Evet panpalar Amerika'da geçirdiğim 3 yılımı anlatıyorum rez alın

Pederin durumu iyi olduğu için lise'yi özel bir okulda okumuştum halliyle ingilizcem gayet iyiydi ingilizcenin yanında ispanyolca da öğrenmiştim. Bu Hayattaki amacım iyi bir Üniversite'de uluslar arası ticaret okuyup iyi yerlere gelmek ve çocuğuma iyi bir para bırakmak. Babam lise'yi okumamasına rağmen hayatta gerçekten iyi yerlere gelmiş biri ve beni de herzaman bunun için geliştidi. Lise bitince hayalim olan üniversiteye Amerika'ya gidecektim ve istediğimde oldu 1 Nisan 2012 'de 14 saatlik uçak yolculuğu sonucu Amerika'ya geldim. Okul açılana kadar babamın Arkadaşının evinde kalacak ve herhangi bir ücret almadan adamın şirketinde çalışacaktım. Adamın işi basitçe anlatmak gerekirse fuarcılıktı. Türkiyede üretilmiş kıyafetleri Amerika'da pazarlıyordu ve iyi de para kazanıyordu. Ama onunla ve ailesiyle yaşamaktan rahatsız oluyordum. Çünkü her ne kadar Karısının ve oğlunun beni sevdiğini bilmemde adam bana çok çok soğuk davranıyordu. Ve 1 ay adamla yaşadıktan sonra geçmişte biriktirdiğim param ile ayrı bir eve çıktım. Aslında ev demek olmaz, kendime bir oda kiraladım. 9 odalı bir ev'de kalıyordum ve evdeki her oda kiralanmıştı evde bir de Türk vardı ve bu Türk, Murat,beni ev ortdıbına adapte ederek Amerika'da ki ilk arkadaşlarımı kazanmama yardım etmişti.

Okul açılmıştı. Ben bir markette kariyerlik yapıyordum ve saatlik 4 dolar kazanıyordum. Okul benim için düşündüğümden çok daha zordu çünkü Amerika'da çok kötü bir Alışkanlık vardı:Irkçılık. Türkiye'yi bizim şuan Suriye'yi gördüğümüz gibi düşünüyor, Türkler'e bizim Suriyelilere davrandığımız gibi davranıyorlardı. Birileri ile tanıştıktan sonra Türk'üm dediğinde bana karşı soğuk davranmaya başlıyorlardı. Okuldaki tek Türk ben değildim,bir kaç tane Türk arkadaşım olmuştu okulda ama onlar kendilerini Türk diye değil, Yunan ispanyol vs diye tanıtıyorlardı bende böyle yapmayı düşünsemde ağır ülkücü Olduğum için asla böyle bir şey yapmadım. Fakat günler ilerliyordu,1.ay 2.ay derken ne kadar yalnız ve mutsuz olduğumun farkına vardım. Beyler bu dünya'da ki en kötü şeylerden biri de tartışmasız yalnız olmaktır. Her yerde eziliyordum, biri bana bulaştığı zaman bir şey diye miyor eyvallah deyip geçiyordum, dertleşecek kimsem yoktu ve arkamda duracak beni destekleyecek kimsem de yoktu.

Büyük hayaller ile geldiğim Amerika beni tam anlamıyla gibip atmıştı 3.ayın sonunda okulda verilen 2 haftalık tatilden yararlanarak Türkiye ye Dönme kararı aldım. Ama elim boş dönemezdim okulda ki binlere Türk'lerin gereksiz, Bakımsız,fakir insanlar olmadığını kanıtlamam lazımdı ve bunu yapabilmem için tek bir yolum vardı:para Amerika'dan aldığım 2 adet lüks rolex saati Türkiye'ye gelince yüksek kar oranıyla sattım ve Amerika'ya döndüğümde cebimde iyi bir para olmuş oldu. Ayrıca radikal bir karar aldım okulda açılacaktım.her bölümden arkadaş edinmeye çalışacaktım. Ve birgün Sınıfları dolaşırken biri ile tanıştım bir ingilizle:kate ile. 1.70 boylarında beyaz tenli Kumral Saçlı mavi gözlü inanılmaz güzel bir kız. Ulan kıza bakamıyordum bile yüzüne bakınca bayılacak gibi hissediyordum. Ama bu kız sefil hayatımı kökünden değiştecekti çünkü 3 aydır amaçsızca Yaşadığım Amerika da artık bir amacım vardı.

