1. 451.
    0
    Anılarla dolu barlardan uzaklaşıp hiç bilmediğim bir bara adım attım. Bar taburesine oturdum ve kolumu masaya koyarken kan izini fark eder etmez dirseğime kadar çektim kazağımı. Evet herkes canlı müzik ile eğlenirken ben bar taburesinde rakı içiyordum meze de yoktu sadece bir duble rakı bir bardak su. ikinci, üçüncü, dördüncü derken sallana sallana sigara içmek için dışarı çıktım. Ağızımda sigara ama çakmağım yok. Ceplerimi yoklarken bir anda pembe bir çakmak yaklaştı yüzüme, sonra alevlendi ve ben de sigaramı yaktım ve kafamı kaldırıp çakmağın sahibine baktım, "teşekkür ederim" dedim kafam biraz uyuşsa da sarhoş değildim, ne yaptığımı biliyordum sadece biraz hafiflemiştim. "az kalsın sigaranla beraber alev alacaktın, neden bu kadar içtin?" diyerek teşekkürümü duymazdan geldi. Bir süre donup kaldım ve bu süre boyunca da kızı inceleme fırsatı buldum. Kafasında siyah hip hop şapka üstünde beyaz bir tişört onun üzerinde kot ceket altındaysa ceketine uyan; çorabın üzerine giyilmiş bir kot şortu vardı ayakkabılarıysa boğazlı siyah converslerdi. Kesinlikle buraya ait olamazdı. Duymazdan gelme sırası bendeydi "Böyle üşümüyor musun?" dedim. "Üşümeyecek kadar içtim" dedi. O da bir sigara yaktı. Markası Malboro'ydu ama üzerindeki yazılar farklı bir dildeydi. "hangi ülke?" dedim "Romanya" dedi. Biliyordum zaten buraya ait olamazdı. "ama buralıyım" diye ekledi beni duymuş gibi. "iki sorunu cevapladım artık sıra sende. Kaşındaki bandajla, içmen bağlantılı mı?" dedi kaşımdaki dikişi unutmuştum bile. "nerden anladın?" dedim şaşkınlıkla. "sadece bir tahmin" dedi. "evet onunla alakalı ama o sadece bir bahane" dedim. "Anlatmak ister misin?" dedi "dinlemek istediğine emin misin?" dedim. Sigaralarımız bitmişti. içeri girdik ve kız gidip arkadaşlarına bir şeyler söyledi. Sonra bana işaret etti ve yukarı çıktık, burası daha sessizdi. "arkadaşlarına ayıp oldu sanki" dedim "onların yalnız kalmaya ihtiyacı vardı zaten" dedi. Belki benimle boş olan vaktini geçiriyordu umrumda değildi kaydebedeceğim bir şey de yoktu. Garson geldi, ben bira söyleyecektim ki kız bana sormadan iki kahve söyledi sonra bana dönüp "yeterince içmişsin zaten" dedi. Kirlenmiş kazağım ve ayakkabılarımla kızım karşısında epey kötü duruyordum ama pek umrumda değidi, insanların düşüncelerini kafama takmıyordum. Önce kaşımdaki yaranın sebebini anlattım öncelerini sormaya başladı ben de size anlattığım gibi anlatmaya başladım ve tüm hikayemi ona o gece anlattım. Ara sıra sorular soruyordu gerçekten ilgisini çekmiş olmalıydım. "Peki senin hikayen ne?" dedim "ben senin gibi lise hayatı yaşamadım, hatta hiç lise hayatı yaşamadım" dedi dikişili kaşımı istemsiz olarak hava kaldırarak "nasıl yani lise okumadın mı?" dedim. Beni meraklandırmak hoşuna gitmiş olacak "merak et biraz" diyerek gülümsedi sonra toparlandı. "bir daha görüşecek miyiz yani?" dedim "telefonunu ver" dedi heyecanla cebimden çıkartıp telefonumu ona uzattım baya güldü. O an ismini sormadığım aklıma geldi. Ya söylediyse diye bir şey diyemedim. Telefonu bana tekrar uzattı "numaramı kaydettim, görüşürüz" dedi sonra da gitti, uzun süre sonra bir kızın gidişini izledim. Rehberde aramaya başladım, mutlaka ismini bilmediğim biri olmalıydı ki buldum ama isim yazmıyordu sadece iki tane soru işareti (aynen "??" bu şekil) vardı. Demek ki gerçekten ismini söylememiş ve ben de sormamışım. Etkilenmiştim, bugün yaşananlar tesadüf müydü mucize miyidi yoksa rüya mıydı bilmiyordum..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster