/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +54
    Öncelikle "hoş geldinlerden" dolayı teşekkür ediyorum. Her ne kadar bin bi ortamımız olsa da sevgi doluyuz lan. Kendimce bir hikayeye başlıyorum devam etmem için up veya şuku istemiyorum. Trend taku yokken eski inci öyle miydi dıbına koyim. çok uzatmadan bugün bitiririm hikayeyi, başlıyorum;

    20 yıl kadar önceydi. Sünnet olduğum o gün, afedersiniz gibimin daşşamın kırpıldığı o gün... Kirvem Necmi abi bana hiç unutamayacağım "Dayan Hikmet, dayan koçum! Acı çekmeden erkek olamazsın ama asıl erkeklik acılara dayanmaktır. Dayaaan!" öğütlerini vermişti. Necmi abi mahallemizdeki hemen hemen her çocuğun kirveliğini yapan siyah sakallı, donuk bakışlı ve kıraathanede Ekmek Teknesi'ndeki Heredot Cevdet misali hikayeler anlatan birisiydi. Zaman zaman nikah şahitliği de yapardı.

    Hiç unutmam Asuman ablayla sünnetçi Rıfkı abinin düğününde nikah memurunun "sizler de şahit misiniz?" sorusuna "değilim ulan, böyle bir rezalate şahit değilim. pekekentle evlenen huur mu olur dıbına koyim!?" diyip kimse şoku atlatamamışken dayak yemeden ortamdan ayrılmıştı. işte böyle biriydi Necmi abi...
    ···
  2. 2.
    +14
    Bir gün mahallenin binleriyle toplanmış maç yapıyorduk. Ben sürekli kaleye geçmekten artık profesyonel bir kaleci olmuştum. Bizim kadro daha iyi olduğundan top bir türlü bizim kaleye gelmiyordu, çok sıkılmıştım. Karşı kaleci topu bizim kaleye kadar dikmişti. Topun bana doğru gelmesi sevinciyle gaza gelip topu diktim. Top kimseye değmeden aşağı yokuşa doğru gitmişti. Tüm binler hep bir ağzından "ataan alırsipooor!" diye bağırdı. Top daha fazla gitmeden koştum. Yokuşun aşağısından Necmi abi geliyordu. Tam ayağına oturan topu bize doğru dikti o esnada ayakkabısı da fırladı. Seke seke ayakkabısının yanına gidip "ben de oynim mi lan, he?" dedi. Çoğumuzun kirvesi olan Necmi abiyi kıramadık. Herkese baştan aşağı göz gezdirip. "Hikmet'le ben siz hepiniz, uyar mı lan?" dedi. Kirvemin o kadar kişi arasından beni seçmesinin verdiği gururla "uymayan uydururuzz abimm!" diyip Necmi abinin yanına koştum ve kirvemin paçalarını çoraplarının içine sokmasıyla maç başladı.

    Necmi abi gaza gelip "biz ikimiz siz hepiniz" havalarına girmese belki az mücadele olucak maçta ama yok böyle ezilmek dıbına koyim. Maçın bazı zamanlarından bazı diyaloglar:
    ···
  3. 3.
    +13
    Ben: Necmi abi, kale çin keranesine döndü abi. Giren çıkan belli değil.
    Necmi abi: Tamam olum az ağlama lan. Git evden benim siporları getir koyalım şunlara.

    ---

    Necmi abi: Pştt lan, ekmekli! Az bölsene alttan. Salçalı mı o?
    Ben: Abi gol yedik.
    Necmi abi: iyi tak yedik dıbına koyim git siporları getir dedim sana!

    ---

    Necmi abi: Ulan insan kirvesine faul yapar mı puşt!?
    bin Ahmet: Ne faulu amuna goyim topa giriyoz.
    Necmi abi: gibtir lan, küfürbaz muallak. Penaltı gayet.

    Necmi abi: Gol lan goooll. Tamam beler maç burda biter. Hikmet çak lan son golü biz attık.
    Ben: Öyle de yenildik be abi, çok fena yenildik hem de... çok fena yenildik.
    Necmi abi: iyi de çok kişiydi olum onlar, normal bunlar.
    Ben: Abi ben hayatımda bu kadar gol yemedim ya ondan şeaptım yani.
    Necmi abi: Bak Hikmet. Bu hayatta çok kez gol yiyeceksin ama mücadele etmeyi bıraktığın zaman kaybedersin. istersen bı sürü gol ye lan. Sen o golleri kurtarmak için atmadın mı kendini bu taşlara? Önemli olan bu koçum.
    Ben: Abi ne yalan soyliyim 12. golden sonra kendimi atmayı bıraktım.
    Necmi abi: Vay bin! Ulan ben de diyorum siporlara rağmen niye kaybettik??? Kaçma lan, gel buraya kaçma..!!!
    ···
  4. 4.
    +14
    Kirvemin o "mücadele etmeyi bıraktığın zaman kaybedersin" cümlesinden çok etkilenmiştim. Artık ilkokulda altıma sıçıp çocukça efkarlandığım zaman bile hemen onun yanına koşuyordum. Okulda kitapları ve defterleri kaplamak zorunluydu. O zamanlar kırtasiye alışverişleri lüks alışveriş sayılırdı. Babam 3-5 kuruş olsa da aylığından kısıp kap almamıştı bana. Eski gazetelerle kaplamıştık kitapları, defterleri. Okula gittiğimde kitaplarımı görenler dalga geçmişti. Çocukluk işte her şeyi ciddiye alıyordum. Okuldan sonra kirvemin yanına koştum hemen anlattım durumu.

    "Tamam lan üzülme hemen kıskanmış onlar seni, valla bak. Ver bakayım bi kitap. Baksana şu manşete 'geleneklerini yaşatmak için geline aldığı atın tepmesiyle kısırlaşan damat' bu ne dıbına koyim? Bu gazete o diğer kaplardan daha çizgi filmli, daha renkli, daha komik lan. Hep kıskanmış onlar seni." diyip moral vermişti yine bana.
    ···
  5. 5.
    +8
    ilkokul ve ortaokul yıllarımı iyice alıştığım biricik kirvem Necmi abiyle geçirdim. Artık liseye gelmiştim tam bin çağımdı. Tuvalette sigara içmeler, okuldan kaçmalar, kavga etmeler, arkadaşlarla halısaha, aileye ve sisteme isyan etmeler... Artık Necmi abiyle denk gelince görüşüyordum. Çoğu zaman arkadaşlarımla takılıyor, kendimizce firlamalıklar yapıyorduk. Sonra ne mi oldu? Ebenizin amı oldu, aşık oldum. Hem de köpekler gibi aşık oldum. Sözde müptelası olduğum "bunu içmeden derze girilmess len amk" dediğim sigarayı bile yeni gelinin gibi tuttuğu gibi tutuyordum.

