı. Sonra bize dedi içinizde birleştimek isteyen var mı? Benle gelenler iki kızdı doğal olarak ben atladım, çocukken oyuncaklarım uçağa dönüşen robot felan vardı. Sağını solunu kıvırıp söküp takıp uçak yapıyoduk. Ama bu sefer züte gelmiştik o kadar ince işçilik ve çok parça vardı ki, adamı dikkatli izlememe rağmen birleştiremedim. Kızlar da denedi tabi başaramadı. onlar zaten kız, bi vursan uçar kaidesiyle teğmen aldı yeniden birleştirdi. Transformers gibi bişeydi resmen ve keleşe olan hayranlığım biraz daha artmıştı. Ama bu ağır olduğu gerçeğini değiştirmedi. Her gün orda keleş parçalamaktan adamların kolları kas yapmıştı. Kolay mı amk nerden baksan en az iki kilo vardı. Madem dedim buraya kadar geldik, bi de dedim sizin şu meşhur dragogunov sniper ı görsek olmaz mı? Adam oraya gitmek yasak ama ellemeden asılı duranlara bakabilirsiniz dedi
    ···
  20. 1920.
    0
    biraz okudum güzel yazıyorsun rezerved
    ···