bugün gece onikiye kadar bu başlıkta yazacagim

canım çok sıkılıyor dıbına koyayım, başlık açasım da yok... tamıtdıbına oniki saat otuz dakika boyunca bu başlıkta olacağım...

gibinizde olur mu, olmaz mı bilemem... gibimde de değil açıkçası...

nevalemi yazayım önce,

11 adet bomonti, 2 adet tuborg kırmızı, 5 paket samsun 216, 2 muzlu kek (eti), 4 meyveli kek ( 30 kuruşluk), Tadım Ayçekirdeği (1 tl'lik paket), 2 lays klagib (büyük paket) bunların hepsi eriyecek gibime geliyor...

kahvaltı da yapmadım amk, keşke önce bi kahvaltı falan yapsaydım amk, aç karna ne yazayım ki şimdi. ben bir dolaba bakayım, belki ekmek arası bir şeyler yaparım...

iki patates buldum lan, onları kızarttım bi güzel de yedim... afiyet olsun bana...

http://imgim.com/sf89bk.jpg

yemek yapmak falan güzel de yemek sonrasından nefret ediyorum amk, bulaşık falan yoruyor beni, gerçi yıkadığım da yok ki iki aylık bulaşık yığılmış bekliyor...

kimi bekliyorsa artık.

demin yine mutfağa baktım da benim acilen eve karı kız atmam gerekiyor dıbına koyayım ki kadınlar, yediği yannanın hakkını vermeli ağa... öyle bedavadan yannan mı olur lan.

o değil de aşık olamamak, sevememek çok güzel bir şey lan... allah herkese nasib etsin...

unutmadan; aşkın ne zaman geleceği belli olmaz huur çocukları.

ölümün de.

ölüm dedim de aklıma geldi, askerde benim bir arkadaşım vardı adı da ismail, iso derdik biz ona, çok iyi biriydi fakat aşkta iyi olmak meziyet değildir... neyse bunun kız arkadaşı, bunun yokluğundan yararlanarak bundan çok daha çok kötü biriyle arkadaş olmuş, ismail'in yapamadığını ya da konduramadığı şeyleri bu velet yapmış, neyse velet bundan kötü ama tarzlı olan biriymiş, giyimiyle tarzıyla tam bir bin işte... iso'nun arkadaşı bunları bir kafede dudak dudağa görmüş, sarmaş dolaş falan işte... haber vermiş iso'ya, zütünü gibtiğimin iso'su da mal amk. harap etti kendini, günlerce yemek yemedi, ben de yazıcıydım, nöbet falan yazmadım ki buna bir delilik yapmasın.

fazla uzatmayayim, bu tipini gibtiğimin ismail'i bir gece saat 3 sularında uyanıp silahlığa gitmiş ve almış silahını şakağına dayamış ve çekmiş tetiği, silah sesine uyandım, bi koştum ki ismail kanlar içinde yerde... koduğumun salağı, ölmeyi becerememişti... acı içinde yerde kıvranıyordu, revire falan haber verdik... ambulans geldi işte, fakülteye kaldırdılar, çok sonra haber geldi; mermi alt çenesinden girip alt dişlerini parçalayarak çıkmış... 1 santim daha kaysa beyni dağılacakmış salağın...

böyle bir anı işte...

ne dedik, iyi olmak meziyet değildir, iyi çoktur ama bin sayılıdır... kadınları gibmek istiyorsan; bin olacaksın... sevmeyeceksin, gibeceksin! gibip bırakacaksın ki sevilesin...

kaçan; kovalanır hacı.

o değil de keşke okusaydım lan ben, çok pişmanım dıbına koyayım...

lise terkim ben.

düşünsenize; öss'de kaydım bile yok dıbına koyayım.

yaklaşık 9 aydır işsizim dıbına koyayım...

işsizlik, parasızlık falan neyse de yalnızlık çok fena be... vallahi kendi kendimle konuşur oldum lan, hani bir dostum olsa da hayatımın içine etsin yine razıyım...

not düşelim mi buraya...

http://fizy.com/#s/1aj7b8

ölüm bana hiç uğramaz gibi geliyor da var ya, ya gelirse...

ne tak yiyeceğim lan...

keşke beni de seven bir kadın olsaydı lan,

yalnızca ben olduğum için sevseydi ama, mesela siyah saçlarım için ya da uzun ve siyah tırnak uçlarım için... ayak parmaklarımın arasındaki kir için sevseydi... işsizliğim için sevseydi, parasızlığım için... 30 yaşım için sevseydi... sevseydi de ben için sevseydi...

o değil de öptüğüm bütün dudakların parasını ödemişimdir...

bedavadan dudak öpmüşlüğüm de yok benim... ne kadar öptüysem o kadar para saydım...