1. 126.
    +2
    beni anlamalısın. çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum.
    ···
  2. 127.
    +1
    Ben de hepinizden farklı bir solucandım kim bilir? Şimdi yarısı ezilmiş yerde yattığı için belli olmuyor. Diğer yarısını yerden kaldırmak için çırpınan Günseli'yi bile acıklı gözlerle izleyemiyor. Gözleri ezilen yarısında kaldı da ondan. Anlayışı da o yarıda kaldı, bütün ümitleri de yaşama isteği de, mühendislik diploması da, iyi durum kağıdı da, çiçek aşısı kağıdı da, altı tane vegibalık resmi de, isa sevgisi de, bilmem nesi de, yaratma hırsı da, bir türlü atamadığı değersiz evrakı da, Günseli'yi okşamak isteyen elleri, ona dokunmak isteyen derisi de hep ezilen yarısında kaldı. Bu yarısında sadece ölüm acılığı kaldı. Bu nedenle şimdiye kadar söylemek istediklerimizi kısaca özetlemek gerekirse, mezar taşına şöyle yazılması uygun düşer(yazı kabartma olmasın, uzaktan dikkat çeker)Şarkısı yarıda kaldı, aklı da karıda kaldı. Sebep olanların gözü kör olsun.
    ···
  3. 128.
    +4
    Fakat Allah kahretsin ! insan anlatmak istiyor albayım, öyle budalaca bir özleme kapılıyor; bir yandan da hiç konuşmak istemiyor, tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor.
    Fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım ? Yok. Peki albayım. Ben de susarım o zaman, gecekondumda oturur anlaşılmayı beklerim.
    Fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar ? Sorarım size, nasıl ? Kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı ?
    Ben ölmek istiyorum sayın albayım. Ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum.
    Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan, bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. Küçük oyunlar istemiyorum albayım.
    Kelimeler, kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyo
    ···
  4. 129.
    +2
    geceleri sokaklarda yalnız yürürken yanımda olduğunu hayal ettiğim biri.

    azıcık tanıma şansım olsaydı yaşamak için bir sebebim olurdu
    ···
  5. 130.
    +2
    günümüz türkiyesinde yaşasaydı gibeyim böyle ülkeyi der norveçe giderdi.

    http://imgim.com/oguz-atay-680x4481.jpg
    ···
  6. 131.
    +1
    kral adamdır inananlar için allah rahmet eylesin deriz
    ···
  7. 132.
    +1
    arkasından laf yetişritmeyin adama kitaplarını okuyun nasıl iyi bi adam oldugunu görün tabi o kitapları küçücük beyniniz anlamaz ama neyse
    ···
  8. 133.
    0
    en güzel insan, en kral yazardır.
    ···
  9. 134.
    +2
    "Artık yaşamak istemiyorum Olric. Onların istediği gibi yaşamak istemiyorum... "
    ···
  10. 135.
    +6
    Oguz atayin kendi yazdığı kitaplar bastırma konusunda zorluk cektigini kolay kolay hic bir kitapevinin basmadigini basiliktan sonra o kitaplarin hic derecesinde sattigini kitapcilarda arka raflarda oldugunu timöre yakalandigini bir gece arkadaslariyla evdeyken lavaboya gittigini 10 dk boyunca lavaboda kaldigini arkadaslarinin onu merak edip "Oguz?" diye seslendikten sonra lavabodan "bosuna sevinmeyin daha ölmedim" dedigini ve aradan tekrar 10 dk gecince arkadaslarinin tekrar merak edip "Oguz?" dediklerini bu sefer ses gelmeyince iceri girip Oğuz Atay'i ölü buluklarini ve Oguz Atay' in son sözlerinin bosuna sevinmeyin dah ölmedim dedigini biliyor muydunuz?
    ···
  11. 136.
    +1
    " Kimse dinlemiyorsa beni - ya da istediğim gibi dinlemiyorsa - günlük tutmaktan başka çare kalmıyor. Canım insanlar... Sonunda bana bunuda yaptınız. " diyerek günlüğüne başladığını unutmamak gerek. Nickimin sahibi, dünya çapında bir yazar. Aslında " bir yazar " demek ne kadar doğru olur bilemiyorum. Onun yeri ben de bir epey farklı.

    Sonuç olarak erken gitti, en azından Eylembilim'i tamamlayıp, Türkiye'nin Ruhunu yazsaydı. Mekânı cennet olsun.
    ···
  12. 137.
    +1
    Şimdiki gençlerin kesinlikle okuması gereken bi yazar onunda dediği gibi "Beni 37.sayfaya kadar okuyolar çünkü benden sıkılıyolar" Oğuz Atay 1950 lerin yazarı ve biraz düşünün 1950 yıllarındaki düşünceleri şuan günümüzde geçerli düşünceler insanların gerçek yüzlerini o kadar güzel anlatıyorki romanında bırakmanız bir işkence haline dönüşüyor.Ama bizim
    gençlerimiz düşünemiyor ve düşenmediklerinden sadece oğuz atayın sözlerini bi yerlerden bulup whatsapp facebook twitter gibi yerlerde paylaşıp duruyolar ı bilmiyor şu güzel adamın kitaplarının güzelliğini ı bilmiyor hayatın ne kadar güzel olduğunu eğer dinliyicrk varsa geç
    ···
  13. 138.
    0
    dahidir
    ···
  14. 139.
    +1
    Elimde değil Olric

    Ne efendimiz?

