Üniversitede 3. yılım, sınıftan, okuldan kimseyle işim yok. Çevremdekiler ya avukat, bankacı, maliyeci ya esnaf, taksici, torbacı.

Neyse sınıfta Yasemin diye bi kaşar var, kısa boylu, koca zütlü, çingene esmeri olmasına rağmen, dip boyası gelmiş sapsarı saçları olan bir kezban. Hani olur ya gibmek dahi istemeyeceğiniz, ne kadar güzel olursa olsun kelimenin tam anlamıyla yılışık, lafı çekilmeyen bir salça.

2'den 3'e geçerken ki yaz bayağı çalıştım. 100 kilo civarıydım, 88 90'a düştüm. Çocukluktan spor da yaparım vücudum falan sağlam, böyle bi havalı, paralı başlayınca 3. sınıfa bu Yasemin huursu yakmış bana abayı. Yazıyo sürekli bahaneyle ha hu yapıyo. Ben uzak durdum dolaşmasın diye ama yok illa gibtirtcek kendini. Yazları turizm sektörüne gönül veren bi kardeşiniz olarak 7 milletten karı gibiyorum. (Alanyalılar bilir)

Yasemin benden yüz bulamayınca açık açık dedi. "Senden hoşlanıyorum, bana sadece 1 gece şans ver." Çok saçma bi bahane bulup reddettim, kalbini de kırmak istemiyorum. Bu huur bana bilenmiş. Okula da pek uğramadığımdan arkamdan dedikodu çıkarmış, Karavana bana aşık benle sevgili olmak istedi reddettim diye. Ulan ben bunu duydum çıldırdım. Gidip bişey de demedim birden sinir binerse kadın madın dinlemem döverim erkek döver gibi. Görünce sırıtıp geçiyorum.

Neyse dersimiz var dekanla, gitmem lazım diyerek gittim sabahın köründe. Dinlediğimden değil imzam olsun diye bi ara kulak astım konuya, Tetenoz iğnesi konuşuyolar. Aranızda hiç vurdurmak zorunda kalan oldu mu dedi hoca. Bu Yasemin'de her yerden bi okka amk, yırtık dondan yannan çıkar gibi çıktı yine bağırarak "Ben vurdurdum hocam, daha yeni. Hiç bişey olmadı acımadı da pek korktuğum kadar." dedi.

işte an bu andı, arka çaprazımda oturuyo tam. Rayban gözlüklerim indirdim, üzerinden hafif bi bakış atarak;
"Yediklerinden sonra hafif gelmiştir."
dedim.
"Ouuuv bitch" sesi duymamla tüm sınıfın alkışı koparması bir oldu. Dekan gözlüklerini çıkartıp kollarını bağladı ve kendinden emin, gururlu bir biçimde bana bakarak geleceğe umutlu gözlerle gülümsedi. Yasemin'nin gözleri kanıyor, kezban kankaları ağıt yakıyordu. yannanını çıkarıp masaya vuran ve masayı ortadan ikiye ayıran Somalili Abdi'den bahsetmiyorum bile çünkü bu, onun hobisiydi. Sol önde oturan, gano kasan grup lale grup, verdiğim ayarın standart sapmasını yapmaya çalışıyordu. Arkadaki Sosyalist Kürtler şuursuzca halay çekiyor, sağ öndeki Ülkücüler slogan atarak çay karıştırıyordu.
Bense sigara yakıp yuvarlak çıkarmakla meşguldüm. Tebrikleri kabul ediyor, plaketlerin masama bırakılmasını istiyordum.

Sonra silkindim ve kendime geldim. Yanımdaki ismail'e döndüm baktım kıs kıs gülüyo. "Çok iyiydi kanka, Allahtan duymadı. dıbını yırtardı burda yelloz kepaze ederdi seni" dedi. Galiba biraz kısık sesle söylemişim. Hoca ara verdi, sigara içtim, imzamı atmıştım, bastım gittim esnaf arkadaşlarla tavla oynamaya.