Ben hep hayatımda polis asker olmayı vatanıma hizmet etmeyi istedim, ölümü her şeyi göze alıyorum şehit olmayı bile istiyorum. Size biraz kendimi anlatacağım... Yıllarımın gençliğimin nasıl kaybolduğunu anlatacağım...
Benim yaşım şuan 22... Ben hep polis asker olmayı istedim 7-8 yaşımdan beri, hocalar sorardı ilkokulda ortaokulda ne olacaksın diye arkadaşlarım ressam, doktor, öğretmen, avukat derken ben hep polis ya da asker olup vatanıma hizmet edeceğim derdim. Neyse 7. sınıfta taktir almıştım 8. sınıfa filan başladık derslerim de iyi gidiyor o sene OKS vardı ( bizim zamanımızda OKS vardı ) Ailem beni zengin çocuklarının gittiği etüte vermişti okuldan sonra etüte gidiyordum, her şey iyi gidiyordu OKS ye son birkaç ay kala bin arkadaşlarıma uydum çalışmayı bıraktım OKS' den 330 aldım. Çok üzülmüştüm ben ama O zamanlar Polis Koleji 450 puan ile alıyordu tabi cemaat tayfasından olanlar öncelikliydi...

Neyse başladık Ticaret Meslek Lisesi' ne Muhasebe benim bölüm. Geldik son seneye staj dalgası var son senede. Sınıflar filan staj günlerine göre ayrıldı... Herkes SGK' yı istiyor il Özel idaresi' ni Belediyeyi filan istiyor en rahat yerler, stajyerlere en çok para veren yerler orası... Oralara da herkes giremiyor güvenilir, düzgün adamlar girebiliyor. Tabi sınıftaki bütün erkekler bin anasını satim. Hocalara illallah ettirmiş binler. Ben de sessiz sakin kimseye bulaşmayan ama kendini de ezdirmeyen, hocalara saygısızlık yapmamış bir çocuktum. Bizim sınıf hocası ayarlıyordu staj yerlerini. Baktım hoca geldi bana dedi seni SGK' ya yerleştirecem. Ben de tamam dedim sevindim.

Staj günü gelmişt ben SGK ya gittim bölümümü söyledi bana oradaki memur. Benim bölümüm işyeri Tescil bölümüydü girdim içeri filan selam verdim anlattım yeni stajyerim filan neyse staja başladık biz. Pazartesi, Salı, Çarşamba benim staj günüm. Aynı zamanda çarşamba ortak staj günü... Perşembe cuma okula gidiyorum okuldan sonra da denemelere giriyorduk dershanede, hafta sonları da dershane sabahın 7-8 inde yani durumu tahmin eder az çok yaşayan arkadaşlar...

Neyse staja başladık biz. Torba yasa mıdır nedir bilmem ne gibtir bir şey çıkarttılar, 299 tl olan stajyer maaşı oldu mu 180 tl... Neyse bizim sınıftan kız var o da benim Staj yaptığım işyeri tescil bölümümde staj yapıyor, perşembe cumaları ben okuldayken o yapıyordu bütün işleri... Bu kız da babasının işi nedeniyle başka şehre taşındılar, bütün servisin işleri hepsi bana kalmıştı. Sonuçta staj mecburi ağzımı açsam okuldan mezun olamayacam. Bölüm şefinin vereceği nota bakıyorum...

Neyse aylar geçip gidiyor YGS yaklaşıyordu bana çok zor geliyordu hafta sonları sıcak yataktan kalkıp dershaneye gitmek. Bizim sınıfta da konusu açılıyordu işte kim nereyi istiyor filan falan. Bunlar moda girmişler yok lojistik, yok sınıf öğretmenliği, yok zihinsel engelli bilmem nesi... Ama sırf gösterişler aq ellerinde test kitaplarıyla filan okula geliyorlar... Hoca bana sorduğunda nereyi düşünüyorsun diye polislik düşünüyorum diyordum hocalara ben. Sanki annelerini gibib ağaca asıp derisini yüzmüşüm gibi tepki veriyorlardı.

Neyse bu ygs geldi çattı girdik ygs ye, ygs den çıktım böyle bir ağlamaklı oldum gözlerim doldu, hani acaba pmyo puanını getirebilecek miyim diye... Neyse bir gün okuldayız kapı çaldı ygs sonuçları açıklanmış kalbim çıkacaktı kağıtları getirdi nöbetçi öğrenci. Herkese dağıttı hoca tek tek ben puanıma baktım 273 yazıyor... Pmyo baraj puanı 270 di... O anki yaşadığım mutluluk aldığım haz inanılmazdı. Adriana limayı gibsem böyle mutlu olamazdım herhalde...

Neyse ben eve geldim koşa koşa ama nasıl koşuştur o mübarek Bolt gibi... Evde direk ayak parmağımla pc yi açtım. Annem diyor ne bu acele oğlum kan ter içinde kalmışsın dedi. Ben de pc yi açtım gel sana bir şey göstereceğim demiştim babam da evdeydi açtım ygs sonucumu gösterdim sevindiler. 273 puan almıştım okul puanıyla filan 350 ye geliyordu çok güzel bir bölümü de tercih edebilirdim ama yapmadım...

Pmyo baraj puanı 260 a düştüğünü açıkladı 1 hafta sonra Polis Akademisi. Ben de internetten ön başvurumu yaptım, Pmyo' ya başvuruyu onaylatmaya gideceğim tarihi seçtim 16 nisanı. Bankaya paramı yatırdım her şeyimi tam ettim evraklarımı. Ama nasıl heyecanlıyım nasıl heyecanlıyım ben anlatamam ilk defa yaklaşmıştım ama hiç de öyle olmamıştı...

16 Nisan geldi çattı gittim istanbul Şükrü Balcı Pmyo' ya Florya' da bu okul bilenler bilir... Babam da gelmişti benimle, dışarıda bekliyordu o. Neyse içeri girdim baya kalabalıktı masalara oturduk evrakları dosyalara koyduk polis memurlarına verdik sıraya girdik sonra...

Okulun içine girdik alt katta polis memurları var komiserler filan, bide 4. sınıf emniyet müdürü vardı çok iyi bir adamdı, sıra bana geldi oturdum karşısına filan resmimi verdim dosyama yapıştırdı imza filan attı sonra bana sorular sordu işte nerelisin annen baban kim kardeşin var mı siyasi partiye üyeliğin var mı filan gibisinden ... Ben de anlattım, siyasi partiye üye olmadım hiç olmam da dedim. Sonra dosyamı yana memurlara verdi 'sıradakii' dedi neyse dosyalama işleri bitti sonra bizi yukarıya çıkarttılar bilgisayarlar var 160 ya da 200 soruluk bir testti sayısını tam hatırlamadım onları cevaplandırıyorsun, çelişkili cevaplar vermemen lazım tabi onlara. Aynı soruları farklı şekilde sormuşlar neyse biz orayı da geçtik tekrar aşağı indik...

Aşağı kata indik oturduk bekliyoruz polis memurları var pc lerde bayanlı erkekli işlem yapıyorlar mülakata tarih veriyorlar. Sıra bana geldi bayan memur çok iyi ilgilendi sorular filan sordu filan kimliğimi verdim mülakata tarih verdi... Mülakat tarihim 23 mayıs 2012...

Günler geçmek bilmiyordu uyku uyuyamıyordum düşünmekten. Kilo vermeye başlamıştım iştahım kesilmişti. En sonunda mülakat günü geldi çattı pederle düştük yollara benim mülakat öğlen 12 deydi kağıtta öyle yazıyordu ama ne 12...

Okulun oraya girdik girmez olaydık sanırsınız bedava ekmek filan dağıtıyorlar, hani o da olsa o kadar kalabalık olmaz o derece. iğne atsan yere düşmez. O Şükrü Balcı Pmyo nun o arayı bilenler bilir uzun yolu orada en az 500 kişi var. içerisi de dışarıdan beter... Düşünün bir de mülakatlar 30 gün sürüyor... Benim o anda içimi bir umutsuzluk kapsadı ama içimden duamı okudum. Kalabalığı yara yara kapının dibine geldim mülakat kağıdımı gösterdim kapıdaki polise içeri aldı beni...

Beyler geldim okuyacak varsa devam edecem.

Şükrü Balcı PMYO' dan içeri girdik bahçe mahşer günü gibi rahat bir 200 kişi var, içeride mülakatlardaki grupları söylemiyorum bile... Oturmaya bir tane boş yer yok neyse gittim ağaç altına uzandım gölgeye bekliyoruz.

Pmyo öğrencisi geldi içeriye grup grup mülakata almaya başladılar. Pmyo öğrencisi mülakatı 12 de olanlar mülakat kartlarını versin dedi. Kartları verdik sonra sıraya girdik 4' erli şekilde. Bayan amir geldi filan fırçaladı çünkü 4 erli sıra olamayan andavallar vardı. Neyse birkaç fırça attıktan sonra düştük amirin peşinde.
Branda olan ağaçlık bir yere geldik oturduk bekliyoruz, uzun dikdörtgen masa var evraklarımızı dosyalarımızı filan hazırlıyorlar, isim isim okuyorlar ismi okunanın dosyasını polis memuruna verdiler sonra polis memurunu takip ettik...

Ön sağlığa gireceğiz, kapıdan içeri girdik binaya 50 metrelik koridor var, koridorda soyunma odaları var, Polis memuru abi dedi herkes soyunsun içeride sıra olacaksınız sonra koridorda dedi. Neyse girdim içeri şortumu filan giydim üzerimiz çıplak altta sadece dize kadar şort var. Çıktım koridora sonra polis memuru en ön sıradan başlayarak numaraya göre sıraladı bizi. Bizim grup 50 kişiydi ben 20-30. sırasında filanım grubun. Elimize 4 tane kağıt verdi polis memuru, Ön Sağlık, Spor, Sözlü Mülakat, Pgiboloji filan için kağıtlardı sanırım altlarında not yazdıkları yerler var komisyon üyelerinin...

Yavaş yavaş ilerliyordu sıra... Sıra bana geldi ilk önce solda masada oturan 40-50 yaşları arasında hayattan bezmişçesine renk körlüğü testinin olduğu küçük defterin yapraklarını çeviren bir polis abimiz vardı. Durdum karşısında adam yüzüme bakmadan oku dedi sayfaları çevirmeye başladı tek tek... Renk körlüğü testi, küçük ajanda gibi bir şey içinde sayılar harfler filan var ben onları okudum tek tek 62-36-41-7 filan yazıyordu dördünü de okudum.
Sonra boy kilo ölçen makina var çıktım ona, daha dik duramadan üstten polis memuru boy ölçen çubuğu kafama bir indirdi aq ne olduğunu şaşırdım. Bir şey de diyemedim tabi yanda polis müdürleri komisyon filan var neyse... Sonra 4 kişilik komisyon var bir tanesi doktor bir tanesi pgibolog bir tanesi 4. sınıf emniyet müdürü diğeri de dosya işleyen polis memuru bayan...

Elimdeki kağıtları komisyona verdim. Karşıda dur dedi polis müdürü. Ben durdum, doktor olan bayan bana ellerini öne uzat dedi uzattım, el bileklerini göreceğim şekilde kollarını çevir dedi çevirdim, sağa dön, sola dön, bana dön dedi, ben de soldan döndüm polis müdürü de aferin soldan döndün dedi ben de sağ olun efendim dedim. Sonra bana doktor olan bayan ayak tabanlarını göster arkanı dönüp dedi. Gösterdim tamam dedi ( düz taban olup olmadığına bakıyorlar ) kağıdın sağ alt tarafına imza attı sonra polis müdürü bana birkaç soru sordu cevapladım onları ön sağlıktan geçtim ben.

Neyse dışarı çıktık spora gireceğiz bekliyoruz 35 derece sıcakta... Ön sağlıkta elenenler geçenleri filan açıklayacaklar. Yaklaşık yarım saat bekledik sonra kapıda polis memuru belirdi iki tane biri bayan biri erkek. Erkek olan geçenleri okuyup bayana veriyor dosyalarını. Neyse bizim grup 50 kişiydi fakat ön sağlığı 40 kişi filan geçmişti, renk körü olanlar filan varmış, boydan elenenler filan olmuş. Bu arada benim boyum 178 ama 174 ölçmüştü makina. Mülakata girenler bilir makina kısa ölçüyor boyu. Pmyo ' da erkeklerde boy sınırı 167 di, 168-169-170 olup elenen adamlar filan vardı kısa ölçülmüşler anladığım kadarıyla itirazlarından filan anlamıştım. 1-2 kişi de düztaban filan çıkmıştı...

Neyse içeri girdik spor salonuna bekliyoruz bizden önceki grubun parkurunun bitmesini. Banklara oturduk izliyoruz filan bir yarım saat geçti sıra bizim gruba geldi sıraya dizildik tek tek, polis memuru çık diyor çıkıp başlıyorduk parkura. Neyse ben parkuru yaptım geçtim ( pmyo parkuru merak edenler yazıp bakabilir. ) parkur başında masada oturan komisyona adımı soyadımı söyledim sağol dedim çıktım dışarı bekliyoruz bizim grupla...

Bir yarım saat daha bekledik sonra polis memurları dedi biz yemeğe çıkıyoruz mola dediler... 1 saat bekledik yaklaşık 30-35 derece sıcakta sonra geldi memurlar filan. Oturuyoruz sandalyelerde bekliyoruz, polis memurları geldi isimleri okuyup bizi sıraya dizmeye başladı. Erkek memur okuyup yanındaki bayana veriyor dosyayı... Okuyooo okuyoo benim adım soyadım yok ortada... Bakıyorum 3-5 tane dosya kaldı elinde polis abinin, dedim nasıl olur ulan elendim mi acaba ama iyi de geçmişti... Neyse baktım son 1 dosya kaldı baktım benim adım soyadım okundu sıraya girdik 3 erli şekilde. Grubun sayısını söyledi sanırım yanlış hatırlamıyorsam 30-40 kişi arası kalmıştı en fazla 10 kişi ya elenmişti ya elenmemişti spordan...

EDiT : beyler okuyanlar ses versin ona göre devam edeyim.

Biz sıraya girdik polis memurunu takip ettik okulun içine girdik alt kata indik bir indik inmez olaydık 50 metrekare alan içinde 100-200 kişi var kızlı erkekli kıç kıça herkes baktım off poff yapıyor herkes ben tabi anladım bizi burada gibe gibe bekletecekler saatlerce. Neyse bizim grup bekliyoruz 30-40 kişi arası. 1 saat bekledik yok 2 saat bekledik yok millet sıcaktan açlıktan uykusuzluktan bayılıyor. Benim gibi başka şehirlerden gelenler filan var millet sinir küpü orada. Biz bekliyoruz ama torpilin Allahı dönüyor neler gördük orada inanamazsınız. Bizden sonra gelen gruplar hepsi girdi çıktı geçti gittiler güle oynaya...

Kapıdaki polis memuru soruyor şu kim bu kim o kim... içeri gidip geliyor tekrar sesleniyor bu kim şu kim filan... Neyse 3. saatin sonunda bizim gruba sıra geldi. Bizim grup 30-40 kişi kalmıştı...
Nihayet isimler okundu 10 kişi ben de ilk 10 kişinin içindeyim üzerimizi soyunduk altımızda sadece şort var dize kadar. içeriye girdik içeride 1 tane, rütbesinden hatırladığım kadarıyla 3. sınıf emniyet müdürü vardı bir de amir vardı bayan en fazla 30 yaşında manken gibi bir amirdi çok güzeldi neyse...
Müdür bey duvar dibine karşıda tek sıra olun dedi olduk sonra önündeki kağıda bakıp sen kimsin adın ne sen kimsin filan sordu tek tek hepimize...

