1. 23.
    0
    @8 senin daşşağını yiyem ben. idolümsün amk.
    ···
  2. 22.
    0
    hay yalanını gibeyim.

    93 Harbi, 3 Mart 1878'de istanbul surları dışındaki Ayastefanos'ta karargâh kuran Rus kuvvetlerinin dikte ettiği Ayastefanos Antlaşması ile sona erdi. Anlaşmaya göre; Osmanlı imparatorluğu'na bağlı, sınırları Tuna'dan Ege'ye, Trakya'dan Arnavutluk'a uzanacak bağımsız bir Bulgaristan Prensliği kurulacak, Bosna-Hersek'e iç işlerinde bağımsızlık verilecek, Sırbistan, Karadağ ve Romanya tam bağımsızlık kazanacak ve sınırları genişletilecek, Kars, Ardahan, Batum ve Doğubeyazıt Rusya'ya verilecek, Teselya Yunanistan'a bırakılacak, Girit ve Ermenistan'da ıslahat yapılacak, Osmanlı imparatorluğu Rusya'ya 30 bin ruble savaş tazminatı ödeyecekti. Oldukça ağır şartlar içeren bu antlaşmaya, Rusya'nın aşırı derecede güçlenmesinden kaygı duyan diğer Avrupa devletleri karşı çıktılar. 13 Temmuz 1878'de Ayastefanos Antlaşması'nın yerine geçen Berlin Antlaşması imzalandı. Yeni antlaşmayla Rusya'nın toprak kazanımları geri alındıysa da, romanya ve karadağ'a bağımsızlık verilirken, bulgaristan'da Almanya ve Avusturya himayesinde özerk bir prenslik oluşturuldu.
    ···
  3. 21.
    0
    @8 in 90 larda yakaladigini ben 70 lerin sonunda yakaladim. Sana tek bir sozum var @1 anan da abdulhamidin portresine bakarak amini parmaklamiyorsa adam degilim.
    ···
  4. 20.
    0
    @16 o toprakların kaybedilmesinde ittihat terakki kısaca it diyoruz, rolünü bir araştır. sanki padişahın elinde yetki vardı da bir de onları kaybetti diyor. balkan savaşına bizi kim soktu? birinci dünya savaşına almanlar' ın yanında girmemize kim sebep oldu? boş konuşma.
    ···
  5. 19.
    0
    @16 padişah efendimzie iftira atarak yükselemezsin kardeş
    ···
  6. 18.
    0
    @15 kürdistanda kürdlerin hakkını gaspetme dönemini kapatıp türk kürd kardeşliği dönemini başlattı bu kardeşlik sayesinde hala biriz
    ···
  7. 17.
    0
    hamidiye tabyaları...

    abdülhamid zamanında askeri yatırım neredeyse hiç yapılmamıştır. yatırım yapılan yerlerin başında ise hamidiye tabyaları vardır. o dönemde sultanın buraya yatırım yapması o kadar borcun içinde çok yadırganmış ve hatta gereksiz diye sitem edenler olmuştur. gelin görün ki çanakkale' yi geçilmez yapan bu tabyalardır. o dönemde ülke işgal altında olursa büyük devletlerin önce boğazlara yöneleceğini ve bunu nereden yapacaklarını öngörerek bu tabyaları yaptırmıştır ve büyük askeri yatırımlar yapmadan yalnızca kritik noktalara para harcayarak 1.dünya savaşındaki işimizi kolaylaştırmıştır. para harcadığı yerler de araştırılırsa 1 dünya savaşındaki anadoluda kurduğumuz cephelerdir.

