1. 1.
    +24 -1
    bütün gün çalışıyorsun, yük indirip bindiriyorsun. işin bu, fakat unuttuğun bir şey var. "sıçmak."

    günün herhangi bir saatinde hafifçe karnındaki kaslar kasılır, donakalırsın. ardından kupkuru olan züt deliğini yavaşça sıkarsın, ardından bağırsakların yavaşça guruldar ve o sırada biraz daha rahatlayıp, kupkuru olan züt deliğini nemli bir halde bulursun ve yavaşça onu salarsın. hafifçe dudaklarını yaladıktan sonra, "ya bu tekrardan başıma gelirse?" diye düşünürsün, ve işine devam edersin. yine çalışırken, ansızın tekrardan gelir bu hadise, bu sefer biraz korkup, elini yavaşça karnının üzerine doğru koyup sıkarsın, gözlerini kapatırsın ve dübürünü sıkarsın. ani bir bağırsak guruldaması geçirirsin ve gülümseyerek, devam edersin. ama o da ne? yürüdükçe, iki züt yanağının birbirinden kaydığını görüyorsun? yoksa altına mı kaçırdın? kaç yaşında adam? hadi ama-.. bunu kontrol etmek için, etrafa bir süre bakındıktan sonra, tedirgin ifadeler ile köşeye doğru, kimsenin seni göremeyeceğin yere doğru çekilirsin ve sol eli ile pantolonunu tutup, sağ elini zütünün derinliklerine indirip, boxerına dokunursun. ufak bir ıslaklık buluyorsun, ve elini yavaşça çekip eline bakıyorsun. ardından gözlerini kısıp, tedirgin bakışlarla elini burnuna zütürüp kokluyorsun ve o muhteşem koku... evet, saatlerce çıkmayı beklemiş, içeride fermentasyon geçirmiş, bağırsak ve diğer organlar ile harmanlanmış olan o müthiş koku, hmm. acımsı, ekşimsi koku. yavaşça dikkatini toplayıp işine devam ediyorsun ve akşam için sabırsızlanıyorsun. ve nihayet, akşam oluyor. durakta otobüs bekliyorsun, sıçmak üzeresin. züt kaslarının kasılmasını yarayan kasları bile salsan, o an... oraya şırıl şırıl sıçacaksın. ishalsin ve 21 saattir tuvaletini yapmadın, hmm. enfes. çok geçmeden, otobüs geliyor. otobüse doğru biniyorsun ve tam akbil basacağın sırada karnın tekrardan kasılıyor, tam akbili basarken karnın gurulduyor ve karnının gurultusu, akbilin sesini absorbe ediyor. şöför, hafifçe tebessüm ederek ilk önce karnına doğru, ardından sana doğru bakıyor ve başını olumsuz yönde sallayarak vitesi ileriye atıyor, sürmeye başlıyor. o sırada, etraftaki demirlere tutunmuş bir şekilde ilerliyorsun ve otobüsün içerisinde göz gezdiriyorsun, artık dayanamıyorsun. karnın sürekli olarak ağırıyor ve yüksek sesteki guruldamalar dikkati üzerinde toplamana neden oluyor. terlemişsin, beklediğin an geldi. eve geldin. otobüs evin önünde durdu, evin önüne doğru giderken otobüste arkada oturan iki kızın sana bakıp sırıtışı gözünden kaçmıyor, utanç içerisinde, hızlı adımlar ile ilerliyorsun. kapıyı açıyorsun ve tuvalete doğru koşuyorsun, zar zor pantolonu sıyırıp kıçını, o buzzz gibi alafranga tuvaletin klozetine yaslıyorsun ve aniden züt kaslarını salıyorsun ve içeriden, içeriden-.. sanki bir kuyu açılmış gibi sular boşalıveriyor adeta. suratında gülümseme, ve acı. bütün günün hıncını, o an çıkartıyorsun. biraz acımış olsa gerekiyor ki, ellerin ile dizlerini tutuyorsun ve sıkmaya başlıyorsun ve sabrediyorsun, ardından, işin bitince hafifçe o sevimli poponu geriye doğru çekerek klozetteki ishal taka doğru bakıyorsun, ardından tebessüm ediyorsun. yavaşça gözlerini dizlerindeki tırnak izlerine doğru çeviriyorsun ve bütün gün yaşadığın acılar gözünün önünden geçiyor, ardından gülümseyerek, sağ elini kıçına doğru daldırıyorsun ve okşamaya başlıyorsun, bu kısımda boxerıne doğru bakıyorsun, beyaz boxerının züt kısmı, kabarcık olmuş, kapkahverengi, uzun bir şerit uzanıyor, bir yandan onu doyasıya koklarken bir yandan sol elin ile taharat musluğunu açıp, bir güzel kıçını yıkadıktan sonra kalkıyorsun ve aynaya bakıyorsun.

    ellerini yıkarken, sert bakışlar ile aynaya bakıyorsun. bu bakışlar zafer bakışları, bu bakışlar, mücadelenin bakışları seni koca yürekli savaşçı, bütün gün bunun için uğraştın ve bunu hak ettin.
    ···
   tümünü göster