Tek tek hepimize sorular soruyor. Tam benim yanımdaki çocuk bitti sıra bana geldi o sırada polis müdürünün telefonu çaldı...
Konuşmayı aynen size aktarıyorum arkadaşlar ( P.M= Polis müdürü )

PM= Alooo efendim ?
PM = Çok teşekkür ederim efendim sizler nasılsınız ?
PM= tabi efendim buyrun dinliyorum.
PM= Tamam dinliyorum. (Bu sırada yanındaki bayan amir bizi süzüyordu acır gözlerle filan... )
PM = Bir saniye efendim not ediyorum ( Önüne bir kağıt alıp bir şeyler yazmaya başladı alt alta, isim yazdığı belli oluyordu çünkü konuşurken sürekli kim kim, tamam efendim diyordu)
PM= Anlaşıldı efendim not ettim ilgileneceğim, teşekkürleeer olduu çok saygılar efendiiim.

Dedi ve telefonu kapattı...

Neyse sıra bendeydi ben bi adım öne çıktım tanıttım kendimi. Bana neden polis olmak istiyorsun dedi ben de suçla mücadele etmek vatanıma faydalı olmak filan dedim zaten sordu ama öylesine sormuş gibi bir hali vardı. Tamam dedi. Benden sonraki çocuğa da " seni arkadaşlarından ayıran özelliklerini söyle " dedi. Sigara içiyor musun filan dedi çocuğa. Çocuk da dürüstüm yalan sevmem, sigara da içmem hiç dedi. Polis müdürü neden polis olmak istiyorsun diye sordu ona. Çocuk da günümüzde parası iyi saygın bir meslek dedi...

Çocuk böyle dedi ben sinir oldum parası için diyince. Gruptaki diğer çocuklar da aynı cevapları vermişlerdi. Çocuk böyle cevap verdi, o anda polis müdürü omzundaki rütbelerini söküp çocuğa takmadığı, silahını rozetini alıp çocuğa vermediği kaldı bi...
Aynı soruları bana sorsa ben de aynı cevapları vereceğim ama sormadı. Çocuk sigara içmiyor yalan sevmem diyor diye sanki biz seviyoruz dıbına koyim. Benim yaşım 22 daha sigara içki ağzıma sürmedim yalandan tiksinirim.. Neyse yani öyle işte...

Sıra en sondaki çocuğa geldi. Çocuk öne çıktı tanıttı kendini diyarbakırlıymış anlatıyor işte annem ev hanımı babam şu işi yapıyo filan falan. Ama çocuğun konuşması acaip bozuktu anlatamam size, konuşurken sürekli kelimeleri yutuyor kekeliyordu filan. Kimseyi hakir görmüyorum ama polislik şartlarında şu yazar diksiyonu düzgün olmak o zaman bunu kaldıracaksın abi. Adamın konuştuğundan bir tak anlamadık ordaki on kişiden yarısı ama ne hikmetse polis müdürü kendi silahını rozetini devir teslim yapacak kadar mutluydu ben de anlamadım...

Neyse bizim grup 10 kişi içeriden çıktık, dışarıda da bizim grubun kalanlarının mülakatının tamamlanmasını bekliyoruz. O demin içeriden çıktığımız odanın yanında bir oda var bekleme odası orada heyecanla bekliyoruz... Yarım saat geçti bizim grubun tamamen bitti sözlü mülakatı... Heycan had safhada bekliyoruz polis memuru gelip geçenleri kalanları söyleyecek. ilk giren 10 kişilik grupta ben vardı baktım geldi polis öğrencisi genç bir kardeşimiz geldi dedi ki beyler şimdi 5 kişi okuyacam ilk okuduğum 5 kişi geçti diğerleri geçemedi dedi...

Baktım başladı okumaya. 1-2-3-4 kişi derken o son kişiyi de okudu kalbim çıkacak gibi oldu baktım benim adım okunmadı moralim çok bozuldu o anda... Geçen 5 kişi içinde konuşmayı bilmeyen diyarbakırlı çocuk da vardı, parası iyi, saygın meslek diyenler vardı. Vatan millet aşkıyla yanan bizim gibi bir adam yoktu...