aslında bütün olay nefes alıp vermekteymiş.
uzun yıllar önce bilseydim şu an çok daha farklı bir yerde olabilirdim.
tek tek bakınca insanların kendilerine özgü kişilikleri var. Ama bi taraftan ne kadar kendilerine aitler?
Hepimiz aslında etrafımızı saran topluluğun ortak çabasıyız. isteklerimiz, ihtiyaçlarımız, yaptığımız şeyler...
Zaten yaptığınız şeyleri "öyle olması gerekiyor(du)" diye açıklıyorsanız, kontrol sizde değildir artık.
Görünmez iplerle bir şeylere ya da birilerine bağlıyız. Ne kadar özgür olabiliriz ki?
Kalıplara ve etiketlere doğuyoruz.
Hayatımız boyunca da onları yapmaya çalışırken mutsuz oluyoruz.
istediğimiz şeyler gerçekten kendi isteklerimiz mi yoksa istemeye programlandığımız şeyler mi?

rez

önyargılarımız var.
"öyle olması gerek"tiğini düşündüğümüz.
insanları oldukları gibi kabullenmek varken daha kolayken bizim gibi olmalarını bekliyoruz ve olmadıklarında onları eleştiriyoruz.

hizli yaz seri sukuladim

dışarda olmak için gökyüzünden düşen yüzbinlerce neden var..

''Eğer kimse izlemiyorsa, herhangi bir şey yapmanın çok anlamsız olduğunun farkına varıyor insan.
Çarmıha gerilme sırasında izleyici sayısı düşük olsaydı, olayı başka bir zamana ertelerler miydi, diye düşünmeden edemiyorum.
Menajerin haklı olduğunun farkına varıyorum. isa'nın neredeyse çıplak olmadığı bir haç hiç görmedim. Hiç şişko bir isa görmedim ya da vücudu kıllı bir isa görmedim. Gördüğüm her haçta isa, belinden yukarısı çıplak olarak bir kot markası veya erkek parfümü için modellik yapacak görünümde.''

yetiştirildiğim çevreyle olduğum kişi arasında fark var.
tam anlamıyla ortak bir çaba ürünü olduğum söylenemez. Bunun için fazla dik başlı/asi olabilirim. Bu yüzden bazıları hayal kırıklığına uğruyor. Beni olduğum çevreyle bütünleştirip yargılayanlar gibi..onlar gibi düşünmememi bekleyenler gibi..
Yaptığım şeylerin bir kısmı gerçekten istediğim diğer kısmı ise istemem gereken şeyler. Kendi isteğinizle yaptığınız beş şey sayabilir misiniz?

https://www.youtube.com/watch?v=X_2T43dy_Ew

"Kızı sakinleştirmek ve dinlenmesini sağlamak için balığımın hikayesini anlatıyorum. Bu ömür boyu sahip olduğum altı yüz kırk birinci balık. Tanrının yarattığı başka bir canlıya bakmayı ve sevmeyi öğrenmem için ailem yıllar önce ilk balığımı almıştı. Sahip olduğum altı yüz kırk balıktan sonra öğrendiğim tek şey, insanın sevdiği her şeyin bir gün öleceği oldu. O özel kişiyle karşılaştığın ilk anda, onun bir gün ölüp toprağın altına gireceğine emin olabilirsin."

"bana tarafsız varoluşçu can sıkıntısı ver.
flaş.
bana başa çıkma mekanizması olarak başıboş entelektüalizm ver.
flaş.
bana empati ver.
flaş.
bana sempati ver.
flaş.
bana acımasız dürüstlük ver.
flaş.
bana şefkat ver.
flaş.
bana sabır ver.
flaş.
bana tolerans ver.
flaş.
bana anlayış ver.
flaş.
bana amnezi ver.
flaş.
bana sukunet ver.
flaş.
bana her türlü hakimiyet duygusu ver.
flaş.
bana kendimi tutma gücü ver.
flaş.
bana kurtuluş ver.
flaş.
bana başkalarının duygularını anlayabilme kabiliyeti ver.
flaş.
bana cehalet ver.
flaş.
bana cesaret ver.
flaş.
bana bilgelik ver.
flaş.
bana toptan ve tamamen haklı çıkarılmış cezalandırma ver.
flaş.
bana sadece bir fırsat ver.
flaş.
bana duygusallığa muhtaç ağlama zırıltısı ver.
flaş.
bana bir şans ver.
flaş.
bana erişkin hayatımın son safhalarının revizyonunu ver.
flaş.
BANA ŞU takTAN DÜNYADA AYNEN GÖRÜNDÜĞÜ GiBi OLAN TEK BiR ŞEY VER.
flaş."

"Hayattan bir seyler beklemek veya pismanlik duymak gereksiz ve aptalca lukslerdi. Inanc sistemimizin tanimi iste buydu. Bilinmesi gereken hicbir sey yoktu ve hayatta her an her sey olabilirdi"

Olum ne diyon lan

"Zayıfmış gibi yaparak, güç kazanırsınız. Kendinizi güçsüz göstererek diğer insanların kendilerini güçlü hissetmesini sağlayabilirsiniz. insanların sizi kurtarmasına izin vererek aslında siz onları kurtarırsınız."

... sonra ne kadar çelişkili olduğu aklıma geliyor..gülümsüyorum..
konuşmadığım zamanlarda yazıyorum..bir yerlerde kayıtlara geçmeli..her ne kadar kayda değer bir şey olmasa da..
https://www.youtube.com/watch?v=oeXWyXlGkyg

"Eger yakindan bakarsan tarihin kendini tekrar etmekten baska bir sey yapmadigini gorursun.
kaos dedigimiz sey aslinda henüz tanimadigimiz duzenlerden ibaret. Tesadufler henuz cozumleyemedigimiz duzenlerden ibaret. Anlamadigimiz seye sacma diyoruz. Okuyamadigimiz seylere laf salatasi diyoruz.
Ozgur irade yok.
degiskenler yok.
sadece kacinilmaz olan var. Sadece bir gelecek var ve secme sansimiz yok.
Isin iyi yani ise hata yapma ihtimalimiz yok."

gece kararlar alırdım güneş doğunca vazgeçerdim.
istikrar geliyor sanırım.
artık dengeli bir dengesizliğim kararlı bir kararsızlığım istikrarsız bir istikrarsızlığım olmayabilir.

https://www.youtube.com/watch?v=l2mAEr0Ggb0

“Kitaplar bir halta yaramaz. insanın birine ihtiyacı vardır, birine yakın olmak ister." inler gibi devam etti. "Kimsesi yoksa delirir insan. Kim olduğu hiç önemli değildir, yeter ki yanında biri olsun. inanın bana, insan fazla yalnız kaldı mı, hastalanır.”

çiçek tohumları aldım.
sebze ve meyve tohumları da.
arada tohumdan çiçek yetiştirdiğim oldu ama bu kadar geniş düşünmemiştim.
bir bahçe hayal ettim. sonra neden olmasın dedim. tutan ne?
kendimden başka hiçbir şey.
toprak var. viyoller hazır.

insanın iyi olması için dine ihtiyacı yok. inanmak sadece ruhun içindir.

yaşayacak çok şey varken artık yazmak anlamsız geliyor.
kayıtlara geçmesin artık.

gitmeden son olarak;
akşam yediden sonra pek bir şey yemeyin.
kilo yapar!

https://www.youtube.com/watch?v=cYBjqBuEnRE