Berkay "Ne oldu senin canın sıkkın gibi." dedi. Anlattım olanları "Takma boşver." dedi. "Sağol dıbına koyayım senin sayende artık daha iyiyim." dedim. Kafamı dağıtacak bir şeyler yapmalıydım. Berkay yatağın altından tabu çıkardı, bizim grubu da çağırdı. Hep beraber güldük, eğlendik. Sabah biraz geç uyandık. Kahvaltıya indik. Kızı gördüm "Günaydın" dedim. Gülümseyerek "Günaydın, dün için tekrardan kusura bakma." dedi. "Dediğim gibi sorun değil dedim." Otelin bahçesinde biraz dolaştık. Sonra eşyaları alıp, Soest'e geri dönüş için otobüsle yola koyulduk. Yolda giderken ilk öpüşmemiz geldi aklıma, kıza döndüm çenesinden tutup kafasını bana doğru çevirdim ve öpüşmeye başladık. ilk olduğu gibi şehvetli ve uzun değildi ama yine de idare ederdi. Biraz zaman geçtikten sonra bana dönüp "Burada olanlar burada kalsın." dedi. Benim zaten söylemeye niyetim yoktu, çünkü asıl derdim zaten Alman kızın duymamasıydı. Alman kızla nerdeyse 1 senedir Macaristan'dan beri konuşuyordum, değer veriyordum yani bu olay yüzünden kızı kaybetmek istemedim. Soest'e vardık ama unuttuğum bir şey vardı. Alman kızın en yakın arkadaşı benim gibtiğim kızla beraber kalıyorlardı.