Soluk soluğa okuyacaginiz ışıklı mışıklı bir hikâye yazıyorum ilgi gelirse devam ederim

Moskovada Güzel bir sabahti. Pencereyi araladim ve sokağa göz gezdirdim kar yagmisti heryer bembeyazdi. Uykulu gözlerle yataktan ciktim. Gecen günden kalman fasulye yemeğini ısıtıp soğanla birlikte sabah kahvaltimi yaptim. Biraz sefil bir hayatim vardi. Ama idare ediyordum. Ardından üstüme kalin giyecekler giyip aşşagi cay yudumlamaya doğru indim. Hava cidden buz kesiyordu. Direk kahveye girerek siderovich amcami gördüm. Oda beni gördü oradan kahveciye kaş göz işareti yaparak sicak caylarimizi getirirdi. Sicak caylarimizi yudumlarken konuşup muhabbet ediyorduk. Caylarimizi bitirdikten sonra ben eve doğru yol aldim. Evde derme çatma bir isiticim vardi onun karsisina geçtim ve babamin bozuk radyosunu oynamaya basladim. 2 3 saat ugrastim ve yinede calistiramadim. Ardından Yatagima uzanip tüplü televizyonumu actim ve haberleri izlemeye başladım. Nükleer savaştan bahsediyorladi. Kore herkesi tehdit etmişti. Hatta Amerikaya füze ateşlemeye bile kalkmisti. Amerika sessizdi. Firtindan önce sessizlik. Rusya diken üstündeydi. Moskovanin merkezine s400 hava savunma sistemleri yerleştiriyorlardı. Durum vahimdi. Haberleri izlerken birden yayin kesildi. Ve Rusya acil durum yayini başladı. Herkesi korunaklı güvenli yerlere cagriyorlardi. Moskova metrosu moskovanin en güvenli yeriydi. Benim aklima orasi gelmişti. Direk biraz su içip üstüme en kalin giyeceklerimi giydim ve metroya doğru yol aldim. Anonslar yapiliyordu. Metroya az kalmisti ki bir siren duyuldu kulakları sağır eden bir siren. Herkes metroya doğru koşmaya başladı çünkü en guvenli yer orasiydi. Kapilar acildi ve içeri doğru ilk ben girdim ve bir kalabalık girdi. ardindan biraz daha kişi girdi ve kapilar kapatilmaya başladı. Herkes can havliyle kapiya yukleniyordu. Son kapiyi izliyordum ve havadan düşen bir demir parcasi gözüm onu takip ediyordu. Ardından yere cakildi ve gözleri kor eden bir igib etrafa yayildi ve kapilar kapandi.

Sohbet ederken cidden çok güzel hikayelere tanik oldum. Herkesin hikayesi ayniydi diyemezdim. Çünkü kimi çok zenginmis kimi çok fakirmis. Ben fakirdim ama gururluydum. Ve nükleer savas konusu acildi. Acikcasi bende yeni duymuştum yeryüzünde mutasyona uğrayan yaratıklar dolasiyormus. Ama kesin mi bilmiyorlarmis. Sabah olunca lambalari yakmaya gittim ve karsimda birden o yaratik belirdi. Bana insanligi kurtar diyordu. Ama anlam veremedim. Yine kulaklarim çok cinliyordu. Ardından benden uzaklasti. Betim benzim atmisti. Ellerim titreye titreye sarteli actim. Ardından sicak ateşin karsisina yeniden gectim. Ve gitarimi çalmaya başladım evet gitar çalabiliyordum tek iyi yapabildigim şey buydu. Mantar cayimi yudumlarken ulman geldi

Sukunuzu ekgib etmeyin lütfen telefondan yaziyorum.

Ana kapi kapaninca paaat diye bir ses cikti ve kapilar kitlendi. Yürüyen merdivenlerden sakin sakin iniyorduk. Kimisi agliyordu kimisi sinir krizi geçiriyordu. Yürüyen merdivenlerden sapa sağlam indik. Oradaki askerler bize kalacagimiz yerleri gösterdiler. Herkesin yeri ayriydi buda güzel biseydi. Çünkü ben vodka içen bir adamdim sarhoşken ne yapacagim belli olmazdi Bize yerleri gosterdiler. Ardından ise yemek yiyeceğimiz yerleri. Ve metronun kurallarından Bahsettiler. Ardından gidip biraz makarna aldim onu yedim. Üstüne suyumu içip metroyu keşfetmeye başladım. Tanidik kimseler yoktu. Yanliz basima kalmistim. Gozume bir ışık süzmesi carpti. Barmiydi bu ? sasirmistim acikcasi metroda bar vardi. Ben bu isleri severdim girip 4 kadeh vodka içip evin yolunu tuttum.

Ama biz evlere gitmedik tabikide direk bara gidip ortaligin amina koyduk geçirdik. Ulmanin kafasi uçuyordu sandalyeyi kırmişti lan hauahauhau miller desen sacmaliyordu zaten cyka blyat gibi küfürler ediyordu. Bende sallaniyordum acikcasi ben kalkip eve doğru yoneldim sallana sallana kapiyi zor acip içeri girdim ve yatağa yüz ustu kapaklandim. Nükleer savaştan tam olarak 5 sene geçmişti. Moskovayi öyle hayal Edemiyorduk bile. Neyse bir rüya gördüm manyak bir rüya annem 5 tane uzun boylu yaratik tarafından zütürüluyordu. Ve bana YARATIKLAR YÜRÜ diyordu sadece yürü bende onlara doğru isteksizce yürüdüm ve çok asiri bir kulak cinlamasi ile yataktan kan ter içinde uyandim. Ve sabaha kadar uyuyamadim. Metroda kimsenin uyku düzeni bozulmasin diye gece olunca lambalar söndürülüyordu sabah olunca ise aciyorlardi. Bende uyku tutmayinca metroya küçük bi tura ciktim. Orada 3 tane korucu oturup mantar cayi içiyordu. Beni görünce ooo artyom bu saate ne isin var dedi. Bende uykum yok dedim ve bana da bir bardak doldurdular ve orada sohbet ede ede sabahladik.

Neydi ki bu yaratıklar tanrinin yeryüzünde yanlizlik cekmemesi için mi var olmuştu ? Çok dusunuyordum. Ardından Ulman yanima geldi. Hheeyy artyom seni gidi katil gel bir vodka içelim dedi. Reddetmedim ama vodka icmiyecektim. Vodka midemi yakiyordu. Ulmanla birlikte bara doğru yöneldik. Ben bara varinca bir mantar cayi soyledim ve ulmanda vodka yudumlamaya basladik. Herkes ayni konudan bahsediyordu yaratiklardan. Bahsediyorlardı herkes korkmustu. Yatarken kapilarini Kitliyorlardi. Metronun kapilarina ve havalndirma sistemlerine nöbetçiler dikmişlerdi miller ordaydi. Ulman vodkasini bitirince uyumaya gitti. Bende nöbet noktasına doğru yürümeye basladim

içeri girdim ve yatağa yattim. Neler olduğunu düşünüyordum aceba insanoğlu neden kendini yoketme cabasina kalkismisti. Nukleerin dönüşü olmazdi. Neyse ben bunlari daha düşünmeden yatip uyudum Sebepsiz yorulmustum. Sabah olunca tak gibi bir bas Agrisi ile uyandim. Ardindan agri kesici falan bulup içtim. Gidip kahvaltimi yaptim. Ve sicak cayimi icdim. Burada bedavaydi ne güzel sicak cay sicak yemek. Ardından bir ilan gördüm duvarlara asilan asker aliyorlardi. Küçüklüğünden beri spestnaz olmaya merakliydim çok merak ederdim mesleği. Direk nerde olduğunu bulup basvurdum. Direk aldilar beni ve orada eğitim vermeye başladılar sabah aksam eğtim aliyordum. Ve orada arkadaşlarda edinmiştim. Ulman ve miller bunlar en iyi arkadaşlarım olmuştu yediğimiz içtiğimiz ayri gitmiyordu. Metronun takvimine göre bir pazartesi günü sinav olacakti sinavi güzel tamamlayanlar metronun korucusu olacakti. Neyse günler su gibi geçiyordu. Ve pazartesi günü geldi catti ve bize sinavlari yaptirmaya başladılar cidden çok zorluydu ben çok zorlanmistim ama geçmeyi basarmistim. Ayni şekilde ulman ve millerde geçmeyi basarmisti. Boylece orada rutbemizi aldik benim rutbem yuzbasiydi millerinki binbasi ulmaninki tegmendi. Ve bizi istiharat için evlere gönderdiler.