    Arkadaş dediklerim karşı cinsi sadece "31 çektiren görüntü" olarak bildiği için biricik kirvemin yanına sığındım yine. Parkta oturuyordu, yanına gittim "nasılsın abi?" dedim. "Ooo Hikoyaa bak bee. Unutmamış Necmi abisini." diyip sevgilisine trip atar gibi konuşmuştu. "Haklısın abi öyle çok konuşamadık, affet. Sen nasılsın demedin ama ben çok kötüyüm be abi. Aşık oldum ben." dedim. Hikmet abi bana döndü, sigarasını çıkardı. Bana da uzattı, saygıdan almadım. Sigarasını yakıp "Bak koçum, az çok bildiğim kadarıyla sana öğütler vermeye çalıştım. Açıkçası bugünün geleceginden korkuyorum ama geldi işte. Benim öğüt veremeyeceğim gün, bugün. Bu sefer dertleşelim be Hikmet, bu sefer ben anlatayım... "
    ···
  6. 6.
    +9
    Ben: Abi benim aşkım taze, ilkten ben anlatsaydım.
    Kirvem: Lan bi dur tam havaya girdim. giberim senin aşkının ıstırabını şimdi. Sözümü kesme!
    Ben: Haklısın abim afedersin, buyur anlat.
    Kirvem: Asuman'ı hatırlar mısın sen?
    Ben: Asuman..? He... Hani şu sünnetçi Rıfkı abiyle evlenip taşınmışlardı. Sen şahit falan olmamıştın o mu?
    Kirvem: O lan işte. Evlendi diye bağırma! Kısaca anlatayım, az yansın canım. O kaltakla aynı mahallede büyüdük. Okul mokul hep aynı ortamdaydık. Kegibtim ben buna, o da bana tabii... Şiirdi şarkıydı derken benim askerlik zamanı geldi. Gittim askere, köşesi yanık aşk mektupları zart zurt askerlikte geçti gitti öyle... Askerden dönünce benim dostum Rıfodan duyum aldım. Matkap Rıfkı derdik. Mahallede girmediği delik kalmamıştı puştun. Neyse, dedi bu Asuman yollu, böyle böyle. Dedim ulan daşşak geçiyor bu puşt benimle ama içime de bi kurt oturmadı değil. Tak bi soruşturma mahallede vermediği kalmamış huurnun...
    ···
  7. 7.
    +6
    "Rıfkı'ya gittim hemen, dedim bı akıl ver. 'gurur çok önemli Neco, sen bu kızla takılmaya devam ettikçe arkandan demedikleri laf kalmaz. Sevgi biter, itibar kalır. Ayrıl gitsin anasını satayım sana kız mı yok?' dedi. Uydum bu binin aklına. Bastım bağrıma taşı, ayrıldım ama o günden beri hep sevdim dıbına koyim. Bu Rıfkı biliyorsun sünnetçi oldu. Bi senin gibi o kesmedi mahallede. Ona kestirtmedim, özelsin sen. Neyse dıbına koyim. Asuman'la gizliden gizliye söz falan yapmış bunlar. Nikah düğün zamanı geldiğinde yanıma geldi bu bin. Anlattı durumu dedi böyle böyle seviyoruz. içinden ağlamak nedir bilir misin? Öyle ağladım işte ama içten içe... Olur dedim. Yıllarca ben tuttum, o kesti ama bu sefer sevdiğim kızı ben tutucam o gibecek öyle mi? Olmaz dıbına koyim öyle şey... Olmaz lan, olmaz olmaz olamaaaz... " diye ağlamaya başladı. Kirvem, Necmi abim...

    Göz yaşlarını silip "Böyle işte gönül davası. Erkek beden giber, kadın ruh giber. Sen iyi mi çok gibilmeden vazgeç bu davadan. Olmuyor ama aşıksan sakın ha sakın daha fazla üsteleme. Seviyorsan koş ama aşıksan kaç koçum. gibilen zütün davası olmuyor çünkü... " dedi ve "Öyle işte itibar için yol verdik gönlümüze bi itibarımız kaldı. Sevilen sayılan biriyiz sözde ama itibar da zamanla azalıyor. Eğer bu saygınlıkta biterse deliririm ben" diye ekledi.Bi sigara daha yaktı, bana da uzattı yaktım. Ağladık...
    ···
  8. 8.
    +5
    Kirvemin altın öğütleriyle hayatı az buçuk idare ettim ama liseyi zar zor bitirdim. Neyse ki okuldan atılmadan mezun olduk. Necmi abinin öğütleri sokak hayatında iyi de okul hayatımda bi gibime yaramamıştı. Üniversite falan yalan oldu. Vatan görevimi yapmaya koyuldum. Gel zaman git zaman döndüm evime. Mektepli değiliz tabii uzun sürdü askerlik. Değişmiş mahalle, hem de ne değişmek. Bir kaç gün sonra "Artık ben de mahalle abisiyim dıbına koyim" diyerek girdim kahveye. Necmi abiyi göremedim, evine gittim. Kapısı açıktı, içerisi havasızlıktan, pisten pasaktan fare leşi gibi kokuyordu. Necmi abi yere serdiği gazeteye oturmuş bira ve sigara içiyordu. Don atlet, saç sakal karışmış evsizler gibiydi.

