bu arada okul hayatım güzeldi. zaten kolej olduğu için dersler pek umurudma değildi. hocalar yardım ediyodu. okuldada bir kızla yakınlaştım. bir hafta boyunca hep msnden ve telefondan yazıştık. sevgili gibi olduk diyebilirim ama daha adını koymadık. sibel ablayada bundan söz ettim. çok sevindi. kızdan bahset bana dedi. bahsettim kızdan sibele. hafif açık renk saçlı dedim. beyaz tenli ve oldukça güzel bi gülüşü vardı. gamzeleri çok tatlıydı. onunda annesi yok dediğimde sibel abla ypma yine dedi. ağlıyacağımı anladı. bebek gibi ağlardım hep o yaşta bile. sürekli bir şeyi bahane ederdim. sank extacy atmış ve düşüş yaşar gibi. ağlamak için sebep arardım. allahtan şimdi o kadar değil. neyse. işte bu aldı beni yine sarıldı. neden hep böyle yapıyosun dedi. annenin mezarına gidelim istersen beraber dedi ama o an ittim sibeli. annem olmak istemiyo olabilirdi ama annemin mezarına beraber gitmeside fazla cüretkardı. anladı kızdığımı ve hemen yanlış düşnme. beraber gidelim sen tek ziyaret et dedi. ben arabada otururum dedi. bende kabul ettim. okuldaki tanıştığım kızla gece yazışırken annemin mezarına gidicem yarın sabah dedim. olayı dramatize ettim gene salak gibi. kızla ne güzel romantik romantik konuşurken gene duygusala bağladım. kızıda ağlattım. oda üzüldüm dedi. derken sabah oldu ve ben sibelle üzerimizi giymeye koyulduk. haliyle siyah giyindik ama sibel yine ciksiydi. dar bi keten pantolon gibi bir şey giymişti. annemin mezarına gidiyoduk e ben hala iğrenç şeyler düşünüyodum. kendimden bi daha utandım.