/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    0
    Sabah uyandığımda çığlıklar birer dalga gibi dolmuştu hemen doğrulup aşağı odadan dışarı çıkmamla Fuvlus amcanın yerde cansız bedenini yanı başına çökmüş ağlayan adelyni görmem bir oldu –ne oldu burda aman Allahım . ağlayarak hıçkıra hıçkıra +bilmiyorum, bilmiyorum kalktığımda bu haldeydi ne oldu neden gittin babaa. Diye haykırmaya devam etti mirinda ve anneside yanımıza geldiğinde adelyni sakinleştirmeye çalıştılar, banabu kadar iyiliği dokunmuş bir insanın cansız bedenini yerde görmeye daha dayanamadım bir yandanda soğuk kanlılığımı korumaya çalışıyordum ,benim güçlü olmam lazımdı –ben ağırdan malzemeleri alıyımda biran önce gömelim ,onun tanrının cennetine girebilmesi için dua edebilmemiz lazım ve birinin bu işte bana yardımcı olması lazım. Dedikten sonra mirindanın annesiyle ağıra gittik dönüp Fulvus amcayı çitletin yanına kadar getirdik cansız bedeni olduğundan daha ağırdı. yere bıraktığımızda bizi evine aldığı ilk gün aklıma gelmişti, kafamdakileri bir kenara bırakıp kazmaya başladım derin bir çukur kazdıktan sonra nefes nefes –hadi şu işi bitirelim. Diyip fulvus amcayı o hafif taşlı hafif kahverengi çukurun içine bıraktığımızda gözlerime hakim olamadım arkamı dönüp küreği arıyormuş gibi durduktan sonra –tamam bundan sonrasını ben hallederim deyip mirindanın annesini yollamıştım. gittikten sonra her toprak atışımda gözümden düşen yaşlar toprağa damlıyordu ,her küreğimde yaşlı gözlerimle yuğurulmuş toprağı Fulvus amcanın bedenine atmak ızdırap vermeye başlamıştı . sonunda hafif tepecik oluştu ve elimle anlımda teri atıp tepenin başına bir tahta koydum evden rahatça görülebiliyordu.-huzurla yat fulvus amca… dedikten sonra eve döndüm adelyn kendine gelememişti daha mirindada onla beraberdi ,odaya geçtim ve düşünmeye başladım
    Uzandım. pürüzlü gri taşlara bakıyordum ,tavan olması gerekenden daha yakın geliyordu ,odanın duvarları üstüme gelmeye başlamıştı ,yüz üstü kafamı yastığıma gömüp rahatlamaya çalışırken uyuya kalmışım, uyandığımda şafağa yaklaşıyordu. kalktım biraz hava almak için bahçeye çıktım ,dışarı çıktığımda toprağa oturmuş tarlalara bakan adelyni gördüm seslenmeden gittim yanına oturdum , kolunun sıcaklığını kolumda hissedebiliyordum, dönüp- ne kadar acı değil mi .sevdiğin insanın cansız bedenini görmek+taurin ne diyeceğimi bilemiyorum, aslında yaşamak için pekte sebebim kalmadı artık napacağımı bilmiyorum. diyerek tekrardan ağlamaya başladı kafasını göğsüme koydu bir süre öyle kaldıktan sonra çenesinden tutup bana bakmasını sağladım.o yuları bakar vaziyette bana bakarken dudaklarına bir buse kondurdum ,gözlerini kapatmıştı o gözyaşlarıyla ıslanmış dudağını bir buse daha kondurdum sonra elimi beline atıp üstüme aldım biraz daha dudaklarıyla dans ettikten sonra –bana lazımsın ve yaşamak için hala birçok nedenin var. doğruldum eve doğru gidip tekrardan odaya girdiğimde kendi kendime buraya bağlanmamalıyım burda vakit kaybediyorum gibi sorularla boğuşmaya tekrardan başlamıştım.bir günüm tarla işleri ev düzen yemek derken bitmişti. kararımı vermiştim yarın sabah erken kalkmam lazımdı..
    Sabahın ışıkları odaya dolarken odamdan hışımla çıkıp kapının girişindeki Fulvuzun silah takımlarını ve yanıma birkaç erzak alıp evden koşarak çıktım ne yaptığımı bilmiyordum ama gözüm arkada değildi adelyn ve mirinda çalışkan kızlardı anneleride onları evirip çevirir diye düşünerek koşuyordum, önümdeki dağa doğru koşmaya başlamıştım birkaç kez göçmüş toprağa boşa ayak sallayıp dengemi kaybetsem de hızımın yavaşlamaması için elimden geleni yapıyordum dağa çıkarken arkamı dönüp baktığımda ev bir tırnak büyüklüğünde duruyordu ,tekrardan dağı hızlı adımlarla çıkmaya devam ettim ,amacım her hangi bir yol, köy,şehir bulmaktı ,dağa çıkarsam çevreye hakim olma şansım vardı. tepeye çıktığımda çevreye şöyle bir göz attım uzakta birkaç yerleşim yeri vardı, oraya gitsem iyi olacak diyip tekrardan yola koyuldum, sıcağında etkisiyle hafif mayışmıştım ama yola devam etmek zorundaydım ,köye vardığımda hava kararıyordu ve köy çok sakindi kimse yok gibiydi,ama yavaş yavaş ilerledikçe insan toplulukları dükkanlar ve önlerinin kalabalıkğını
    görebilmiştim. insanların o toplandıkları yere gittiğimde beni garipser bi bakış attıktan sonra içlerinden biri yanıma kadar gelip selam verip ne iş yaptığımı falan sordu biraz konuştuktan sonra istersen bizim evde seni bir geceliğine seni misafir olarak kabul edebilirim demesi üzeri, günümü garantiye alma rahatlığı çökmüştü üzerime.ne yapıyordu aca mirinda ,adelyn ,ne düşünüyorlardı şuan..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster