(bkz: runp)

Şarabı salla romantik ortam olmadan sıkılırsın. 4 tane tuborg kırmızı al uyuduğunu hatırlamazsın :D

Haklı amk susun.

Beatles nerede amk.

uppp...

beyler olay dün akşam gerçekleşti. çekirdeğimi alıp parka gitmiştim az kafa dinleyecektim. kavşağın köşesinde park. kavşağın ortasında 5-6 suriyeli çocuk bağırışıyordu. oturdum parka başladım çitlemeye bir dakika sonra bir suriyeli solumda gözüktü.

çocuk: selamın aleyküm.
ben: aleyküm selam buyur ?
çocuk: abi sen bizim paramızı çalacak ?
ben: hayır kardeşim. hadi işine.
ç: abi neden çalacan paramızı ?
ben: kardeşim çalmayacam paranı falan git işine.

(ikinci bir kişi gelmişti.)

ç: abi neden çalacan ?
b: kim diyor çalacam diye ?
ç: bak şunlar (işaret ederek).

burada bir tırstım beyler. sıkıştırıp dövecekler sandım. dıbına koyayım para da yok. elim isveç çakıma gitti. yavaş yavaş kafamı çevirdim. anasını gibeyim iki kişi de sağda belirdi. ortada sıkışmış gibi hissettim.

b: kardeşim çalmayacam paranızı hadi işinize.

bunu dediğim anda hepsi taş almış yerden onları çıkardı. taşlar kafam kadar amk. tırsma zirvede zaten benim. o an hızlıca bıçak çektim.

ç: bıçağı indir.
b: bak başın belaya girer bırakın o taşları paranızı da çalmayacam gibtirin gidin. para vermek istiyorum sigara alacak param yok.

içlerinden biri bu o değil dedi ve dağıldılar.

2 dakika sonra geldi hepsi. bir özür diliyorlar. sigara almış ufaklık herkese ikram etti, paketi bana hediye etmek istediler reddettim. gerek yok ben sonra alırım dedim. anlattılar meğersem benim gibi iri yarı bir adam bunları dövüp paralarını alıyormuş. polis bir şey yapmıyormuş. kampları neden terk ettiniz dedim. kamplar hapis gibi dediler az yemek veriyorlarmış doğru düzgün insan yüzü göremiyormuşsun sigara zaten yok. oradan ankaraya gelmişler yürüyerek. içim parçalandı amk. yalan diyemiyorum çocuğun ayağında ayakkabı yok. çıplak ayak geziyorlar. suriyelilere kötü davranmayalım beyler. kontrolsüz bir şekilde alınıp bu hallere gelmesinden ben de şikayetçiyim ama karşılarında iyi davranalım.

özet: özet falan yok okuyun amk.

ricard dexer shawn'ın damadı enerji bakanı berat albayrak'ın mail arşivi redhack tarafından halka dağıtıldı. bunun üzerine dropbox, google drive, github (yazılım depolama alanı) gibi sitelere yasak getirildi.

rezerveyşın

up lütfen

Aydın insan yetiştiren liselerin tecrübeli öğretmenleri değiştirilmek isteniliyor haberlerde görmüşsünüzdür. Bu okulları akp hükümeti "Proje Okul" ilan etmiş ve mebe bağlamıştı. Bu yıl meb 8 yılını doldurmuş tüm öğretmenleri dağıtmak istiyor. Bu öğretmenlerin çoğu 20 yılını aşmış, meslek hayatında uzman ve öğrencileriyle iletişimi mükemmel insanlar. Bu tür okullardaki öğretmenlerin %80 - %90 ı tarif ettiğim şekildedir.

"#ogretmenimedokunma" hashtagi ile twitterden yazıyoruz.

Adminlerden ricam başlığı trende taşıyalım. Desteğe ihtiyaç var. Bu tür okullara yeni mezun olmuş öğretmenler atanırsa mezun veremeyecek düzeye inebilir. Bu tür üst düzey okulların öğretmenleriyle uğraşmak yerine düşük seviyeli liselere öğretmen atanıp yüksek düzeye çıkarılabilir.

Sesimizi duyuralım beyler.

seri yaz oç

rezerveyşın

Haklısın. Az önce bir hikaye anlattım. içinde kızı şöyle gibtim böyle çevirdim olmadığı için trendde 1'e çıkamadı. Ben de bilirdim öyle anlatmayı ama karakterimden ödün vermem.

allaha plotoniksin yani :D

Ateist olma yolunda ilerliyorsun. ilk durağın Deizm.

Merhaba kardeşim, tüm sorularına cevap vermek istiyorum. Ateistim ama tüm kitapları okudum. Lütfen sonuna kadar oku.

1-) Hristiyanlara göre ve incil'de yazanlara göre isa tanrının oğludur (çocuk anlamında değil manevi anlamda). Tanrının sağında oturur. Ne yazık ki bizim çomarlar bunu "Ulan Allah'a küfür etme. Allah'ın çocuğu olmaz ulan." şeklinde algılıyor. Gelelim Kuran ile incil arasındaki çelişkiye. Tevrat, Zebur ve incil'de tanrının adı olarak Rab ve Yahova kullanılmıştır. Ancak Kuran'da tanrının adı Allah olarak geçmektedir. Bu iki farklı tanrı varmış gibi yorumlanmasına sebep olur bu yüzden hiç bir Hristiyan Kuran'ı kendine yol gösterici görmez. ikinci sebep ise Hristiyanlar, incil'de yazan ayetteki isa bizim günahlarımızı temizlemek için kendini çarmıha gerdirdi ifadesine inanır. Kuran'da bu ifade "Nisa Suresi, 157. ayet: "'Allah elçisi Meryem Oğlu isâ Mesîh'i öl­dürdük.' demeleri yüzünden... Halbuki onu ne öldürdüler ne de çarmıha ger­diler; (başkası ona benzer kılındığı için) şüphe içine düşürüldüler. Onun hak­kında ihtilâfa düşenler, bu konuda tam bir kararsızlık içindedirler. Bu husus­ta zanna uyma dışında hiçbir bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmemişlerdir." yani Yahuda isa'yı ispitlediğinde, incil'e göre isa çarmıha gerilmiştir. Kuran'a göre ise isa yerine isa kılığına sokulmuş Yahuda öldürülmüştür.

2-) incil indirilmemiştir. incil dediğimiz kitap isa öldükten sonra onu tanıyanlar tarafından hayatının yazılı olduğu ve havarilerinin Hristiyanlığı yaymak amacıyla gönderdiği mektupları içeren bir kitaptır. 4 tane seçilmiş isa'nın hayatı kitabı vardır. Matta, Markos, Luka, Yuhanna. Bu dört kitap + mektuplar incil'i oluşturur.

3-) Lucifer bir meleğin adıdır. Şeytan da bir melektir ancak şeytan tanrının emrine karşı gelen bir melektir. Bu yüzden adı şeytandır. Tevratta yaratılış bölümünde şeytan yılan kılığına girip Havva'yı kandırır. Lucifer diye bir ibare geçmez. Başka bir yerde geçse de Lucifer cin değildir. Cinler insanlarla irtibata geçemez.

4-) incili baştan sona okudum. Lucifer kelimesini görmedim. Eğer gözümden kaçtıysa affınıza sığınıyorum ancak dediğim gibi Lucifer bir melektir. Kuran'da cin yazıyorsa ayetlerinizi getiriniz. Ben size iş yerimden mümkün olduğunca ayet göndermeye çalışıyorum.

5-) Kardeşim Müslümanlar dediğin kesimin %90' ı neye inandığını bilmiyor ki. Geçen bir Müslümanla konuştum. Adam incil indirildi ama papazlar değiştirdi diyor. incil'in ne olduğunu bile bilmiyor. Bana göre Tevrat-Zabur-incil-Kuran zincir kitaplar. Hepsinin okunması şart. Sadece Kuran'ı okuyarak bir şey anlayamazsınız. En baştan başlayın.

6-) Hiç bir kitabın değişmediğine garanti veren bir şey yok ki. Son yıllarda bu işler daha da kötüleşti. Kuran mealcileri sırf insanlar inansın diye yalan ayetleri yalan tercüme etmeye başladı. Aynı şey incil içinde geçerli. Ha bu arada incil kesinlikle Kuran gibi bir kitap değildir. Kuran'da şu günah şu sevap derken incil'de isa'nın davranışları, örnek alınması gereken ifadeleri vb... yazar.

istersen kimliğin fotoğrafını atabilirim *

Gamzem istemiyordu Türkiye'ye dönmek. Mutluyduk. Okullardan komple kurtulmuştuk. Artık çalışıyorduk tabi dünya para. Amerika'da yaşamak kolaymış beyler. Her yeni çıkan iphone satın alabilecek kadar rahat. Orada şöyle bir tarife var. Belirli bir para ödüyorsunuz her ay. Size en son çıkan telefon geliyor. Yeni iphone çıktığında eskiyi verip yeniyi alıyorsunuz. Sigarayı da bırakmıştım. Gamzem çok diretmişti. Ailemle konuşmuştum. Onları da bizim eve taşıyacaktık. 2 ay sonra taşındılar. Rahat edemeyince bir ev kiraladık. Şehre 1 kilometre 2+1. ideal ev bizimkiler için.

