1. 26.
    0
    @2 adamın sevgilisini gibmiş
    ···
  2. 27.
    0
    http://posthus.naestved-g...torie/pompeii/priapus.jpg
    ···
  3. 28.
    0
    @2 pervasızca gibmiş
    ···
  4. 29.
    0
    artık morgda zorla kavuşturulursunuz
    ···
  5. 30.
    0
    senin için büyük insanlık için küçük bir adım olmuş. güle güle kullan.
    ···
  6. 31.
    0
    @1 gusül abdesti al kanka cenabet gezme
    ···
  7. 32.
    0
    @1 aldın şukunu
    ···
  8. 33.
    0
    yağmur yağmaya başladığında artık her şey bitmişti.i̇ki aşık birbirlerine bakmaksızın birbirlerinden uzaklaşmaktaydı. ceren için pek kolay olmamıştı ama asıl yıkım meraj tarafında yaşanmıştı. genç adamın hayatı alt üst olmuştu. fakat erkeklik vardı serde, arkasına bakamıyordu. belki de bakmaktan korkuyordu. çünkü bakarsa ayaklarına kapanmaktan kendini alamayacaktı.i̇şte bu sebeple o lanet kafasını çeviremedi. sevgilisinin elinden kayıp gidişini seyretti adeta,en çok da bu koymuştu ona. olayın üzerinden 3 saat geçmişti. meraj kendinde değildi artık. çocuk gibi sokağın ortasında zırıl zırıl ağlıyordu. herkes ona bakıyordu.ama o kimseyi görmüyordu. ağladı ağladı ve ağladı. gözleri kan çanağına döndü genç adamın. aklından hiç çıkmıyordu sevgilisinin o lafları ‘’bu ilişki ikimize de zarar veriyor, bitsin artık.’’beyninde sürekli bu cümle yankılanıyordu. genç kadın ağlayarak söylemişti bunların hepsini. meraj’ın kafası karmakarışıktı.eve nasıl geldiğini hatırlamıyordu.
    fakat gelebilmişti evine. evini çok severdi ama artık her yerde sevgilisinin hatırası vardı. evinin her köşesi onu boğuyordu.bir ara nefes alamayacak gibi oldu ve pencereyi açtı. biraz toparlanır gibi oldu.ama boşunaydı yine aklına ceren geldi. sevgilisini aradı ve ‘’sana ilginç bir hikaye anlatacağım.’’dedi.ve devam etti ‘’i̇ki genç varmış. birbirlerini delicesine severlermiş.’’ceren konuşacak gibi oldu. genç adam onu hiç dinlemedi. ‘bir gün kız erkeğe artık bitti demiş.ve bütün şehir genç adamın üzerine çökmüş.’dedi. meraj son olarak ‘’hoşçakal’’ deyip kendini az önce açtığı pencereden aşağı bıraktı. genç kadın adeta sevgilisinin boşlukta yere düşüşünü görmüştü. miraj ın yere düştüğü anda odada bi çığlık yankılandı. ceren kendi çığlığıyla sarsılarak uyandı ve yanında uyuyan sevgilisi meraj’ı gördü.ona sımsıkı sarıldı sonra dudağına bi öpücük kondurdu. meraj sevgilisinin ‘’günaydın aşkım’’ sözcükleriyle güne uyandı.
    ···
  9. 34.
    0
    @2 http://img706.imageshack.us/i/farel.jpg/
    ···
  10. 35.
    0
    @2 hayasızca
    ···
  11. 36.
    0
    biraz hızlı gitmiyo musunuz lan
    ···
  12. 37.
    0
    general electrics, westinghouse, marconi and morgan gibi abd endüstrisinin dev tekelleri tesla’nın buluşları üzerinde şekillenmiş, fakat kendisi hayatı boyunca hiçbir kurumsal ilişkiye girmemiştir.

    abd’nin bu dev tekelleri general electrics’in direktifleri doğrultusunda tesla’yı sumen altı etme kararı almışlardır. neden? tesla, parasız ve doğayı kirletmeyen bir elektrik üretiminin mümkün olduğunu açıklamıştır. bu açıklaması başta general electiric olmak üzere tüm abd şirketlerini paniğe düşürmüş ve bütün kapılar yüzüne kapatılmıştır. beş kuruş parasız ve borç içinde new york’ta bir otel odasındaki ölümü derin anlamlar içerir.

    19. yüzyıldan 20. yüzyıla girerken en önemli değişim burjuva devrimlerinin yarattığı toplumsal ortam sayesinde gelişen bilim ve ardından gelen teknolojik devrimlerle yaşandı. sanayi devrimi, buharlı makinaların icadı ve çok kısa süre sonra elektrikli motorlar derken otomobiller, uçaklar ve uzay araçları. dünyanın 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra nasıl muazzam bir teknolojik gelişim yaşadığını gösteren güzel bir örnek vardır. m.ö. 7. yüzyılda odysseia’nın gemilerinin hızı yelkenle gittiklerinde saatte 3 mil kadardır. 6-4. yüzyıllarda ise bu hız ancak 3 kat arttırılabilmiştir. denizcilikte önemli gelişmelerin yaşandığı 16. yüzyılda ise günlük hız 2 bin sene öncesinden ancak 40 mil fazladır. ancak buharlı gemilerle birlikte ulaşım hızı büyük ölçüde artmıştır. artık niceliksel değil niteliksel bir değişimden söz edilmektedir. () ve 19. yüzyılın sonlarında telgraf ve radyonun icadıyla ulaşım ve iletişimin yolları birbirinden ayrılmış, dünya bugün iddia edildiği bir “global köy” olma rotasına girmiştir. mekânların uzaklığı iletişimde önemini yitirmiştir.

    1900’ün başlarında daha ilk uçuş denemeleri yapılırken insanoğlu bundan sadece 50-60 yıl sonra uzaya çıkmaya başlamış, 1969 yılında ay’a ayak basmıştır. tüm insanlık tarihine baktığımızda bu büyük değişimler çağının yaşanmasını sağlayan, burjuva devrimleri ve ardından bu sosyâl yapı ile sınırlı teknolojik devrimler olmuştur. i̇letişim ve teknolojileri, çağımızın en önemli belirleyicilerindendir. bu açıdan bakıldığında bugünkü dünyanın yaratıcılarından en önemlisi ve o oranda da en “unutturulmuş” olanıdır. uzak görüşlülüğü toplumsal sistemin sınırlarının dışına çıkmış ve kaçınılmaz olarak bastırılmıştır. ancak, onca çabaya karşın yinede adının literatürlerden silinmesi başarılamamıştır. çünkü tesla, gerçekleştirdiği buluşlarıyla ölümsüzlüğe imza koymayı başarmıştır. onun hakkında bir araştırmacı şunları ifade etmektedir:

    “... bilgisayarınızda çalışırken tesla’yı anımsayın. onun “tesla bobini” yüksek voltajlı resim tüpünüzün çalışmasını sağlamaktadır. evinizde kullandığınız elektrik tesla’nın “alternatif akım” (ac) jeneratöründen geçmekte, “tesla jeneratör”den geçmekte ve evinize 3 fazlı “tesla enerjisi” getirmektedir.. tesla’nın icatları bugün her yerdedir..” ( )

    nikola tesla portresi çizebilmek için 8. ocak. 1943 gecesine gitmek gereklidir. tesla’nın 5. ocak ile 8. ocak tarihleri arasında hotel new yorker’daki odasında tek başına kalp yetmezliğinden öldüğü tahmin edilmektedir. otel görevlilerine rahatsız edilmek istemediğini söylemesi ve günlerce odasından dışarı çıkmaması bir alışkanlık haline geldiğinden, ölümünün üzerinden 2-3 gün geçmesine karşın kimse öldüğünü fark etmemiştir. 8. ocak gecesi, diğer tüm yugoslav mültecileri gibi fbi gözetiminde olan tesla’nın mülteci yeğeni sava kosanovich, yanında iki bilim editörü george clerk ve kenneth sweezey ile birlikte tesla’nın odasına girer. otelin üç yöneticisi ve yugoslav büyükelçiliği’nden bir temsilcinin tanıklığında kosanovich, tesla’nın vasiyetini arar, yazılarını ve deney aletlerini toparlar. (toplanan bu eşyalar bugün belgrad’daki “tesla müzesi”nde sergilenmektedir.) aynı gece pentagon'dan albay erskine fbi’yı arayarak harekete geçirir ve tesla’nın öldüğünü haber verir. fbi yetkilileri, yabancılar dairesi komiseri fitzgerald ile birlikte, otel odasına girerler ve tesla’nın tüm eşyaları iki büyük kamyona yüklenir. tüm araştırma kağıtları ve makaleleri, “manhattan storage and warehouse co.” adlı new york’taki bir depo şirketine gönderilir. bu depoyu tesla 1934 yılından beri kullanmaktadır. fbi kayıtlarında tesla’nın makalelerinin 50 kutu içerisinde depolandığı yer almaktadır. yabancılar dairesi, abd deniz kuvvetleri i̇stihbarat servisi’ni arayarak tesla’nın tüm makalelerini ve araştırma kağıtlarının mikrofilme çekilmesini emreder.

    8. ocak gecesinin bu yoğun trafiğinde fbi’a yeni bir bilgi ulaşır: tesla 1932 yılında grosvenor clinton hoteli’nin emanetine depozitini peşin ödeyerek bir kutu bırakmıştır. abd devlet başkanı bilim danışmanlığı fbi’a kutunun içindeki dökümanların derhal alınması talimatını gönderir. kutunun içinde tesla’nın kablosuz enerji aktarımı projesi, yeni bir torpido silahının plânları ve çalışma modeli ile tesla’nın “ölüm işını” adını verdiği yüksek dalga frekans silâhının projesi vardır. fbi’ın toparladığı tüm belgeler ve projeler, abd devlet başkanı’nın emriyle fbi tarafından “top secret” olarak mühürlenir ve projelerin kamuda tartışılması yasaklanır. tüm bunlar bir gece içerisinde 8. ocak 1943 tarihinde gerçekleşir. böylece nikola tesla ve araştırmalı pentagon’un yarattığı yapay ve kalın bir sis perdesinin ardına itilir.

    fbi kayıtlarında, tesla’nın ölmeden önce 5. ocak günü pertagon’dan albay erskine’i aradığı ve “teleforce” adını verdiği mikrodalga silahını pentagon’a vermek istediği, fakat albay erskine’in telefondakinin bir deli olduğunu düşünerek, ciddiye almadığı iddia ediliyor. tesla biyografisindeki fbi’ın bu üçüncü sınıf polisiye roman senaryosu önemli. 5. ocak günü tesla’yı anımsayamayan albay erkine 8. ocak gecesi, yugoslav büyükelçiliği’nin tesla’nın otel odasına girdiğini haber alır almaz fbi’ı ve deniz kuvvetlerini nasıl harekete geçirmiştir? bu sorunun yanıtı ise; fbi kayıtlarında bulunmuyor!

    nikola tesla adı amerikan kamuoyunda o günlerde yakından bilinen “sansasyonel” bir içeriğe sahip. araştırmaları pentagon tarafından yakından izleniyor ve fbi tarafından sürekli izleniyordu. tesla öldüğünde yaşdıbını yugoslav hükümeti’nin kendisine bağladığı maaşla sürdürüyor ve yugoslav büyükelçiliği ile yakın temas içindeydi. dolayısıyla pentagon’u aradığı iddiasının temeli çok zayıf kalmaktadır.

    fbi’ın tüm kaygısı tesla’nın araştırmalarının sovyetler birliği kızılordusu’nun eline geçmesi olasılığıydı; ki bu araştırmaların önemli bir bölümünün sovyetler’in eline geçmiş olduğu da sovyet bilim tarihinin gelişimi içerisinde görülmektedir. tesla’nın tüm kaygısı alman faşizminin durdurulması gereğiydi ve bilimsel çalışmalarını da bu yüzden silâh tasarımlarına yöneltmişti. tesla’nın “mikrodalga silâh” tasarımı ile “deprem” ve “tsunami silâhı” uzun yıllar boyunca bir söylenti olarak kaldı. uluslararası bilim çevreleri genelde bunun bir palavra olduğunu iddia etmelerine karşın söylentiler doğruydu.

    18. ekim. 1993’de abd savunma bakanlığı, kısa adı “haarp” olarak bilinen projenin “high frequency active auroral research program”ın gakona/alaska tesislerinde başlatıldığını açıkladı. raythenon corporation tarafından hayata geçirilen proje, alaska/massachusettes, stanford, peen state, tulsa, clemson, maryland, cornell ve ucla olmak üzere abd’nin 9 üniversitesi ve mit’nın ortaklığı ile uygulamaya kondu. haarp projesinin patenleri (abd patent dairesi’nde 4.686.605, 4.712.158 ve 5. 038.664 no’lu kayıtlarıyla) bernard eastlund tarafından alındı. her üç patentin ilk kayıtları nikola tesla adına kayıtlı ve bu patenleri colorado testlerinden sonra almıştı. bernard eastlund, bu üç patentin geliştirilmesi patenti ile kayıtlara geçti.

    patentlerin içeriği ise şöyle:

    1). 4.686.605: dünya atmosferinin, iyonosferin ve/veya magnetosferin değiştirilmesinin metodu.

    2). 4.712.158: seçilmiş bir bölge üzerinde suni elektron silikonu oluşturma metodu.

    3). 5.038.664: dünya yüzeyinde rölativik partüküller oluşturma metodu.

    söz konusu son patent tesla’nın “ölüm ışını” adını verdiği ve düşman kuvvetlerinin elektronik sistemini felç ederek elektronik bir duvar oluşturan sistemdir. gerek “körfez savaşı”nda ve gerekse yugoslavya’nın bombalanmasında kullanılmıştır.

    tesla’nın sürekli tartışılan “deprem” ve “tsunami” silahının üzerindeki sır perdesi de 1999 yılının eylül ayında, yeni zellanda savunma bakanlığı’nın açıklaması ile su yüzüne çıktı. yapılan resmi açıklamada, 1943 ve 1944 yıllarında abd’li bilim adamlarının yeni zellanda’ya bağlı takım adalarında “tsunami silahını” denedikleri ve seçilen kıyı parçalarının deniz altında oluşturulan deprem dalgasının yarattığı dev dalgalarla başarılı bir şekilde vurulduğu belirtildi.

    yine 1997 yılında rus uzay i̇stasyonu mir’den yapılan açıklamada tesla’nın colorado deneylerinin doğru olduğu ve şimşeklerin atmosferdeki belli katmanlarda ve düzenli bir şekilde gerçekleştiği belirtildi.

    kuşkusuz tesla’nın yaşamındaki en ironik yanı...
    Tümünü Göster
    ···
  13. 38.
    0
    @2 şukuladım sürdüm zütüne şokelayı
    ···
  14. 39.
    0
    @1 nası bişeye benziosan artık..
    ···
  15. 40.
    0
    @2 formda. tutulamıyor.
    ···
  16. 41.
    0
    @2 giberken çoğaltmış
    ···
  17. 42.
    0
    @3 sen ne diyon yarraam
    ···
  18. 43.
    0
    http://inciswf.com/1284987774.swf
    ···
  19. 44.
    0
    @2 vurdu gol oldu vurdu gol oldu
    ···
  20. 45.
    0
    ben 7 sene cıktım sarılmadan ayrıldım amk sonradan da agladım kız beni niye bıraktı diye
    ···