Ulman bana gelip naber lan bu saate dedi. Belliki zor ayilmisti gavat sandalyeyi kirmisti. Ardından Ulman yanima oturdu ve mantar cayi koydum ona da oda yudumlamaya başladı. Ben gitarimi çalarken ulman hayal kuruyordu belliydi. Ardından birden bir can sesi duyuldu. Tüm korucular korucu merkezinde toplansin diyorlardi. Ulman ve ben direk oraya doğru kostuk. Bize yaratıklardan bahsettiler ? Millet assgibtir çekti ne yaratigi demeden ustumuzu zirhli giysilerle donattilar ardından elimize ak 47 verdiler ve gaz maskemizi ve filterlerini aldik. Gaz maskesi filtresiz olmazdi. Ardından kapilar yavaşça acilmaya başladı. O yaratigi gördüm tipi yoktu kocaman pençeleri vardi ve hirliyordu. Korkmuştum ve elim tetiğe bastı kafasına 7 defa ateş ettim ve yere yigildi ulman makineliyle tariyordu hauahahdhau. Ardından kapilar kapandi. Tabiki herkes korkmuştu. Bende korkmustum neydi lan bunlar ? Tanrinin yeni yarattigi biseymi ? Aklimda deli sorular

Birden ani hareket yaparak dimitriyi pençesine takip ucurmustu. 5 10 metre yükseldi ve dimitriyi assagi atti biz kaciyorduk eğer orada dursaydik bizede saldircakti. Dimitri çok aci bagriyordu be. Kaç kemiği kirilmisti aceba. Ardından yaratik dimitrinin uzerine cullandi ve parcaladi. O aci bagrislar bitmişti ama piskolojimde çok agir bir yara birakmisti metronun girişine vardik. Ve yaratiklarda gelmişti. Vurup indiriyorduk serefsizleri. Kapilar yavaşça acildi ve makineli tüfek onlari tek tek vurdu. Bizde içeri kactik. Tüfeğin ucu kizarmisti çok isinmisti. Ateş ederek içeri girdik ve kapilari kapattik. Ulman birden gulup bağırarak BU ÇOK CiLGiNDi AMiNAKOYiM AHAHAHHAUAHAUAH diye kahkayi basti

Nöbet yerinde uyuya kalmistim. Miller gelip uyan seni lanet olası uyku tulumu diye söylendi. Bende direk kalktim diken ustundeydim zaten. Beni özel bir goreve yollayacaklardi. Sadece ben olacaktim çünkü ben tecrübeli bir asker olmuştum ve bilincliydim. Nazilerin üssüne girmem gerekecekti. Askeri cephane bölümünden gerekli cephanleri alirken anna karsima cikti. Artyom kendine iyi bak dedi dikkatli ol dedi. Bende tesekkur ettim. Ve ardından cephanlerimide aldim. Yanima 3 tane silah aldim bir tanesi çifte pompali biri tabanca biri ise akm74 idi. Hafif zirhi üstüme giydim ve filtreleri aldim. Bizim istasyondan nazi istasyonuna gitmek zor olacakti. Bakalim beni orada ne bekliyor olacakti. Ardindan miller ve gavat ulmana veda ettim. Hansa istasyonuna gönderdiler beni ilk önce hansadan gizli bir trenle nazilerin istasyonuna girecektim. Korkuyordum. Tek basima olacaktim.

Bir pekekent surusuydu ? O yaratiklardan sürüyle vardi. Hemen ben emir vererek daire sekli yapin diye bagirdim. içimden her turlu duygu geçiyordu. inşallah saldirmazlardi saldirirlarsa hepimiz param parca olurduk. Ve bir askeri kapip parcaladi. Benim gözüme kuytu bir yer carpti Kosuuuuuunnnnnn diye bagirdim. Herkes benle koşuyordu. iki kişiyi kaybetmiştik parcalnmislardi hemen oraya girdik hepimiz topu topu 5 kisiydik. içeri giremiyorlardi 7 8 defa denediler o pekekentler ve ulasamadilar. Ateş etmeye korkuyorduk daha fazla gelirse diye. Ardından pes ettiler ve dimitrinin maskesi kirilmisti. Hemen cantasini açarak yarim yüz maskesini takti. Ve hemen metroya doğru yoneldik yaratiklardan 5 i onumuzdeydi ben kelesle kafalarina ve kalplerine ateş ettim. Direk yere yigilmislardi. Ve metroya devam ederken havadan birşey bize yaklasiyordu. ? Neydi lan bu kanatli bir yaratik silahimi ona doğru dogrulttum ve tetiğe bastim.

