/i/İnanç

İnanç
  1. 1.
    +10 -2
    Selamun Aleyküm arkadaşlar. Ben bir aralar agnostizme (Tanrının var olup olmadığını bilemeyeceğimizi savunan düşünce akımı) aklı kayan bir kardeşinizim. Son zamanlarda oruç tutmayı bile bırakmıştım. Namaz desen bayramdan bayrama zaten. Bir türlü tam anlamıyla iman edemiyordum. Sonrasında şu ayetler üzerinde kafa yormaya başladım;

    Göğü gücümüzle biz kurduk ve onu biz genişletmekteyiz.

    Zariyat 47

    Arabistan'ın cahiliye devrinde bilim denen bir şeyin olmadığı bir ortamda Hazreti muhafazid bunu nasıl uydurabilir?

    Big Bang modeline göre, evren genişlemeden önceki bu ilk durumundayken aşırı derecede yoğun ve sıcak bir halde bulunuyordu. Yani âlem tek bir parça idi. Daha sonra Big-Bang denilen büyük bir patlamayla birbirinden ayrılarak şu andaki şeklini aldı.

    Bilim adamlarının 19. Yüzyılda ancak ulaşabildikleri bu bilgiyi Kur’an bize 1.400 sene önce haber vermektedir.

    Şöyle ki: Enbiya Suresi 30. ayet-i kerimede şöyle buyrulmuştur: “O inkâr edenler görmüyorlar mı ki, göklerle yer birbiriyle bitişik iken biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Hala inanmıyorlar mı?”

    Ayet-i kerimede “birbiriyle bitişik” olarak tercüme edilen kelime “ratk” kelimesidir. Ratk, birbiriyle iç içe, ayrılmaz durumda, kaynaşmış” anlamlarına gelmektedir. Yani tam bir bütün oluşturan iki maddeyi tanımlamak için Arapçada bu kelime kullanılır.

    Ayet-i kerimede geçen “fatk” kelimesi ise “ayırmak” manasına gelmektedir. Arapçada bu fiil, bitişik durumdaki bir nesneyi yarıp, parçalayıp dışarı çıkarma anlamında kullanılır. Mesela, tohumun filizlenerek topraktan dışarı çıkması Arapçada bu fiille ifade edilir.

    Şimdi ayet-i kerimeye tekrar dönelim: Ayette göklerle yerin birbiriyle bitişik, yani “ratk” olduğu bir durumdan bahsediliyor. Ardından bu ikisi “fatk” fiili ile ayrılıyorlar. Yani biri diğerini yararak dışarı çıkıyor.

    Gerçekten de Big Bang’in ilk anını düşündüğümüzde, evrenin tüm maddesinin tek bir maddede toplandığını görüyoruz. Diğer bir deyişle; her şey, hatta henüz yaratılmamış olan gökler ve yer bile bu maddenin içinde, birbiriyle iç içe ve ayrılmaz durumdadırlar. Yani ayette ifade edildiği gibi birbiriyle iç içe, “ratk” durumundaydılar. Ardından bu madde şiddetli bir patlamayla yarılıp ayrıldı. Yani Kur’an’ın “fatk” kelimesiyle beyan ettiği ayrılma fiili meydana geldi.

    işte Kur’an, bilim adamlarının asrımızda ancak keşfedebildiği Bing-Bang teorisini, bizlere tam 1400 sene önce haber veriyor.

    Kim insaf ile düşünse şunu kabul eder ki: Bir insan, 1400 sene önce, astronominin olmadığı bir asırda, gökyüzünü kendi başıyla keşfederek bu haberi bizlere veremez. Öyle ya, bilim adamlarının bundan 100 sene önce keşfedebildiği bir hakikati, bir beşer 1400 sene önce kendi başıyla keşfedebilir mi?

    Yeryüzünde onları sarsmasın diye sabir dağlar yarattık.

    Enbiya 31

    Kur'an geçtiğimiz yüzyılda ancak keşfedilebilen bilimsel gerçek dağların depremi engellediğini bize 1400 yıl önceden söylüyor.

    Ozan tabakası

    “Gökyüzünün korunmuş bir tavan kıldık” (Enbiya: 32)

    Dünyamızı güneşin zararlı ışınlarından koruyan ozon tabakası gökyüzünün hemen dışarısında daire gibi gök yüzümüzü çevreler.

    Ayeti kerime dünyanın tavanı olan gökyüzünün korunmuş olduğunu bizlere bildiriyor. Ne ile korunuyor Gökyüzü sorusuna cevap, ozon tabakasıdır.

    Allah’u Teala çöl bedevisinin inkar edemeyeceğini fakat 2000 yılının teknolojisinin keşfedebileceği bir mucizeyi bir kelime ile bizlere bildirir. 
     

    YEDi KAT GÖK

    "Allah yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı." (Talak Suresi, 12)

    Dünya atmosferinin yapısı, Kuran'ın işaret ettiği gibi, başlıca yedi bölümden meydana gelir. Atmosferde katları birbirinde ayıran yüzeyler bulunmaktadır. Encyclopedia Americana'nın (9/18 verdiği bilgiye göre, sıcaklığa bağlı olarak yerden itibaren şu katlar sıralanır.

    1.Kat Troposfer: Kalınlığı kutuplarda 8 km. ekvatorda 17 km'ye kadar ulaşır. Bu kat bulutların büyük bir bölümünü kapsar. Sıcaklık yükseltiye bağlı olarak kilometrede 6.5°C azalır. Bu katmanın Tropopoz diye adlandırılan ve hızlı hava akımlarının olduğu kısımda sıcaklık -57°C'de sabit kalır.

    2.Kat Stratosfer: 50 km yüksekliğe ulaşır. Burada mor ötesi ışınlar soğurulduğu için ısı açığa çıkar ve sıcaklık 0°C'ye kadar yükselir. Bu soğurma sırasında ısının yanında Dünya için hayati önem taşıyan ozon tabakası da ortaya çıkar.

    3.Kat Mezosfer: Yüksekliği 85. km'ye kadar çıkar. Burada sıcaklık -100 C'ye iner.

    4.Kat Termosfer: Sıcaklık giderek yavaşlayan bir tempoda artar.

    5.Kat iyonosfer: Bu bölgedeki gazlar iyon halinde bulunur. Radyo dalgalarının iyonosfer tarafından tekrar Dünya'ya gönderilmesi sayesinde yeryüzündeki iletişim sağlanır. 

    6.Kat Ekzosfer: 500 ila 1000. km'nin ötesinde, özellikleri tamamen Güneş'in etkinliklerine göre değişen tabakadır.

    7.Kat Manyetosfer: Burası Dünya'nın manyetik alanın kapladığı büyük bir boşluğu andıran alandır. Enerji yüklü atom altı parçacıklar Van Allen Kuşakları olarak adlandırılan bölgelerde tutulur.

    DENiZLERiN BiRBiRiNE KARIŞMAMASI

    Akdeniz'de ve Atlas Okyanusu'nda büyük dalgalar, güçlü akıntılar ve gel-gitler vardır. Akdeniz'in suyu, Cebelitarık Boğazı'nda Atlas Okyanusu ile karşılaşır. Ama bu karşılaşma sonucu kendi sıcaklık, tuzluluk ve yoğunluk özellikleri değişmez. Çünkü iki deniz arasında görülmeyen bir sınır vardır. 
    "Birbirleriyle kavuşup karşılaşmak üzere iki denizi salıverdi. ikisi arasında bir engel (berzah) vardır; birbirlerinin sınırı geçmezler." (Rahman Suresi, 19-20)

    Evet beyler bu ayetler Ateizm, Agnostizm, Panteizm ve türevlerini tek başına çürütebilir.

    Okuyun, araştırın, işinize gelmediği için iman etmemezlik yapmayın. Nasıl evren yaratıldıysa ahiret de yaratılacak.

    Bunu yeni keşfetmem ne kadar üzücü bir bilseniz...

    Özet: Özet yoktur arkadaşlar lütfen hepsini okuyun. Gönlü ferahlayanlar olduysa ne mutlu bana.
    ···
   tümünü göster