Kamal Nutuk'ta şöyle söylemiştir:
"Bu geniş yetkinin, beni istanbul’dan sürmek ve uzaklaştırmak maksadıyla Anadolu’ya gönderenler tarafından, bana nasıl verilmiş olduğu garibinize gidebilir. Hemen ifade etmeliyim ki, onlar bu yetkiyi bana bilerek ve anlayarak vermediler. Ne pahasına olursa olsun, benim istanbul’dan uzaklaşmamı isteyenlerin buldukları gerekçe «Samsun ve dolaylarındaki güvensizlik olaylarını yerinde görüp tedbir almak üzere Samsun’a kadar gitmek» idi."

Kendi sözlerine göre Samsun'a isteyerek değil istanbul'dan sürgün edilerek gitmiş.

Ayrıca 19 Mayıs 1919'dan çok önce Wilson ilkelerinde şu madde vardı:
"Bugünkü Osmanlı imparatorluğu'ndaki Türk kesimlerine güvenli bir egemenlik tanınmalı, Türk yönetimindeki öbür uluslara da her türlü kuşkudan uzak yaşam güvenliğiyle özerk gelişmeleri için tam bir özgürlük sağlanmalıdır. Ayrıca Çanakkale Boğazı uluslararası güvencelerle gemilerin özgürce geçişine ve uluslararası ticarete sürekli açık tutulmalıdır."

Zaten Kurtuluş Savaşı olarak bahsedilen dönemde istanbul ingiltere'nin işgali altındaydı fakat o dönemde ingiltere ile herhangi bir savaş olmamıştı. Anadolu'daki işgaller halkın Ankara hükümetini daha kolay kabullenmesi maksadıyla yapılmıştır. Eğer TBMM'nin orduları düşmanı yenmiş ise neden Wilson ilkeleri'nde ifade edildiği gibi şehirlerin Türkiye'ye bağlanıp bağlanmayacağı hususunda Türklerin çoğunlukta olup olmadığına bakıldı, nüfus sayımları yapıldı?
Şu resmî tarih masallarını bırakın. ilkokuldan başlayarak üniversite 1. sınıfa kadar aynı yalanlar tekrarlanıp duruyor. Biraz araştırın Kamal gerçekte neymiş görün.