+12
Evet, gayet rahatsızım. Adamın sınıftaki en ufak bir meseleden dolayı dersten attığı öğrencinin haddi hesabı yok. ahatsızım ve takışacak kadar havamda değilim. Adamla göz göze gelmemek için büyük gayret sarf ediyorum. Hatta defteri karalayıp oyalanmak çin kalemime davranıyorum ki hoca şah çekiyor:
-Arkadaki, gel şuraya otur.
Nasıl da net duymuştum emir kipinde kurulmuş bu cümleyi. Şansımı denemekten başka çare bırakmadı hoca bana. Evet, bana kısa vadede herkesin duyduğu bu emir cümlesini duymamazlıktan gelmekten başka çare bırakmayan hocaya aşk olsun.
Aradan beş dakika geçmesine rağmen bana aynı emir cümlesini tekrarlamayan hocaya gönül koymaktan vazgeçip “halden anlayan adamın tavrı başka oluyor, yediği nanenin farkına vardı ki oda beni görmezlikten geliyor” gibi iyimser cümleler geçiyor içimden. Fakat elimde kalem, tedbiri de elden bırakmayıp rahatsız bir şekilde defteri karalamaya devam ederek umursamaz rolü oynayan ve can kulağıyla dersin bitmesini bekleyen zavallı ve onurlu bir öğrenci olduğumun da gayet farkındayım