Birlikte şirket kurmuştuk. işlerimiz iyiydi. Bir şekilde tutunup gitmiştik oralarda. Hayatımın geri kalanını burada geçirecektim. Kararımı vermiştim. Halan uyguluyorum. ilerde bir de çocuk düşünüyoruz. Ayrılmadık. Mutlu sonra bitti benim hikayem. Eğer Gamzem bana sıcak davranmasaydı ya da ben toplan eve çıkıyoruz demeseydim farklı bitecekti belki de sonu. Hayatta karşınıza ne çıkarsa daha güçlü olun beyler. En ufak yenilginiz kaderinizi değiştirebiliyor. Kaderi tanrı çizmez, herkes kendi kaderini kendi çizer.

Okuyan gözlerinizi, şukulayan ellerinizi öperim.

Sona yaklaşıyoruz beyler. Çok uzatmak istemiyorum. Sıkmak istemiyorum sizi. Hafta da bir size böyle yaşanmış bir hikaye anlatacağım. Şukulayan ellerinizi öperim.

Kapıyı açtım. içeri ilk adımımı attığımda annesiyle yüz yüze geldim. Bir anda üstüme koştu. "Oğluuuum". Bunu hiç unutamayacağım beyler. O kadar şaşırmıştım ki... Sarılıp ağlamıştı. Arkadan Gamze gelince hemen pabucumu dama attılar. Gitti ona sarıldı ağladı falan. Ben puştun yanına gittim. Yüz yüze bakıştık. Sonra ona şunları söyledim,

-Biz düşündüğün gibi üniversite terk çift olmadık. Kızını Amerika'da okutuyorum. (yüzüğü göstererek) Artık evliyiz. Senden bunun için izin isteyecek fırsatım olmadı ama şimdi soruyorum. Kızınızı bana verir misiniz ?
+Oğlum, Biz öyle anılar duyduk ki. Üniversitede aşığı için kaçanı mı dersin. Sevgilisiyle aynı bölümü okumak için tercih yapanı mı dersin ama seni gözüm tutmamıştı. Meğersem yanılmışım. Kızımı bu şekilde okutacak kadar çalışkansın. Kızımla evlenebilirsin. Ona gözün gibi bak.
-Bakacağım babacığım (Babacığım ne lan).
+Hızlı alışıyorsun. (Gülümseyerek)
-Siz sigara içmezdiniz. Nereden bu kanser ?
+Kızım ortadan kaybolunca başladım. Günde 4 paket içiyordum. Gamze'ye söyleme olur mu ? Kendini suçlu hissetmesini istemiyorum oğlum.
-Tamam babacığım (Bak yine). Üzgünüm ama bize başka çare bırakmamıştınız.
+Biliyorum suç sizde değil.

Hayatımın en derin konuşmasıydı. Sonra Gamze geldi konuştu ikimiz yanında bekledik bir müddet. Doktorla konuşmak istedik. Doktorun dediğine göre son evredeymiş kanseri. iyileşmesi mucizeymiş ancak Amerika'daki tedavi yöntemleri iyileştirebilecek şans verirmiş. %30 muş o şans. %30 Şans için dünya para verecektik. Gamzem onu o şekilde bırakamayacak kadar alçak gönüllüydü. Yapacakta bir şey yoktu. Konuştuk ettik adamı Amerika'ya taşıttık. Bizim evde 1+1 öğrenci evi. Annesi de geldi. Bize maddi destek sağladı. Daha iyi bir eve taşındık. O hep filmlerde olur ya. Yeşiller içinde garajı olan bir ev.

Bu pekekent iyileşmeye başlamıştı. Işığımın dersleri yerlerde sürünüyor zaten. Bir gün çektim konuştum. Bu derslerin böyle gitmemeliydi. Kariyerin ailenden daha önemli. O iyileşecekti. Bundan adım gibi emindim. Zar zor ikna ettim. Çalışmaya başlamıştı. pekekentte iyileşiyordu.

Yaklaşık 5 ay geçmişti. Yüksek lisansımız bir yıl sonra bitecekti. Işığımın babası iyileşmişti. Türkiye'ye yollamıştık. Annesi zar zor dönmüştü. Giderken o gözünden düşen yaş efsaneydi beyler. Kendimden utanmıştım. Acaba ne kadar doğru yapmıştım ki. Her şeyleri kızları olan bir aileden kızlarını almıştım. Aslında o beni almıştı. Türkiye'ye dönmeli miyiz diye düşünüyordum. Işığım ailesine pek düşkün değildi ama ben yaptığımız kötü olduğunu düşünmeye başlamıştım.

Müsait olduğumda uğrarım dostum. Yalnız sigaralar senden *

Her şey güzeldi beyler, işlerimiz mesleğimizle alakalıydı zaten. O sırada yüksek lisans yapıyorduk. Ben oturma izni alabilmiştim, o halen okul sayesinde alabildiği vizeyle devam ediyordu (Amerika'da izin almak ne kadar zormuş bir bilseniz.).

