Top gun ı tekrar izliyorum. Bundan daha pazar akşamı, olamaz

Amlıysan şaka yapma, önce amlıların zoruna gidiyor. Sözlüğün, küçük kızları kızdıran yan etkileri var. Herşey güzellik değil be ablam, yapma böyle. Raad ol.

Artık kaçış yok.

Sen inanmıyorsun ama ben böyleyim.

Durumu düzeltmeye çalışsaydı. Keşke.

Dünyama hoşgeldin.
,,alıntı,,

Sia denilen karıyı zerre sevmezdim taaki grinin 50 tonunda kızın bekaretini kaybettiği sahnede çalan şarkının ona ait olduğunu öğrenene kadar. O kadarda kaltak değilmiş.

Gözlerim başıma ağır geldi. Aslında gòrebildiği kadarını görmek istiyor insan. Sanırım karanlıktan korktuğum için uyuyamıyorum, belkide yaşlanmaktan, sevilmemekten belki, üzerine düşünmeyeceğim. Şarkıda bitmiyor, sigarada. Bitmemesi için elimden geleni yapıyorum.

Gece ölüme kadar çağıracak gibi beni. Nasıl direniyor aklım rüya görmemeye. Tüm sesler ninni, tüm renkler puslu, tüm cümleler masal. Tüm hayaller karanlık ve hala uyuyamıyorum.

Geri sayarsam olur belki, koyunlar hep ileriye gidiyordu. Son bir sigara içelim.

Bu sakinliği giderek sevmeye başladım. Depresyondayım ve şu ana kadar herşey çok güzel gitti. Günaydın

Kendi satırlarım içinde dallanıp budaklanıyorum. Gittiğim her yeri dağıtırım hep, istemeden. Uğursuzum. Cümlelerim içinde kaybolacağım, hepsinin altindan daha önceden süpürülüp saklanmış yüküm çıkacak.

Gönlümün teline dokunuyorum. Titreşiyor, çınlıyor, güzel sesler çıkarıyorum, birileri beni mırıldanıyor. Ne şiirim, ne şair. Ne sesim, ne soluk. içine işleyişim aşktan.

Kırmızı ışıklar yanıp sönüyor. Alarm demek bu. Filmlerden öyle öğrendim. Filmlerde kırmızı vardı hep. Kırmızı kablomu, yeşil kablomu dediler, hiç kırmızıyı kesmedik. Kırmızı hapmı mavi hapmı dediler, maviyi sevdik, kafası güzeldi (bu ironi içerir). Kırmızı hep vardı, biz hep yanındakini seçtik. Bu alarm karanlığın içindeki tek ışık, yanında kimse yok. Sonunda başbaşayız. Onu seçeceğim bu sefer. Kanını sıçratacağım kırmızı öfkemin ona.

,,bu sevda kalbime bir gece kondu,, tafaftar sloganı değil, sanki sadakat yemini amk.

Çok yoruldum, konuşsana biraz, durup dinleneyim.

Ben yoruldum ve bu kadar ucuz kurtulamazsın. içeceğim, uyumayacağım ve kimseyi uyutmayacağım.

Bu kadar zor olmasa gerek, yoksa aynı şiirin kafiyesi değilmiydik biz?

Bugün kendi nefretime yenildim. Güldüm ona. Neşemdenmi, sıkılmışlıktanmı, sarhoşluktanmı bilmiyorum.
(Sarhoşluktan tabi)
Çok sıkılmıştım içinde bulunduğum bütün durumlardan. Oda güldü, aptal.
Neşemi sundum ona, harcadım hakkımı.
Bekleyeli çok olmuştu.
Şimdi neşemide sevmiyorum, zaman kaybettiriyor bana hep.

Kimse bugün ölmemeli, kimse bigün ölmemeli aslında. Yarım kalan birşey muhakkak olur.