-
1.
0Bana göz kulak olduğunu biliyorum
Bütün geçmişin babası.
Ve olabilecek her şey
Sen ilk ve sonsun.
Bütün yaşayanların bekçisi
Bütün ölenlerin koruyucusu
Yukarıdaki tek gözlü Tanrı
Dünyamı ve göğü yöneten
Kuzeyin rüzgarları alın bu şarkımı yukarıya
Gökyüzündeki o şerefli salona.
Böylece o kapılar bana genişçe açılacak
Ölüm zamanım geldiğinde. -
2.
0farz ediyorum ki 100 kişi görmüştür bu başlığı fakat görülen o ki kimseye uygun gelmemiş. aslında belkide bu yüzden yalnızımdır ve hayatım boyunca yalnız kalmaya mahkum kalacağım gibi görünüyor. önceleri çok severdim yalnızlığı; özgür olduğumu zannederdim fakat yine de içimde bir boşluğun olduğunu hissederdim. anlam veremediğim bu boşluk, gün geçtikçe daha da büyüdü ve artık geri dönemeyeceğimi fark etmeme sebep oldu...
-
3.
0dün gece her zaman ki gibi derin düşüncelere dalmıştım. aklımda kalanları uygun bir şekilde paylaşmayı düşündüm, başlıyorum;
siyah ve beyaz, iyi ve kötü, gündüz ve gece... aslında bir insana sorarsanız ben hep "iyi olan tarafım" diyecektir. fakat gerçek şu ki; insan hem iyi hem de kötüdür yani siyah ve beyaz gibidir. olaylar karşısında sergilediğimiz duruş siyah ve beyazdan ibarettir ve makul olanı hatta en çok faydalı gördüğümüz seçeneği uygularız, sonuçlarını genelde düşünmeyiz. birisi olmadan diğeri varlığını sürdüremez bu yüzden aralarında bir dengenin hakim olduğunu söyleyebiliriz. bu dengeyi bazen çok fazla esnetiriz ve kötü veya iyi safında olduğumuza kanaat getiririz. gerçek şudur ki; kimse iyi veya kötü olduğuna karar veremez, belkide sırf bu yüzden tanrıyı uydurduk. daha yüce bir güç, her şeye gücü yeten ve insanları yargılayacak olan. nereden bakarsak bakalım hayatımıza siyah ve beyazın hükmettiğini görürüz ki, bu da bizi "tam" yapacak olan şeydir. -
4.
0uyku ile uyanıklık arasında gidip gelirken, aniden derin bir hisse kapıldım. tanımlayamadığım bu his beni çok heyecanlandırmıştı çünkü biliyorum ki daha farkına varamadığımız bir çok duygumuz, bilmediğimiz fakat bulmaya çalıştığımız bir çok yeni bilgi vardı. atalarımız bizden daha zeki değillerdi, insanoğlu gün geçtikçe kendini de geliştirmeye devam ediyordu ve bunun bir sonu yoktu. en çok neye ihtiyacımız varsa o konuda ilerleme kaydediyor, yeni icatlar yapıyoruz ki hayatımızı daha kolay bir hale getirebilelim. buradan da anlayabileceğimiz gibi canlı varlıkların en güçlü özelliği "hayatta kalma" çabasıdır. ölümün var ve kaçınılamaz bir etken olduğunu bildiğimiz halde hepimiz korkuyoruz. belkide bu, yaşamanın bedelidir.
-
5.
0dünya ve sen. bu iki kelime aynı cümlede kullanılınca anlam ne kadar da küçülüyor, garip değil mi? evet sen, milyarlarca insanı oluşturan sadece bir kişisin. seni diğer insanlardan ayıran tek özellik sen olduğundur. inançlı olan ve en bilge kişiler dahi hayatın merkezine kendilerini koyarlar çünkü inancın bedeli budur, herkesten önce kendini kurtarmalısın. kritik durumlarda verdiğimiz kararlar belkide bizi sonsuz bir uçuruma sürükleyecektir fakat bunu öğrendiğimiz zaman genelde iş işten geçmiş olur. bozuk insanların şekillendirdiği bu dünya sistemine olan mecburi bağlılığımız nedeni ile sürekli diğer insanlara muhtaç bırakıldık, yeri geldiğinde onların kölesi bile olduk. eğer bir tanrı varsa bütün bunları bilmiyor mu? çabaladığımı neden görmüyor? onun isteğinin bu olduğunu zannetmiyorum zaten. belkide bizi unuttu, yaptığı hatanın farkına vardı, varlığımıza acıdı ve bu şekilde cezalandırmaya karar verdi. kanayan burnumuzda hissettiğimiz hayatın o tatlı acı lezzetinin yolumuzu belirlemesi dileğiyle...