Kodunun manyagi o kadar kişi kaybetmiştik ama. Manyak herif guluyordu iste. Ardından bana bir voddkaaa diye bagirdi ve üzerindekilerin atti ve vodka içmeye gitti. Neyse o manyagi diktir ettik. Diğer çocuklara iyimisiniz diye sordum. Onlarda evet iyiyiz dediler ve Ustumuzdekileri cikartip ateşin karsisina oturdukları ve sicak su kaynasin diye güümu koydum. Su kaynarken çikan ses beni biraz daha olsun sakinlestiriyordu. Mantar cayimizi yudumladik ve eve doğru yoneldim 2 gündür gitmiyordum eve. Gidince direk Bi düş aldim. Ardından karnimi doyurdum. Sonra eve Varip kapilari kitledim yüzeyde gördüklerinden sonra bende korkmustum. Ve yatağa girdim kisa bir sürede direk uyudum. Bu sefer ayni ruyayi gördüm ama bir asker vardi. Bu hunterdi elime silahini verdi ve o siyah yaratiklar benim üstüme yine yürüyordu. Ardından tetiğe bastim ve ise yaramadi ise yaramiyordu. Ardından yaratik beni bugazimdan tutarak yukari kaldirdi sonra bagirarak uyandim. Çok hizli nefes aliyordum çok korkmustum. Yine uykum kacmisti ve nöbet noktasina doğru yoneldim orada cidden iyi sohbetler yapiyorduk.

Neyse gunlerim boyle geçti. Yine nöbet noktasında bulunurken yanima bir kiz oturdu. Merhaba artyom ben anna dedi. ilk noluyoz amk demeye kalmadan merhaba dedim ve sen kimsin sorusunu sordum. Ben anna senin ismini metroda duydum. Yüzeye çikan ilk askermissin dedi bana. isteksizce mutlu oldum. Ora nasildi diye sordu bana. Bende isin acigi çok kotu dedim. Ve annayla sohbet etmeye basladik. Annesini babasini küçükken kaybetmiş ve çalışmaya bir ise girmis. Nükleer roketler dusmedende metroda yolculuk yapiyormus. Kilpayi kurtulmuş. Annayi Sevmiştim biraz sert bir kadindi ama olsundu. Günler geçtikçe daha çok baglaniyoduk birbirimize. Neyse Ulman birden yanima gelip kafama vurdu. Ve dedi ki lan muallak Birak su gitarida gel vodka içelim dedi. Bende Yok dedim. Gel mantar cayi var dedim. Oda olur dedi ve karsi karsiya ictik sohbette ettik. Normal sohbetler iste. Yeni bir sorun ortaya cikmis kizillar yani komünistler amk muallakleri her yerde karsimiza cikiyorlar dedim. Birde üstüne naziler Cikmis milleti esir aliyorlarmis. Atalarından öğrenmiş olmalilar.
.

Sanki kapiyi birşey tirmaliyordu. Ama bu kapi nükleer bombanin yaptigi o yikici basinca dayanmisti. Onun için pek takmadik ama tedirgin olduk makineli tüfek kapiya yöneltilmişti. Her an diken ustundeydik sirayla havalandırmalari kontrol ediyorduk. Temizdi. içim rahatlamisti ardından oradaki kampta uyumaya karar verdim. Nöbet değiştirerek uyuyorduk. Ben uyuyordum Boris kalkiyordu Boris yatiyordu ben kalkiyordum. Ama metronun güvenliği böyle saglanirdi. Ben yattim ve uyudum yine o taktan ruyayi görmüştüm o siyah yaratik beni korkutuyordu. Ve bi an üstüme isinlandi kulaklarim cinladi ve kan ter içinde yataktan firladim. Boris gelip noluyo aminakodugum aklimi aldin diye bagirdi. Beni gülme tutmuştu amk gecenin 4 un de gülme tutmuştu hauahauhaua neyse az daha sövüp gitti bende ateşin yanina oturup hayal kurmaya basladim. Sevdiğim kizi düşündüm. Ve agladim orda hic bi zaman fakirim diye yüzüme bakmamisti. Ama oda o karmaşada yokolmuştur diye düşündüm. Ardından mantar cayi doldurdum. Çok tuvalete cikartiyordu ama tadida güzeldi

Bana calinti diye haykiran kardeşim ben copy pastemi yapiyorum ? Metro 2033 ve last light serilerinden alinti yapip onlari canlandiriyorum cüğünü at ve yaylan buradan.