Kate

Beyler ilgi gelirse devam edicem yoksa birakıyorum

Kate ile tamışmamız sadece adımızı bilmekten ibaretti ve ben dikkat çekecek kadar yakışıklı değildim. kendimi tarif etmem gerekirse. 1.87 boyunda aynaya bakınca yeterince mutlu edecek şekilde yakışıklı denebilecek biriyim. Insanlar ile Tanışma ve arkadaş olma kısaca sosylalleşme politikam işe yaramıştı, artık fazla dışlanmıyordum ayrıca bilen bilir aliexpress adlı siteden 50 cente aldığım kılıflar burada 5 dolara internetten satıp cebimi dolduruyordum. Bir akşam arkadaşlar hep beraber toplanıp kahve içelim dediler beni de davet ettiler biraz geç gitmiştim ama bu benim için bi yandan iyi olmuştu çünkü tam Karşımda kate oturuyordu. Artık utangaçlık ile bir şey elde edemeyeceğimi anlamıştım ve cebimdeki paranın miktarı azımsanmayacak kadar olduğu için cesaretim de artırmıştı. Konuşurken kahveler falan geldi ben sadece ona odaklanıyordum sonra o bir anda 'yesterday nasıl gidiyor'dedi heyecandan konuşamadım bile aq biraz normal muhabbet ettikten sonra Nerelisin dedi Türk'üm dedim soğumasını bekliyordum aslında kendi kendime bu işte böyle bitti dedim ama o bir anda ben de gittim Türkiye'ye çok güzel falan dedi istanbul'a gelmiş daha önce. Türk yemekleri çok güzel mantıyı çok sevdim falan dedi öyle diyince bende bi anda bir gün Mantı yemeye zütürürüm o zaman dedim nasıl dediysem artık aq bu Güldü olur falan dedi aslında şaka Amaçlı söylemiştim ama baya ciddiye aldı konuşması falan Değişti daha yakın olmaya başladı.

Bir kaç gün sonra okulda karşılaştık selamlaştık falan sonra eee ne zaman mantı yemeye gideceğiz dedi istersen Çıkışta gidelim dedim ben hala olayın şaka olduğunu sanıyorum aq tamam dedi Sınıfa gel Ordan çıkalım dedi ben şok geçiriyordum nerdeyse aq. Her neyse Çıkışta bindik arabaya arada Sırada özlem gidermek için gittiğim bir Türk Lokantası vardı ama baya iyi yapıyorlardı söyledim mantıları geldi işte bir yandan yiyoruz bir yandan konuşuyoruz.bu Amerika'ya ilk geldiği günleri anlatıyor falan ama ful bu konuşuyor en son sen neden hiç konuşmuyorsun dedi,bu arada ingiliz aksanını bilen bilir inanılmaz güzel, senin konuşman, aksanın çok Hoşuma gidiyor dedim ortam yine bir anda ciddi bir hava aldı,bu cevap vermedi yemekler bitti kalktık buna evine mi bırakıcam seni dedim bence biraz daha gezelim dedi ben uçucaksın mutluluktan. Bindik arabaya boş boş sürüyorum arabayı her hangi bir hedef yok bişeyler içelim mi dedim olur dedi bir bar Tarzı biryere girdik bira içtik sadece ben 3 tane içtim o 2 tane iste hadi gidelim dedim kalktık bu sarıldı arabaya kadar. Evine zütürdüm bu tekrar sarıldı teşekkür ederim dedi sarıldı ve öptü beyler öptü.