K: Sena bunu istediğine gerçekten emin misin?(Ne diyorum lan ben?)
S: Evet king, eminim(Kızarmaya başladı, yüzünü çevirdi)
K: iyi de nasıl oluyor ben bilmiyorum ki. Tamam seninle konuşurken mideme ağrılar giriyor benim nedenini tam olarak bilmiyorum hala.
K: Sena?
S: Efendim king?
K: Tamam... Olalım..
S: (Yüzü birden kameraya döndü) T-t-t-t-tamam o halde biz şu an şey miyiz?
K: Evet şeyiz(Gülmeye başladık)
S: Şeyiz evet..
(içimde tarif edilmeyecek bir his belirdi)
K: Sena benim ders çalışmam lazım, akşam konuşalım yine olur mu?
S: Tamam olur, görüşürüz(öpücük attı)

Gerçekten sevgili miyiz biz? Olduk mu yani? Bu kadar mı? Sena ile ben? inanmak istemiyorum buna, rüyadayım ben ya yok. Rüya bu rüya, birazdan annem uyandıracak okula gidecem diye.
Yanağıma hafifçe tokat attım, rüya değil. Sevgilisi olan insanlar ne yapar? Bilmiyorum. Nasıl konuşurlar birbirleri ile? Bilmiyorum. Ee nasıl olacak ki o orada sen burada? Bilmiyorum.

Yatakta uyuya kalmışım üstümü bile değiştirmeden.

Ben de buralardayım sessiz sedasız okuyorum panpa.

Çok masum lan yemin ediyorum çok hoş ilerliyor hikaye

S: Nasıl geçti yolculuk?
K: Geçmedi ki? Geçti mi? 2 yılda anca geldik baksana.
Hepsi birden gülmeye başladı, ama benim için zaman kesinlikle geçmek bilmemişti.
S: Alemsin ya, çok özlemişim seni(Gözümün içine bakıyordu)
K: Ben de çok özlemişim, çok.

Diğerlerini kendi aralarında konuşuyor ama biz onları duymuyorduk bile, öyle bir odaklanmışız ki birbirimize.
Oturduğumuz taraf tepelik gibi bir yer, aşağısı safi uçurum gibi hiç ev falan yok bu tarafta, evler hep yolun karşısında.

Sena birden Selin'e "Selin, Kübra ablanı ve Burak abini alıp etrafı gezdirsene" dedi. Selin aldı ikisini birden yolun karşısına geçtiler evlerinin olduğu tarafa doğru, bir yere gidiyorlardı ama nereye gittiklerini bilmiyordum.
Bir süre sessizlikten sonra;

S: Eveet king, kaldık mı şimdi başbaşa?
K:(Etrafıma bakındım) Evet, sanırım başbaşa kalmışız şu anda.
S: Yanımda olduğun için çok mutluyum, seni seviyorum.
K: Ben de seni seviyorum, aynı şekilde mutluyum. iyi ki gelmişim buraya.

Öptü beni yanağımdan, ben de onu öptüm.

K: Vay be, böyle hissettiriyormuş demek ki.
S: Ne nasıl hissettiriyormuş?
K: Senin yanında olmak, özellikle sevgili olmamız, elini tutmam, seni öpmem, beni öpmen.(Utandım o anda)
S: Yaa demek öyle.
S: King
K: Efend...

Kafamı çevirir çevirmez ufak bir öpücük kondurdu dudağıma, cennette miyim diye düşündüm o an, o his neydi öyle?

Sena kıpkırmızı oldu, direkt kafasını çevirdi, domates gibi kızarmıştı. Gülmeye başladım "Yaa gülme ama çok utandım" dedi.