    Ben: Abi ben geldim.
    Kirvem: Vay vay vay vay hoşgeldin, nasıl geçti lan askerlik?
    Ben: iyiydi be abim. Senin bu hal ne?
    Kirvem: Kahvede yüz bulamayınca kapandım ben de eve. itibar falan kalmadı, kimse gibine takmıyor. bin Ahmet bile telefonuna "gib tutan" diye kaydetmiş. Sende de mi öyle kayıtlıyım lan?
    Ben: Yok be abi. "Kirvem" diye kayıtlısın.
    Kirvem: Harbi mi lan? Biliyordum dıbına koyim, sen özledin biliyorum. Hayatımı kurtaracak kişi sensin, biliyorum. intihar edicektim lan ama bekledim, senin gelmeni bekledim.
    Ben: Aman abi gözünü seveyim, neler diyorsun? Ne intiharı! Yaparım tabii ne istersen, sen at şu intiharı kafandan.
    Kirvem: Harbi yapar mısın lan?
    Ben: Yaparım tabii abi... Ne istiyorsun?
    Kirvem: gibini tutmak istiyorum Hikmet
    Ben:Nn..nasıl abi?
    Kirvem: Anladın işte gibini tutmak istiyorum. Tekrar söyletip utandırma beni.
    Ben: Necmi abi kendine gel! Neler saçmalıyorsun? gib falan... Ayıpsın dıbına koyim.
    Kirvem: Kızma hemen. Bak senin sünnetinde itibarımın zirvesindeydim ben. Eski günlere dönersek belki ciddiye alırlar yine beni? Dinleyen olur, akıl danışan olur? Bi kere ucundan tutayım bari.
    Ben: Abi bi gibtir git ya. Gidiyorum ben.
    Kirvem: Hikmeett... Bana hükmeeett.!!
    ···
    1. 1.
      0
      Kaç lan kaç gibecek seni
      ···
  9. 9.
    +7
    Necmi abinin bu gibindirik tavırlarından sonra aşık olup açılamadığım kızın ilkokulda benle dalga geçen bi binle nişanlandığını duydum. Bu nasıl mahalle dıbına koyim? Herkes mahalle içinden biriyle evlenmek istiyor. Gidip kirvemle dertleşmek istedim ama kendisi çoktan kafayı yemişti. Uzun uzun "Ulan herif kafayı yedi iyi mi? Bi zamanlar herkese akıl hocalığı yapan şimdi itin zütün maskarası oldu. Kolay değil tabii ben olsam ben de delirirdim ama ben Necmi abi gibi öyle çoluk çocuğa akıl verip yaşlanınca da delirmiyicem. Sevdiğimiz kızla evlenemedik ama gençlere yol gösterip alayının akıl hocası olucam ve delirmiyicem" diye düşündüm. Malum olaydan dolayı Necmi abiyle tek kelime konuşamadım. Bazen yolumuz kesişiyor o da utancından yanıma gelemiyordu...

    Bir akşam, babam yıllarca tüm masraflardan kısıp biriktirdiği bir paradan bahsetti. Meğersem kiradan kurtulmak için boğazdan falan kesiyormuş parayı. Artık yeni bir ev alacağımızı öğrenince kirvemin o utanç dolu gününü onun karşısına çıkarak hatırlatamayacağıma sevinmiştim. Bir ay içinde yeni bir semte taşınmıştık. Bir iki haftada kahvedekilerle iyice kaynaşmıştım. Hatta bi amca o kadar sevmişti ki "Gel benim küçük oğlana kirve ol" demişti. Amcanın bu teklifini düşünmeye alıp evin yokşunu çıkmaya başladım. Yukardan bir top geldi, topu diktim. Ayakkabım ayağımdan fırladı. Sekerek "ben de oyniyim mi lan, he?" dedim. Gittim, oynadım ve yenilince takım arkadaşıma "mücadele etmeyi bırakırsan kaybedersin" öğüdünü verdim...

    ---

    Hikaye bitmiştir. Vaktini ayırıp okuyan herkese çok teşekkürler binler.
    ···
    1. 1.
      0
      Kısa, öz ve anlamlı
      ···
  10. 10.
    0
    Yavşamayın binler, okuyan herkese teşekkürler tekrar.
    ···