    Elleri Olric, elleri...
    ···
  15. 140.
    +1
    Merhum Oğuz Atay.

    13 Aralık 2016.

    Bugün bu güzel insanı otuz dokuzuncu ölüm yıldönümünde rahmet, sevgi, saygı ve özlem ile anıyoruz.

    Hayatımıza Tutunamayanlar adlı kitabı ile girmiş olan Atay'ın; Tehlikeli Oyunlar, Korkuyu Beklerken, Bir Bilim Addıbının Romanı, Eylembilim ve Oyunlarla Yaşayanlar adlı eserleri Türk Edebiyatında önemli yer bulmuştur.

    Yurt dışında tedavi olduğu sürede yazmış olduğu günlüğü de ölümünden sonra "Günlük" ismi ile bastırılıp satışa sunulmuştur.

    Tutunamayanlar'da Turgut Özben, Selim Işık ve Olric karakterleri ile karşımıza çıkan Atay,
    Diğer bir başyapıtı olan Tehlikeli Oyunlar'da Hikmet Benol ve Emekli Albay Hüsamettin Tambay olarak karşımıza çıkmıştır.

    Ne acıdır ki, bu güzel insan hayatı boyunca hep yalnızlıktan yakınmıştır.

    Bu durumu günlüğünde bu cümleyle dile getirmiştir: "Kimse dinlemiyorsa beni
    -ya da istediğim gibi dinlemiyorsa- günlük tutmaktan başka çare kalmıyor. Canım insanlar! Sonunda bana bunuda yaptınız."

    Velhasıl, yaşadığı dönemde kıymeti bilinmeyen bu güzel insanı bugün özlem ve rahmetle anıyoruz. Nice Oğuz Atay'lar yetiştirmek dileğiyle! Atay'ı okuyun, okutun, anlayın, anlatın!

    Sözlerime son verirken bugünün anısına Oğuz Atay'ın kitaplarından birkaç alıntı paylaşmak istiyorum.

    "Ne gördün bütün kapıların birer birer kapandığı bu dünyada? Hangi kusurunu düzeltmene fırsat verdiler? Son durağa gelmeden yolculuğun bitmek üzere olduğunu haber verdiler mi sana? Birdenbire: "Buraya kadar!", dediler. Oysa, bilseydin nasıl dikkatle bakardın istasyonlara; pencereden görünen hiçbir ağacı, hiçbir gökyüzü parçasını kaçırmazdın. Bütün sularda gölgeni seyrederdin. Üstelik, daha önce haber vermiştik derler. Her şeyin bir sonu olduğunu genel olarak belirtmiştik. Yaşarken eskidiğini ve eskittiğini söylemiştik. "

    "Bir silgi gibi tükendim ben;
    Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım.
    Mürekkeple yazmışlar oysa...
    Ben kurşunkalem silgisiydim: Azaldığımla kaldım."
    ···
  16. 141.
    +1
    Bütün bu yazdıklarım uydurma. Aklımdan geçenleri yazmaya cesaret edemiyorum. Alışmış kalıplar içinde bocalıyorum. Kalıbım yok benim: biçimsiz bir şeyim ben. Eriyip dağılıyorum yazarken. Olmuyor. Bana uzak gelen yaşantıları düzmece bir biçimde anlatmaya çabalıyorum. içinden geldiği gibi anlatsan Selimim. Olmaz. Deli derler adama sonra. Hemen damgayı yapıştırırlar. Daha kötüsü hiçbir şey demezler. Bunu mu yazacaktın derler; ayrıca içim o kadar karışmış ki sahtelikleri ayıplayıp temizleyemiyorum.
    ···
  17. 142.
    +1
    Tutunamayanlar ve Tehlikeli Oyunlar kitabıyla tanınan kalemi güzel bi yazar
    ···
  18. 143.
    +2
    Kötü bir resim asacağım diye hiç resim asmadım.
    Kötü yaşayacağım diye hiç yaşamadım.
    ···
  19. 144.
    0
    Adını hep duruyorum araştırmaya üşeniyorum, iyi biriyse söyleyin sevelim :dd
    ···
  20. 145.
    0
    Cammu kırıkları gibidir bazen kelimeler ağzına dolanır insanın sussan acıtır konuşsanız kanatır
    ···