Gunlerimiz böyle geçti. Ve bir gün ulman beni cagirdi. Heeeyy arrttyom dostum bugün yüzeye cikiyoruz dedi. Ben asgibtir çektim. Sesli bir şekilde oda guldu alagavat. Neyse bu bizi askeri kiyafetlerin ve zirhlarin olduğu yere getirdi. Komutan gelip bize sans diledi. ilk defa yüzeye cikiyordum. Heycanliydim ve korkuyordum gaz maskemi derin bir nefes alarak taktim silahimin emniyetini actim ve cantama taktim. Ve merdivenlerden tirmanmaya basladik Ulman ben ve diğer askerler geiger sayaci (radyasyon ölçen cihaz) cilginlar gibi otuyordu. Ama üzerimizde koruyucu kiyafetler vardi sorun olmazdi. Logar kapagi gibi bir şey vardi onu kaldirim ve yüzüme keskin güneş isigi vurdu. Kor olacak gibi oldum ama birkaç saniye sonra geçti. Herkesde öyle olmuştu. Atmosfer seyerlmisti. Ama benim korktugum o yaratıklara rastlamakti ortaligi gezip harita cikaticaktik görev buydu ekip halinde geziyorduk. Arkamizi onumuzu sagimizi solumuzu koruyorduk. Ulman haritayi cikartirken o yaratiklardan birtanesini gördüm. Direk kafasina ateş ettim ben ateş edince yanindaki askerde ateş etti . ve yaratigi öldürdük. Kormustum acikcasi. Ve oda neydi? Uzaklardan gelen bir ses vardi sanki birşey sürüyle öfkeyle yaklaşıyordu neydi o ?

kör oldum

Evet çok korkuyordum açıkcası nazilerin istasyonuna tek girecektim. Oradaki bilgileri alacaktım. Beni oradaki gizli bir trende bindirip faşistlerin istasyonuna doğru yolladılar. Trendekilerin sohbeti kafamı gibti açıkcası ama dayandım. Faşistlerin istasyonuna gelince beni oradaki havalandırma deliğine bıraktı tren. Zorda olsa tırmandım havalandırmaya kadar. Ses çıkarmamam lazımdı yoksa üstüme çullanırlardı. Sürekli anonslar geçiyordu. Ama anlamıyordum. Havalandırmadan yavaş yavaş sürünmeye başladım ve açılan tüm sohbetleri dinlemeye ve anlamaya çalıştım. Kulağıma bir cümle gelmişti. Spartalılara yakında savaş ilan edeceğiz diye. Şok oldum çünkü metro içinde savaş çok saçma olurdu. Ama insanlar su için daha doğrusu su için değilde temiz su filtresi arıyorlardı. Çünkü onların istasyonlarında çok kişi radyasyonu kirli suyu içip hasta olup ölmüşlerdi. Neyse az daha ilerledim ve havalandırmadan yavaş bir şekilde atladım. Elime bıçağımı aldım bıçakla yapacaktım yoksa farkedebilirlerdi. Önüme bir kişi çıktı direk elimle ağzını kapatarak boğazına bıçağımı geçirdim. Yere yığıldı. Cesedini görmemeleri lazımdı onun içinde cesedi karanlık bir yere çektim. Ardından devam ettim. Ateşin başında oturan 2 tane korucuyu gördüm. Ve sürekli karılarından çocuklarından bahsediyorlardı. Vurmaya yüreğim izin vermedi çünkü onların ailesi vardı. Ardından 5 Fenerli kapıyı açıp beni yere yatırdılar ne olduğunu bile anlamadım ve kafama silahın tersiyle vurdular

Vay vay vay demek ilginizi çekti yaziyorum sigara arasi

Yürümeye devam ediyordum. Bir tane çocuk küçük ayisini kaybetmisti. Agliyordu. Bende galiba çocuğun ayisini atis noktasinda gormustum Atis noktasini çoktan gecmistim. Ama yinede değerdi bir çocuğu mutlu etmek. Yavaşça atis noktasina yoneldim. 30 dk falan oraya yürüdüm. Ve ayicigi buldum Ve çocuğa doğru yoneldim. Oraya varinca hayla agluyordu. Ayicigi ona verdim ve gözleri parladi. Bana sarildi beyler mutlu oldu. Bende mutlu oldum. Ve nöbet noktasına yürüdüm. Nöbet noktasına varinca miller ve diğerleri mantar cayi demlemislerdi. Beni görünce direk yer verdiler ooo artyyom gel kankam dediler ve bir bardak çay banada doldurdular. Ve sohbete basladik ben gitari alip tingirdatmaya basladim. Ateşin başında güzel oluyordu gitar calip cay içmek ve ardından bir gürültü geldi

All Rights Reserved.