    hamidiye tabyaları ise şu an devlet tarafından spor kompleksine çevrilmekle meşguldür.
    ···
  8. 16.
    -1
    Tunus + Mısır + Girit + Sudan + Bulgaristan +Teselya + Bosna-Hersek + Kıbrıs bunların hepsı ahdulhamıd hanın paadısahlı yaptıgı donemde elımızden cıkmıstır
    ···
  9. 15.
    0
    peki açıkla bakalım dexer ne yaptıda ülkeyi bölünmekten kurtardı.
    ···
  10. 14.
    +1
    ulan varya koyun demiyim şunlara diyorum ama harbiden öylesiniz lan 30 yıllık huuryum ama hala bakireyim gibi bi düşüncen var amk.
    ···
  11. 13.
    0
    @1 kısacası ortaçağ kafasından çık artık. bırak güce tapmayı, ezilenlerin safına geç.
    ···
  12. 12.
    -1
    @9 toprak diyoruz sen şirket diyorsun kardeş
    ···
  13. 11.
    +2
    o ümmet yazan ellerine attırayım. ortaçağ atığı seni.
    ···
  14. 10.
    -1
    @8 saygılar reis
    ···
  15. 9.
    0
    @7 eee abdülhamid han öyle demiyor ama
    ···
  16. 8.
    0
    @1 postmodern eleştirinin temel handikaplarından biri bu ve ülkemizde benim kişisel olarak 90'larda yakaladığım siyasi islamcılar da bu hatayı kendi tahayyül evrenlerinin doğası gereği çok sık yapıyor... şöyle ki, modernitenin evrenselci, yerelin olasılıklarına karşı kör ve sağır o tepeden inmeci tahakkümcü pratiğini bir sivil iktidar eleştirisi örerek, ve ne yazık ki bu itirazın tüm sivil eleştirisinin meşruluğunu da sonuna kadar siyasileştirerek kullanıyorlar... oysa aynı iktidar olgusu bireyin kendi içindeki melekle şeytanı arasındaki mücadeleden başlayıp yatak odasında, yemek sofrasında, evin salonunda, sonra apartmanda, mahallede, cemaatte, cemiyette, camiada, kısacası yerelde de kendi iktidar ilişkisini üretiyor ve bunun tu kaka bir iktidar olarak yaftalanması için ille de bach ve mozart sosuyla gelmesine hiç gerek yok... aynı şey mehter marşı ve salavat ile de bir tahakküm olarak yağmur gibi yağıyor. ama insan aklı şablonlara ve şemalara ve görselliğe ve çağrışıma ileri derecede bağımlı ve bundan 1, 10, 50, 80 ya da 100 yıl önce gündemimize girmiş bir tahakküm ile bundan 1000 sene ya da 10 bin sene evvel gündemimize girmiş bir tahakküm arasındaki fark ncedir, şayet aradan özümüz, yerelimiz, milli manevi değerimiz gibi üst yapısal kavramları çıkarırsak? çünkü doğamız da değişken. doğamızın evrenselliğini sorgulayacaksak iktidar dediğimiz olgunun yerelde de evrenselde olduğu kadar ezici ve hatta çoğu kez yerelde icra edilir bir menem olduğunu unutmasak herkes için çok iyi olacak... bir de modernitede vücut bulan tasarımcı, tanımlayıcı, şabloncu kafayı yeriyoruz. evet, hayatın ve dünyanın olasılıklarına kör ve sağır şablonlar istemiyoruz. ancak neyin dayatmacı tasarım, neyin kendini ve dünyayı değiştirme çabası olduğunun sınırları o kadar belirsiz ki... tasarımcı, dayatmacı, şabloncu olmayalım derken kendi umutsuzluğunun kişide bir tür kaderci kabulleniş ve teslimiyete evrilip kendiyle ve dünyayla hiçbir mücadelesi kalmamış bir noktaya çekilmesini görmek ne en azından çok üzücü. bir teslimiyet uğruna ya rab, ne güneşler batıyor. kavramları hayatın ve dünyanın yerçekime maruz kalıyor, ama aynı anda buharlaşıyorlar da. bence çıkış noktamız kendine ve dünyasına müdahil insanda. bunun için de eleştiriyi ve özeleştiriyi yüceltmemizde fayda var.
    ···
  17. 7.
    -2
    @6 türkiye komünist ülkemi elbette satılacak gelir kapısı
    ···
  18. 6.
    0
    ulan harbi skandalsınız dıbına koyim kardeşim ülkedeki kuruluşların %60'ını satan dexer değil mi
    ···
  19. 5.
    0
    Gök girsin kızıl çıksın
    ···
  20. 4.
    -3
    @2 bugün türkiye bölünmediyse başbakanımız sayesindedir
    ···