/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +1
    Yaklaşık 2.5 saattir yürüyordum, huur çocuğu gibi bir sıcak vardı. Hay memleketimin gözünü seveyim... Cebimdeki her kuruşu nereye harcayacağımı çoktan hesapladığımdan toplu taşıma ya da taksiye binmek gibi bi niyetim yoktu. Avare avare yürüyerek bulacaktım Müzeyyen'i ve o sıvı testosterondan oluşma yoğun huur çocuğunu. Şarjı bitmesin diye kapattığım telefonu açtığımda annemden gelen cevapsız aramaları gördüğümde bi an durdum ve dedim ki; "Hay dıbına koyim ben evdekilere ne diycem?" Arayıp dışarı çıktığımı, muhtemelen barışlarda kalacağımı söyledim. Ama annem hiç yemiş gibi değildi.

    A: Lan eşek sıpası ben sabahın 6.30'unda uyandım evde yoktun ne dışarısından bahsediyosun sen?
    B: Canım anam, gece çıktım işte şimdi de Barışlar'da kalıcam işte merak etmene gerek yok.
    A: Görüntülü arıyorum o zaman aç çabuk aç.
    B: (Dumur olmuş bir şekilde 3 saniyede aklıma gelen en yaratıcı yalanı söyleyerek) Yav dur kapatma tuvaletteyim ne görüntülü araması ben çıkınca arıycam seni.
    A: Kapat kapat! Ne halin varsa gör ben sana eve gelince sorarım bunun hesabını ama...

    Disaster averted derken, başım öyle bir dönmeye başladı ki olduğum yere zütümün üstüne oturdum. Tanrım bu nasıl bir sıcak dıbına koyim? Üstüne üstlük sadece otobüste verdikleri gib kafası kadar bisküvilerden başka bi şey de yememiştim. Kahvaltılık bi yer bulacaktım ama zütümü yerden kaldıramıyordum.
    ···
  2. 52.
    +1
    Beyler ne diycem şukuyu falan gibtir edin de müzik zevklerimiz uyuşuyorsa araya 1-2 tane sallayın
    ···
  3. 53.
    +1
    Bi kaç dakika daha oturup doğruldum yerimden, bi tane ara sokaktan geçip ana caddeye çıktım. Saat nispeten kalabalık bi saat olması gerekirken cadde gerçek anlamda bomboştu. Ben adeta bir zombi gibi bitkinlikten ayaklarımı sürüyerek karşıya geçiyordum ki birden bir adet ortaya karışık fren ve okkalı korna kombosuna refleks olarak kafami sesin geldiği yöne doğru çevirdim. Kafayı çevirmemle arabanın tamponunun diz kapaklarimla buluşması bir oldu. O bitkinlik ve açlığın üzerine aldığım darbeyle iptal olmuşum.

    Gözlerimi açtığımda evdeydim. Yataktan firlarcasına kalkıp sağımı solumu yokladım. Domuz gibiydim üstümde bir çizik bile yoktu. Hemen telefona hücum ettim. Saat gece 3 civarıydı ve tarih aynıydı. Mersin'e aldığım bileti bulmak için odanın dıbına koydum ama yoktu. Kafayı yemiştim. Telefonu tekrar elime alıp Müzeyyen'den gelen mesajları açtım. Ona yavşayan sinsi kelebek penisinin muhabettinden sonra cevap vermemiştim. O ise önce "uyudun galiba" yazmış. Yaklaşık 1 saat sonra da sarhoş olduğu klavyeyi kullanma şeklinden açık bir şekilde belli olarak "iyj grceler askin" yazmıştı

    edit: imla
    ···
  4. 54.
    +1
    Lan ama nasıl evdeydim? Mersin'e gittiğimden o kadar emindim ki.

    Ben normalde evin içinde asla sigara içmezdim. Ailemle alakası yoktu sadece eşyalarımın üstüne kokusunun sinmesini istemiyodum. Direk şortun cebinden paketi çıkardım. Paketle beraber yere bozukluklarla birlikte 279 lira para düştü. Paketi açıp bi sigara çıkartayım dedim anasını atasını gibtiğim paketi nerdeyse fulldü. Lan eyvallah akli dengem yerinde değildi ama bu neyin nesiydi şimdi? Elimde sigara balkona çıktım korkuluklara yaslanıp sigarayı körüklemeye basladim. Ya 10 ya 15 dakika geçti ikinci dalı yakarken ikinci bi çakmak sesi duydum. Diğeri yanımdaydı. "Yine başlıyoruz dıbına koyim" diye geçirdim içimden. Elimizi omzumuza attı ve:

    A: iyi değiliz farkında mısın? Ayık gezmediğimiz gibi uyumuyoruz da. Üzüntüden, sıkıntıdan 10 kilo verdik, ağzımıza giren her lokmayı kusuyoruz, hepsi senin bu omurgasızlığın, iğrenç duygu sellerin yüzünden.

    Kolunu boynuma dolamış var gücüyle sıkıyordu. Çırpınıyordum atabildiğim kadar güçlü çığlık atıyordum, ama direnemedim... Kendi kendimi 5. kattan balkondan aşağı atmıştım. Aşağı doğru süzülürken gürültüye uyanıp balkona çıkan üst komşuyla gözgöze yere çakıldım.
    ···
  5. 55.
    0
    Hızlı gir şunları amk yeter.
    ···
    1. 1.
      0
      Birader çalışıyorum ben vaktim olduğunda atıyorum
      ···
  6. 56.
    +1
    O an içimizden birisi öldü. Ama hangisinin öldüğü hakkinda zerre fikrim yoktu. Balkonda dikiliyordum, aynı zamanda da vücudumun her zerresi acı içindeydi. Bi yandan ciğerlerime küllükte kendi kendine yanan sigaranın kokusu doluyordu bir yandan da ağzımda oluk oluk kan tadı. Ikimizin de gözleri kapandı.

    Sabah ablamın enseme patlattığı şaplakla irkildim.

    A: Şu taku ağzınla iç diye kaç defa söyledim lan sana sıpa? Kül tablasını kıçınla devirmissin bütün balkonun içine sıçmışsın. Kalk topla şuraları...
    ···
  7. 57.
    +2
    Hala gibleyip okuyan varsa bugün yazma şansım yok 2 gündür işe uyumadan gidiyorum bugun yatıcam
    ···
    1. 1.
      0
      kanka yaz sen okuyorum ben.
      ···
  8. 58.
    0
    Rezervasyon
    ···
  9. 59.
    0
    Hepsi rüyaydı, Müzeyyen de tuzluktu desem?
    ···
  10. 60.
    0
    Devam edicem haftasonu beyler ırgat gibi çalışmak zorunda olduğum için yazamıyorum
    ···
  11. 61.
    0
    ···
  12. 62.
    +1
    Uyuya kaldığım gibindirik salıncağımsı şeyden kalkmaya her yerimi çalışırken zütümü başımı dağıtmışım da koli bandıyla yapıştırmışlar gibi bir acı kapladı. Aheste aheste kalkıp balkonu temizlemeye başladım. Ama sanki birisi sürekli beni izliyormuşcasına tedirgindin, sanki züt kadar balkona 20 kişi dolmuşmuşuz gibi rahatsızdım. Yaptığım her hareketi sanki birisi taklit ediyormuşcasına ikincil bir ses duyuyorum ama görüntü yoktu. Ulan diğeri de piyasada yokken bu ne gibim işti? Balkonu temizledikten sonra duşa girdim. iyice pisliğimden arındıktan sonra aynanın karşısına geçtim. Ulan sakallarım falan çıkmış resmen büyümüşüm dıbına koyim. Surat hatlarım yaklaşık bi 10 kilo vermemden dolayı iyice keskinleşmiş, bira göbeğim lomple erimiş, kollarım iyice incelmişti. Tamamen bir tren enkazına dönmüştüm. Aynadakinin o küçük 12 yaşındaki çocukla zerre alakası yoktu.
    ···
  13. 63.
    +1
    https://www.youtube.com/watch?v=QzmMB8dTwGs

    Müzeyyen, memlekete gelmişti onunla yüzyüze görüşmek istedim. Gözlerimin içine bakarak bana hiç aşık olmadığını, başka şekilde sevdiğini, benden sakladığı bütün gerçekleri söylemesini istedim. Olur dedi. Memlekete Pazartesi dönüş yapmıştı, dinlensin istedim Perşembe günü buluşalım dedim. Çarşamba günü mesaj attı; "Annemle okul bakıcaz Perşembe günü, Cumartesi buluşsak olur mu?" diye. dıbına koyayım ki yine inandım. E ben de sıkıntıdan patlama noktasına gelmiştim, atlayıp bizim çocukların yanına gittim. Metro'da internetin çektiği duraklardan bi tanesinde sosyal medya sörfü atayım dedim. Snapchat'te 2 güncelleme, 1 tanesi Müzeyyen'in. dıbına koyim zaten tek diş çeken internet snap yüklenip açılana kadar tekrar gitti. Çıldırır vaziyette ayaklarım metronun zemini döverek son durağı bekledim. Son durağa geldiğimizde önce oturup snap'i izledim, böyle ne ev, ne stüdyo biçimsiz gibik bi yerde Müzeyyen ve 1 adet huur çocuğu. Ulan bu şırfıntı hani anasıyla okul bakıyordu?! O an suratımda oluşan ifadeyi gören 2-3 yolcu abartısız şekilde metroyu koşarak terketti. Telefonu cebime atıp yeri izleyerek dışarı çıktım. Kafamı kaldırdığımda klişe bir aşk filmi sahnesinden fırlamışcasına trenin en uç vagonundan Müzeyyen ve 2 adet huur evladı çıktı. içimden; "inşallah o 2'nci huur çocuğuyla metroda karşılaşmışsınızdır aksi takdirde 3 tane huur çocuunu kesmek büyük vakit kaybı olacak" şeklinde %100 savage killing spree planları kurmaya başladım. Müzeyyen yanındaki kazmaları yolladı ve suratında yarım bir gülümsemeyle sanki hiç ayrılmamışız gibi kollarını hafiften iki yana açarak paytak paytak bana doğru geldi. Yüz ifadem ölüm kadar soğuk ve sertti. Boynuma sarılmak için hamle yaptığında bir adım geri çekildim ve sadece tek kelime etmeden yanından yürüyüp gittim.
    ···
  14. 64.
    0
    https://www.youtube.com/watch?v=co5gy_2uOEY

    Ben kendimi zeki bir insan olarak gördüğümü söylemiştim, keza çevremdekiler de bunu onaylardı ama Müzeyyen beni defalarca parmağında oynatmış, defalarca aptal yerine koymuştu ki gerçekten zekamdan şüphe etmeye başlamıştım. O kadar tatlı, o kadar masum, o kadar sevimli bir insan rolünü öylesine bir ustalıkla oynuyordu ki... Kesinlikle tanıdığım en içten pazarlıklı ve en sinsi insan olduğuna emindim ki hala da eminim. O gece eve gittiğimde tartışmaya başladık. Ulan neyin tartışmasını yapıyorsak? Hatun bizi Kadıköy boğasına çevirmiş, defalarca aptal yerine koymuş, daha iyisini bulunca da gibtiri çekmiş, neden uğraşıyosun di mi? Ama yooook. gibtir etmek için fazla aptal, aşık ve akli dengesi bi hayli bozuk bir ergendim. Ellem ettim gallem ettim Cumartesi buluşmaya ikna ettim. Cumartesi sabahı Alex'in Zannetti'ye attığı çalımdan daha estetik bir çalımla bu buluşmayı da iptal etmek istedi.. Neymiş efendim ortalık çok karışıkmış -Gezi Olayları falan var- abisi izin vermiyormuş. E dıbına koyim bizim memleketle istanbul arası 400 km. Oturduğu semt polisine kadar sol görüşlü bi semtti. Çevresindeki en büyük tehlike resmen bendim dıbına koyim. Her neyse, Cumartesi günü orda olacağımı, gelmezse de çokta gibimde olmayacağını(dolaylı olarak) söyleyerek mevzuyu bitirdim.

    Cumartesi akşam 8 gibi bizim çocuklarla buluştuk. Sadece Bertan ve ben varız o ara masada sırtım kapıya doğru bakacak şekilde oturdum. Bertan'la klagib hava, su, üniversite muhabbeti çevirirken bi anda bizim çocuk ayaklanıp "Kanka 1 dakika geliyorum" dedi ve kapıya doğru yürüdü. Bi baktım Müzeyyen'e selam veriyor. Hemen sigarayı kül tablasına basıp Bertan'ın peşinden yazılıp Müzeyyen ve arkadaşına selam çaktım. Müzeyyen beni gördüğüne biraz bozulmuş olacak ki yüzü düştü ve selamıma kuru bi şekilde karşılık verdi. Ben Müzeyyen'i suçüstü yapmanın keyfiyle Stalingrad'da, SS subaylarını dumura uğratmış slav bir general edasıyla masaya geri dönüyordum ki Müzeyyen'de kankasını postalayıp bizimle birlikte masaya yöneldi.
    ···
  15. 65.
    +1
    Bertan karşıma, Müzeyyen yanıma oturdu. Tek kelime etmedim, suratına bile bakmadım, bakamadım. Eğer o gözlerinin içine bakarsam tekrar boğulurdum o bakışların derinliklerinde. Eğer baksaydım o kalemle çizilmiş hokka burnu öpmeden duramazdım ki. Müzeyyen benim kuantum teorimin planck sabitiydi ama müzeyyen ısrarla katolik kilisesinin gerici skolastik faşizanlığını üstleniyordu.

    Aradan 1-2 saat geçtikten sonra ekip tamamdı, ortalıkta dostane bir ortam hakimdi. Çünkü en yakın arkadaşlarım Müzeyyen'in de en yakın arkadaşlarıydı. Kimseyi taraf seçmeye zorlamaya hakkımız yoktu. Delilercesine aşık olduğum ve aynı oranda nefret ettiğim Müzeyyen ile ilk ve son defa aynı masada arkadaşça oturdum..

    Hikayenin Müzeyyen kısmı burda bitiyor. Müzeyyen'e n'oldu diye merak eden varsa, arada sırada hala görüyorum. Benden sonraki sevgilisiyle hala ayrılmadılar muhtemelen evlenirler. Hala dünyanın en içten pazarlıklı ve sinsi kadını, umarım ölür.
    ···
  16. 66.
    +1
    Hikayenin konusundan saptın falan diyen panpalar vardı. Bu parttan itibaren hikayenin asıl konusuna, benim mental sorunlarıma dönüyoruz.
    ···
  17. 67.
    0
    yazsana az daha panpa
    ···