O gün akşam bir telefon geldi. Arayan bir Türk numarasıydı. Tabii ben ne oluyor lan şeklinde bir tepki vermiştim çünkü arayanımız belliydi ve skype kullanarak konuşurduk. Açtım telefonu,

-Alo
+Gamze nerede ?
-Ben eşiyim nasıl yardımcı olabilirim ?
+Babası şu anda hastanede. Uzun süredir akciğer kanseriymiş. Eşine dahi söylememiş.
-Tamam ben ileteceğim kendisine.

Enteresan olan olay akciğer kanseri olmasıydı. Bu pekekent sigara bile içmiyordu. Gamze duştaydı. Çıkınca dudağına bir öpücük kondurup,

-Işığım sana bir şey anlatmam lazım.
+Ne oldu concon ??
-Baban iyi değilmiş
+Ne ?
-Akciğer kanseriymiş. Hastaneye kaldırmışlar.
+iyi de babam sigara bile içmez ki.
-Gel okulla konuşalım bize bir hafta izin ayarlasınlar. Ne kadar sevmesek de o senin baban. Görsen iyi olur.
+iyi tamam.

pekekent herif ölmeden görsün ikimizi istedim. Yoksa baba kız falan umurumda değildi. Hemen okula gittik. Öğretmenlere durumu anlatınca sadece 1 hafta koşuluyla anlaştık. Hemen biletleri ayarladım (Aynı gün için aldığım biletteki kazığı başka yerde yemedim beyler. Gidiş dönüş 3000 Dolar mı ne vermiştik.). Ankara'ya vardık. Bizim eve gittik hemen. Ailemi görmeyeli yıllar olmuş tabii. Görünce öyle bir mutlu oldular ki. Ara sıra ilgilenmek gerekiyormuş ailelerimizle yeni öğrenmiştim bunu. Olayları anlattık, hemen yatak hazırladılar ikimize.

Duşa girip çıktık hemen. Yolda o kadını arayıp hastaneyi sordum. Babam sağ olsun arabayı da vermişti. Hızlıca hastaneye gittik. Gamzem yavaş adımlarla odaya yürüyordu. Omzundan tuttum,

-Ailenle yaşadıklarının sorumlusu benim, izin ver ilk ben gireyim.
+Tamam.

Hayatımın en heyecanlı anlarından biriydi. Yıllar önce kızını kaçırıp Amerika'ya attığım aileyle görüşecektim. Tepkilerini az çok tahmin edebiliyordum.

Geldim dostlar. Trenddeyiz elinize sağlık. Hemen devam ediyorum. Bu arada gerçek değil bu falan yazanlar olmuş. Klagib liseli ilişkisi olsa hiç uğraşmazdım.

Hazırlığı atlamıştık. Önümüzde dört yıl vardı. Sonra evlenecektik. isteğe özel program kodlayarak geçiniyorduk. Az para da kazanmıyorduk. Üniversiteyi bitirince bir hayalim vardı. Yurt dışına çıkmak. Özellikle Amerika'ya. Gamzem de istemişti. Yeni bir hayat, yeni insanlar... Odtü güzeldi ama değişikliğe ihtiyacımız vardı.

Bir gün aklıma takılmıştı. Neden şimdi evlenmiyorduk ki ? Neden okulun bitmesini bekliyorduk. Zaten aynı evde yaşıyorduk. Beraber yer içerdik. Her şeyi birlikte yapardık. Büyük gün gelmişti. Orta fiyata iki alyans almıştım. Evlenme teklifimi yapacaktım. Eve geldim. Gamzem oturmuş bana film arıyordu. Bir öpücükten sonra yüzüğü çıkardım ve parmağına taktım. Artık tamamen tek bedeniz dedim. Çok mutlu olmuştu o an.

Yıllar aktı gençler, ailem benle gurur duyuyordu tüm yaptıklarım için. Üniversite de bitmişti. Bizim için Amerika zamanı gelmişti. Benim zaten vize sıkıntı olmuyordu. Gamzeme de almıştık. Kaliforniya'ya yerleşecektik. Dediğimizi de yaptık. Yüksek lisans için başvuru yaptık. Kabul edildik. Hem okuyorduk hem çalışıyorduk eskisi gibi. Artık karışanımızda kalmamıştı.

Beyler yarın çok önemli bir işim çıktı (patron aradı) istek üzerine son bir part atıp yatacağım. Bitip bitmemesi size kalmış uzun da anlatabilirim kısa da. Mobilden yazacağım hızım düşecek biraz.

Var panpa. Metro açılmadan önceydi hikaye. Halen var ama. Arcadiumun oradan kalkıyordu.