/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +17
    Edit:Herkese günaydın. Üniye gidene kadar buraya elimden geldiğince hızlı bir şekilde atacağım. Saat 12.00 da çıkacağım evden yani 2.30 saatimiz var. Devam edelim.

    "O sana emanet." kelimesiyle birlikte uyandım. Sadece bir kelimeydi ama içim titremişti. Biraz soluklanıp kendime geldim. Bugün günlerden pazardı. Pazar günü pazar alışverişi yapardım. Ve babam yine pazar parasını ekgib etmemişti. Dün yaşadığım şey muhtemelen bir rüyaydı. Rüya olmalıydı. Ejderhalar gerçek değildir çünkü. Ama hikaye çok karamsardı. O mağaraya tekrar girecektim ama pazar alışverişinden sonra. Pazara gittim ve domatesin kilosunun 6 tl olmasına yakınırken Derya'yı gördüm. Eski sevgilim en yakın kankasını. Ve yanağımdaki yara aklıma geldi. Yanağıma dokunduğumda hiçbirşey hissetmiyordum. Ne bir acı, ne de bir sızlama. Bir aynaya doğru koştum ve baktım. Gerçekten de hiç yaram yoktu. Nasıl olur? Hatırlıyorum morarmıştı. Tabi ya o ejderha. Çok hoşuma gitmişti. Dayak yedim ve eseri yok şimdi. O yara olsa durmadan o olayı hatırlardım. Bu da o ejderhanın rüya olmadığının başka kanıtıydı. içimde bir heyecan vardı. Hemen pazar alışverişini bitirip ejderhanın yanına gitmek istiyordum. Ben aynaya bakarken arkamda Derya belirdi.

    D-"Bir bine dün olanları duydum üzüldüm. Sen iyi misin?" iyi miyim? iyi miyim? Soru mu bu şimdi? Tabiki berbatım.

    b-"Sana nasıl gözüküyorum?"

    D-"Dün yanağın morarmıştı seni aradım ama bulamadım makyajla falan mı gizledin yaranı? Bunda utanılacak bişey yok hepsi o Melisa'nın hatası."

    b-"Hayır yaramı gizlemedim. Yaram yok çünkü. Bir krem sürdüm hemen iyileşti" diye yalan söyledim ve devam ettim: "Hem beni üzen şey onun hatası değil benim onu hala seviyor olmam. içten içe hala gelse ve ben pişmanım dese affedeceğimi hissediyorum. Ama neden bana bunu yapar ki? Neden yani? Ne yaptım?" Derya sessizleşti. Nedenini biliyor gibiydi.

    D-"O başından beridir Serdar'ı seviyordu. Sadece Serdar istedi diye seninle çıkıyormuş gibi yapıyordu."

    b-"Sen bunu biliyordun ama bana söylemedin mi yani?" Midem bulanmıştı. Artık ağrılarımın sancıları fena artmıştı. Pazar alışverişim zaten bitmişti ve mağaraya doğru koşmaya başladım. Derya ise

    D-"Bir bine dur bekle" diyordu ama onu dinlemiyordum. Sadece koşuyordum mağaraya doğru. O mağaraya girmem lazımdı. Bu olanları unutmam lazımdı. Neden ki? Sırf oynamak için miydi bu kadar şey? Bu kadar acı bu kadar hüzün hepsi oyun muydu? içim intikam ateşiyle yanıp tutuşuyordu. Ama acı şu an daha baskındı. Mağarayı görür görmez içeri girdim elimdekileri bırakarak. Mağaraya girdiğimde ejderha şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Ağladığımı görüyordu.

    E-"Ne oldu?"

    b-"Hikayenin kalanını dinlemeye geldim" dedim kendimi dizginleyerek. Ejderha ise

    E-"Acını saklamana gerek yok. Burada kimse yok istediğin kadar ağlayabilirsin" dedi ve bende kendimi tutmadım. Hıçkıra hıçkıra bağıra bağıra ağlamaya başladım.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster