1. 101.
    -2
    @85, @86 adam ilk mesajından beri konuştuğumuz herşeyi çocukça bir yöntemle aklı sıra çürütmeye çalışıyor. En son ahahahaha olayı kayışı kopardı. Kimseyi küçük görmek verya ezmek gibi bir niyetim yok. insanız ... çileden çıkartıyorlar böyle işte. ama haklısın; konu çok hassas, konu sahibi olarak kendime hakim olmam lazım. Herkesten özür diliyorum. Herkesin görebilmesi için de ilgili entrylerimi editlemeden aynen bırakıyorum.
    Devam edelim ...
    ···
  2. 102.
    +1
    @62 ben senin inanmışlığına veya reddedişine (nasıl adlandıracağımı bilemedim)tamamen saygı duyuyor ve çoğu yerde de hak veriyorum kardeşim. çevremde bir çok insana göre fazlaca ateist var anlamaya çalışıyorum.
    ben şahsen sorular islam değil de Müslümanlar üzerinden sıkışıp ama "onlar gerçek Müslümanlar değil ki" aptallığı içinde kalmaktan korkmuştum.
    islam dinine inandığını iddia eden biri bir ateisti anlamıyorsa zaten kafadan imanda değilse bile islamda çok çok eksiği vardır. Anladığı ve özümsediğini, varlığından tamamen emin olduğu, kendisinden ne istediğini bilen adam karşısındakinin neyi reddettiğini de anlar ve hoşgörür. islamı ibadete indirgeyen zihniyet islamdan ya korkuyordur yada bilmiyordur.

    Sana tek sorum şu olabilir. Bilim günden güne gelişirken. değişirken. önceyi zaman zaman reddederken inanç gibi bir konuyu böyle değişken bir platformda garantiye almak riskli değil mi?

    konu hakkında çok bilgim olmamakla birlikte bu gün yanlış bilmiyorsam tüm dinlerdeki yaratılışın Adem-Havva eksenindeki anlatısını doğruluyor. yarın başka bir teknoloji ve ilerlemeyle bir yaratıcı olmalı denirse? Herşeyin sahibine saygısızlık etmiş gibi hissettirmeyecek mi?

    inanç (neye inanırsan inan veya neyi reddedersen et) senin hayatında en önemsiz mevzu olsa bence bu başlığı açmayacağını düşünerek. yorumladım ve sordum umarım kırıcı veya rahatsız edici olmamışımdır. belirtirsen entry'i silip özürümü dileyebilirim.

    inan maksadım varlığı kanıtlamak değil senin inandığını anlayabilmek.
    ···
  3. 103.
    +1
    yasim 28, 2.universitemde son sinifim. fakat bu hic birseyi degistirmez. dusunme yetisi tum insanlarda var. bilgi ve dusunce (maneviyatla alakali olanlari) universite bitirmeyle alakali degil. bunu ozumsemeden surekli universiteden bahseden ezik bir insansin. turkiyede herkes universite mezunu zaten. ayrica tanri / din konusunda sana faydali olabilecek iki bolum disinda (felaefe ilahiyat) baska da bolum yok. muhendisligin ve bitirilen universitelerin sayisinin bu konularla hic alakasi yok. senin gibi mallarla harcayacak zamanim yok.
    ···
  4. 104.
    -1
    @88 ağzından bal damlıyor güzel kardeşim ... Senin gibi bir adamla karşılaşmak, güzel güzel sohbet edebilmek inan bana neredeyse imkansız. Sana bir kez daha teşekkür ediyorum.
    Hayır, entryin hiçbir şekilde kırıcı değil. Zira olsa bile, küfür içermediği sürece kırıcı entryi de göğüslemek lazımdır * Öncelikle şunu belirteyim: allaha ve/veya benzeri bir yaratıcıya, yüce bir varlığa inanmıyorum. Bilim geçmişi zaman zaman reddeder derken doğru dedin ve inanç gibi bir konuyu da aynı kulvarda değerlendirmek riskli değil mi dedin. Son derece haklısın. Fakat şöyle bir durum var:

    Bilimin reddettiği önce; bilimin öz yapı taşlarıdır. Örneğin günümüzden bir örnek vereyim; big bang teorisi. Adı üstünde teoridir. Gelişen bilim ile evrenin big bang ile değil de başka bir mekanizmayla meydana geldiğini görebilir, kanıtlayabilir, düşünebiliriz. bu durumda teori olarak nitelendirdiğimiz "big bang" yerini yeni düşünceye bırakacaktır. Bilim önceyi, yani big bang'ı reddedecektir, yeni teori üstünde duracaktır. Veya bir sonraki basamakta bulunacak olan şey bir teori değil, gerçeğin ta kendisi olacaktır. Bu durumda bugüne kadar düşündüğümüz herşeyi bir kenara itip bulduğumuz gerçeği kitaplara geçireceğiz.

    Ama bilimin değişmez yapı taşları da vardır. en basit şekilde örneklendireyim 2+2=4 gibi basit bir matematiksel denklem ... hiçbir zaman değişmeyecek bit "fact" tır.

    Bilimin, bu motorla kenara ittiği gerçekler ile inanç kavrdıbını aslında aynı kulvara sokmak çokta doğru değildir. Çünkü inanç, zaten bilim tarafından üretilmiş ve ileride yeni bir teori ve/veya gerçeklik ile karşımıza çıkabilecek bir kavram değildir. Bu durumda bilimin, din ile ilgili söylediği şeyler ve verdiği kararlar aslında 100% e yakın bir oranla sabittir, değişebilecek bir teori veya olgu değildir.

    Benim inandığım şey bilimin gerçekliğidir. Birçok kişinin doğa üstü olay olarak gördüğü şeyi, "allah yaptı" diye tabir ettiği şeyi bilim ile açıklayabiliyor olmam, etrafıma, çevreme, evrene baktığımda herhangi bir yaratıcıya ihtiyaç olmadığını görmem, dinleri bizzat araştırarak insan elinden çıkmış kavramlar olduğunu görebilmem beni bilimin gerçekliğine yönelten şeylerdir.
    ···
  5. 105.
    0
    uyumadın mı lan sen daha? kesin sınvaı var pekekentin...
    ···
  6. 106.
    +1
    agnostiklere lafım yok ama ateistler harbiden canımı sıkıyo benim de. "bilmediğim (görmediğim) bir şey, yoktur" düşüncesinin neresi bilimle bağdaşıyo onu anlamış değilim.
    neyse al sana soru o zaman:
    1. evrende amaç var mıdır? herşeyi tesadüfle açıklayabilir miyiz? (ki tesadüf kelimesinin de bilimle alakası yoktur bana göre. tesadüf bi inanç meselesidir. ama savunduğunuz görüş böyle ben napıyım.)
    2. birinci sorunun cevabı ateiste göre "amaç yoktur" olmalıdır. sırf konuya giriş için sordum. asıl soru şu: canlı oluşumunu tesadüfle açıklıyosan ilk basit canlıdaki "yaşama içgüdüsü" nasıl oluştu? eğer tesadüfle açıklayacaksak bu içgüdünün canlının basit organlarından bile daha önce oluşması gerekmez mi? yaşama içgüdüsü olmazsa canlı nesil devamliligi sürekli sekteye uğramaz mıydı? böyle olursa da canlı oluşumunun olasılığı kat kat kat artmaz mıydı? bu kat kat kat daha düşük olasılığın gerçekleşmesi 15 milyarlık evren tarihi için çok uzun olmaz mıydı? harbiden nokta atışı mı oldu?
    ···
  7. 107.
    +1
    @91 birazdan uyuyacam ama sınavım yok panpa *
    bende Bitti o işler. Senin varsa başarılar diliyorum.
    ···
  8. 108.
    +1
    geliyom lan, once okuyayim yazdiginizi enikler.
    ···
  9. 109.
    +1 -1
    beynin neo-korteks kısmı da evrim gibi bir süreçte ortaya çıkmış olabilir mi?
    mükemmel bir şekilde çalışıyor, eğer köreltiyseydi zombilerden bir farkın olmayacaktı.
    seni sen yapan neo-korteks hakkında ne düşünüyorsun panpa?
    not:deist'im.
    ···
  10. 110.
    0
    @92 ilginç bir giriş oldu panpa *
    ilk canlı ... ilk canlı diye bir canlıdan bahsetmek çok zordur! Az önce bir bakteri ve boşluk ile ilgili birşeyler yazmıştım, tekrar yazayım: Zihninde canlandırdığın il canlı profili nasıldır? Bir boşluk var ... boşluk ... boşluk ... boşluk ... ve paaat diye bir canlı var orada. Bir bakteri veya bir virüs veya benzeri birşey. ilk canlıyı, ilk canlı olmayı böyle birşey mi zannediyorsun panpa? Önce bu soruma cevap ver. Vereceğin cevaba göre soruna cevap vermeye devam edeceğim.
    ···
  11. 111.
    0
    @95 panpa ne düşüneyim, ne söylememi istiyorsun anlamadım * Beyin organının çok önemli yapılarından birisidir neo korteks * dürtü olayını ayarlıyor. hemen hemen Yaptığımız her işin arkasında o var. neo kortekste elbette evrim ile şu anki halini aldı.
    ···
  12. 112.
    0
    @96 neslinin devamlılığını arzu eden bi canlı canlanıyo gözümde. buna ister virüs de ister bakteri istersen de bakteriyi oluşturan bilmem neler ya da bakteriyi olusturan bilmem nelerin bilmem neleri. yani birşeyler oluşturan canlıdan bahsediyorum. kolu bacağı beyni olmayabilir sorun değil.
    ···
  13. 113.
    0
    @97 hayatın boyunca yaşadığın anıların, nöral ağ olarak örüldüğü yer..
    dürtülerin, reflekslerin,seni sen yapan her şey orada lan.
    el hakkında ne düşünüyorsun desem neyse de neo-kortekste elbette evrimle şu halini aldı demek çok basit değil mi panpa?
    ···
  14. 114.
    -1
    am züt meme am züt meme
    ···
  15. 115.
    0
    ne gonusuyonuz lan siz.
    ···
  16. 116.
    +1
    sorum aslında sendeki alıntı mutasyonlar, 70%-80% oranında "zararlı" değil, nört değişimlerdir. zararlı mutasyonlar canlıya zarar verirken, nört mutasyonların birikimi canlıya yeni adapte teknikleri sağlar. milyonlarca yıl süren çok uzun bir süreçtir. 1milyon yıl sürsün herhangi bir özellik şimdi 2000 yıldır yaşayan bir kuş türünde ne gibi değişmeler olmuştur bunu açıklarmısın yada herhangi bir hayvan türünde 1 tane adapte tekniği 1 milyon yıl sürse 200o yılda hangi değişimleri görürüz kısa bir süre ama 2000/1milyon zaman dilimi olarak 2/1000 tekabül ediyor
    ···
  17. 117.
    -1
    @98 hayır kesinlikle öyle değil panpa.
    Evrimin en başını düşündüğün zaman, ilk canlıdan bahsetmek istediğin zaman kesinlikle böyle birşeyden bahsedemezsin. Bir boşluk ve paat diye ortaya çıkan bir virüs veya bir bakteri. Hayat böyle başlamadı ... Bir virüs veya bakteri, ilk canlı veya ilk canlılık olmak için fazla komplekstirler. Bir virüsten çok daha basit bir canlı ... Evrimi anlamak istiyorsan (olduğuna inanmak zorunda değilsin, anlamak istiyorsan), düşünmen gereken şey bu. ilk canlı ... bu canlıdan bahsetmek gerçekten çok zor ama dediğim gibi bir virüs bile bu canlının yanında çok yüksek dereceli kompleks bir yapı olarak kalırdı.

    ilk canlının kendisini koruma iç güdüsü olduğunu düşünmüyorum çünkü güdüleri olduğunu düşünmüyorum. Fakat bunun yanında o ilk canlının korunmaya ihtiyacı olduğunu da düşünmüyorum!

    ilk canlı .. veya ortaya çıkan ik bakteriler, virüsler, volvox ... çok çok daha sonra parazitler ... Bu canlıların hiçbiri korunma ihtiyacı hissetmediler. Biyolojik bir düşmanları olmadığı gibi hava koşulları veya kimyasal ortam da canlarına kastetmedi. Eğer ki kastetmiş olsaydı ... veya kastetmiş olacak olsaydı bu canlı, o habitatta bulunmazdı. Korunma ihtiyacından kastın bir ceylanın kendisini aslandan korumaya çalışması ise bunun, ilk canlı/(lar) ve onların kendilerini savunma mekanizma/dürtüleri ile uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur. Evrim, bu canlıyı geliştirdikçe, canlı komplike bir yapıya kavuştukça, aynı zamanda etrafındaki diğer canlılar da aynı evrimle paralel bir şekilde geliştikçe zaman içinde savunma ihtiyacı doğar. Ama bu ihtiyaç için bu canlıların çok komplex olmaları gerekir.

    çok basit bir şekilde Örneklendirmeye çalışayım: bir bakteri ve bir virüsü ele alalım ... Bu aslında çok kaba bir örnek olur ama yine de alalım. Bakteri, milyonlarca yıl önce başka bir yaşam formuydu .. bakteri olduğu kadar komplex değildi. suyun içindeydi ve onunla beslenebilecek herhangi başka bir canlı da yoktu. Zaman içinde evrildi ve bakteri şeklini aldı. Ama aynı zamanda, çok eskiden zararsız olan bir virüste evrim sürecinde gelişti. Bu iki canlının da artık bazı ihtiyaçları var. Virüs aşiretini genişletmek istiyor bunun için de bir hücre çekirdeğine, daha doğrusu organik bir baza ihtiyacı var. Bu organik baz nerede? Bakterinin hücresinin çekirdeğinde. işte tam bu andan itibaren virüs ile bakteri artık düşmandırlar! virüs, bakterinin hücre zarını delip içeri girebileceği enzime ihtiyaç duyar ve bakteri de kendisini korumak için bu enzimi inhibe edecek bir inhibitatöre (yani virüsün enzimine zehir dersen, o zehrin panzehirine) ihtiyaç duyar. işte bu noktada evrim tekrar devreye girer (Zira hep devredeydi) Bu iki canlı için de enzim ve inhibitör mekanizması gelişir. Fakat bu gelişme de binlerce yıl sürer.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 118.
    -1
    @99 benim ne dememi istiyorsun? *
    neo korteks hakkında ne düşünüyorsun diye sordun, düşüncelerimi söyledim * Sonra döndün bana neo korteksin tanımını yaptın. El hakkında ne düşündüğümü sordun, cevabı evrimle geçiştireceğimi idda ettin. Şu an nasıl bir ruh halindesin cidden bilmiyorum *
    ···
  19. 119.
    +1
    @104soruma cevap verebilir misin konuyu baştan beri okudum
    ···
  20. 120.
    +3
    olm egoist moron olmayan bir ateist yok mu lan?
    düzgün soru soralım dedik, adam olmayan durumlar yaratarak aşağılama çabasına girdi.
    ne düşünüyorsun? derken neo-korteks hakkında bir şeyler söylemeni bekledim, bakteriler konusunda dawkinscilik oynarken bir zahmet neo-korteks'e de el atsan?
    ···